İran Dini Lideri Ali Hameney’e bağlı molla yapılanması ile Devrim Muhafızları’nın 29 Aralık 2024 günü, Azerbaycan Türk milleti açısından tarihi kimlik taşıyan Erdebil kentinde düzenlenen gösteride Türkiye ve Azerbaycan liderliklerine çok ağır kelimelerle hakaret sloganları atılması ve bütün bu yaşanılanın İran’ın resmi televizyon kanalından canlı olarak yayınlanması, Ankara ve Bakü’de dikkatle izlendi.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Bakü Maslahatgüzarı Seyid Cafer Maryan’ı bakanlığa çağırarak , İran’daki kışkırtmalara son verilmesini istedi. Dışişleri Bakanlığı İran yönetiminden uluslararası ve ikili anlaşmalara uymasını ve karşılıklı dostluğa izin vermemesini önemle uyardı.
Bakü açıklamasında özellikle, dini lider Hamaney’in Erdebil temsilcisi molla Hasan Ameli’nin gösteriler sırasında yaptığı konuşmada R.Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev için söylediği hakaretlere dikkat çekildiğini de vurguladı.
Erdebil’de “Çaldıran Şehitleri ve Direniş Şehitlerini Anma Etkinliği” adı altında yapılan gösteride halkın arasına karışmış Devrim Muhafızları’nın Türkçe olarak iki Türk devletinin liderliğine ağır hakaret içeren sloganları attıkları, gösteriye katılanların da bu sloganları tekrarladıkları izlenmişti…
ÇOK AĞIR BİR KIŞKIRTMA, İRAN’IN HEDEFİ BELLİ.
Azerbaycan medyası, söz konusu eylemin Erdebil gibi, Azerbaycan Türk milletinin tarihi bağlarında büyük yeri olan bir kentte düzenlenmesinin ve atılan sloganların sanki Güney Azerbaycan’da yaşayan Türk milletinin sloganıymış gibi bir görüntü verilmesinin ağır kışkırtma olduğunda birleşti.
İran rejiminin Azerbaycan ile Tebriz merkezli Güney Azerbaycan arasında nifak tohumları oluşturmaya çalıştığını fakat 44 günlük Karabağ Savaşı sırasında İran’ın Türk kentlerinde yaşanılan destek gösterilerinin bunun imkansız olduğunu gösterdiği de vurgulandı.
Azerbaycan’da yayınlanan yorumlarda Ali Hamaney’in Erdebil temsilcisi molla Hasan Ameli’nin sözde Türk yanlısı gibi görünen ama aslında Türk düşmanı kimlik taşıyan bir karakter olduğu da kaydedildi.
- TÜRKİYE-AZERBAYCAN’IN HEDEF ALINMASI TESADÜF DEĞİL…
Bakü’de yayınlanan Müsavat gazetesi yazarlarından Elşad Paşasoy, gelişmeyle ilgili yorumunda, Türkiye ve Azerbaycan’ın İran meydanlarında birlikte hedefe oturtulmasının İsrail ile bağlantılı hiçbir yönü olmadığını şu sözlerle ile vurguladı:
“Diyelim ki Azerbaycan’ın İsrail’le ilişkileri Ameli’yi ve diğer şovenistleri etkiliyor. Peki Türkiye’ye yönelik saldırı için ne denebilir? Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in bölgedeki politikasına ve askeri operasyonlarına karşı katı ve ilkeli bir tavır almış, bazı durumlarda ilişkiler savaş noktasına kadar gelmiştir. Sonuçta mantıken İran’daki ayetullahların Erdoğan’ın ayakları dibinde dua etmesi ve ona teşekkür etmesi gerekirdi. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Filistin sorununun iki devlet ilkesiyle çözülmesi gerektiği konusundaki kesin tutumunu görmezden gelen Ayetullahlar, Azerbaycan devletinin Filistin’e insani yardım sağladığını göremiyorlar. Çünkü aslında Filistinli çocukların kaderi onları ilgilendirmiyor. İlgilenselerdi İran destekli Hamas’ın 7 Ekim 2023’te gerçekleştirdiği katliamı protesto ederlerdi. Filistin ateşini yeniden alevlendiren, İsrail’e bahane veren Azerbaycan ve Türkiye değil İran’dı, bunu bilmeliler! Azerbaycan’ın kutsal yerlerinden Erdebil’de Türkiye karşıtı, Azerbaycan karşıtı eylem düzenleyerek, iddiaya göre “bizi kalbimizden vurmak” istiyorlardı. Fakat bu nafile bir girişimdir. Güneyli kardeşlerimizin sesini duyuyoruz, Erdebil’deki ses onların sesi değil.”
Yazar, İran’ın artık belirgin bir Türk düşmanlığı yaşadığını, bunun temelinde de yıllardır Ortadoğu’da Suriye başta çeşitli cephelere yapmış olduğu yatırımların tek tek çökmesinden kaynaklandığını da kaydetti:
“Aslında Türkiye ve Azerbaycan liderlerine yönelik eylemin düzenlenmesinin asıl sebebini biliyoruz. İran Suriye’de utanç verici bir şekilde kaybetti, milyarlar harcadı, vekil güçlerle birlikte Beşar Esad İran’ı “kırmadı”. Suriye sürecinin kazananlarından Türkiye, Azerbaycan ile ortak harekete geçerken, Aliyev ve Erdoğan son günlerde Suriye konusunu görüşmüştü. Azerbaycan’dan gelen ilk yardım konvoyu Suriye’ye ulaştı. İşte İran’da Türkofobiyi yakan şey bu. Hankendi’deki ayrılıkçılara Ermeni arabalarıyla yakıt gönderen ve planı deşifre olan İran’ı kastediyorum. Karabağ Zaferi’nin ardından İran sürekli olarak ülkemizi tehdit etti. Karabağ’da kaybetti, Suriye’de… Bu yüzden kendi dünyasında, Azerbaycan’dan, Türkiye’den “intikam alıyor”. Dindar insan kan istemez, barış ister. Bir din adamı, Azerbaycan uçağının kurbanlarına en az bir hutbe ithaf eder… Bütün bu kötülükler tarihte kalacaktır. Herkes ektiğini biçecek! Güneyli kardeşlerimiz henüz sözlerini söylemediler…”
Kaynak: M5
