Hizbullah'ın içinde truva atı mı var? Patlamalar nasıl gerçekleştirildi? - M5 Dergi
Dünya

Hizbullah’ın içinde truva atı mı var? Patlamalar nasıl gerçekleştirildi?

Abone Ol 

Lübnan’a yönelik siber terör saldırılarını ardından akıllara “Hizbullah’ın içinde truva atı mı var?” sorusu geldi. MOSSAD medyaya sızdırdığı bilgilerle bu cihazlara patlayıcı yerleştirildiği algısını oluşturmaya çalıştı. Hatta merhum İran cumhurbaşkanı Reisi’nin de çağrı cihazı kullandığı hatırlatılıyor. Reisi de çağrı cihazının patlatılması ya da helikoptere yapılan bir elektronik harp saldırısı ile mi öldürüldü? Sorusu da sorulur hale geldi. Bu durum aslında pandoranın kutusunu açmak anlamına geliyor.

İsrail’in Lübnan’a yönelik iki dalga halinde gerçekleştirdiği terör saldırısı akıllara birçok soru getirdi. Öncelikle çağrı cihazı ve telsizlere patlayıcı mı yerleştirildi, yoksa MOSSAD yeni bir elektronik harp saldırısı tekniği mi geliştirdi? Ve tabii esas amaç saldırı ile Hizbullah’a zarar vermek miydi, yoksa Hizbullah üyelerinin kimliklerini deşifre etmek için bir strateji mi geliştirildi… Detaylar analiz haberimizde…

İsrail çağrı cihazlarından sonra telsiz sistemlerine girdi. Lübnan’a yönelik ikinci dijital terör saldırısını gerçekleştirdi. MOSSAD medyaya sızdırdığı bilgilerle bu cihazlara patlayıcı yerleştirildiği algısını oluşturmaya çalıştı. Aynı zamanda Hizbullah’ın kalbine kadar girdik mesajı verildi.

PEKİ AMA BU NASIL OLDU?

Öncelikle ilk olarak çağrı cihazlarının Macaristan’da üretildiği ve burada içine patlayıcı yerleştirildiği algısı oluşturuldu. Ancak Macar hükümet sözcüsü Zoltan Kovacs, söz konusu firmanın Macaristan’da herhangi bir üretimi ya da tesisinin bulunmadığını, bir aracı firma olduğunu kaydetti.

2 yıl önce kurulduğu belirtilen firmanın bulunduğu ofisin camında, a4 kağıdına yazılmış firma isminden başka bir ibareye rastlanılmadı. İnternet sitesi kapatıldı. Sözde genel müdürü ortadan kayboldu.

Aynı şekilde ikinci dalgada patlatılan telsizlerle ilgili de durum şüpheli… Benzer taktikle üretim sürecinde telsizlere de patlayıcı yerleştirildiği iddia ediliyor. Ancak Japon firması söz konusu modelin üretiminin 2014 yılında durdurulduğunu açıkladı. Ayrıca, cihazların üretiminde “önceden belirlenmişlerin haricinde parça kullanılmadığı” ve radyo cihazlarının tamamının aynı fabrikada imal edildiği ve denizaşırı üretim yapılmadığının altı çizildi.

Yani Macaristan’daki fabrikada içine patlayıcı yerleştirildi iddiası da Japonya’daki tesislere sızılmış olması ihtimali de çok zayıf görünüyor. Ve eğer iddia edildiği gibi katliam saldırısındaki ölümlerin sebebi patlayıcıysa bunun İsrail’de yapılmış olması daha güçlü olduğunu ortaya çıkarıyor.

MOSSAD, Hizbullah’a sahte evraklar ile sahte bir sevkiyat mı yaptı sorusu akla geliyor ve bu soruyla birlikte de Hizbullah için bu kadar kritik olan iletişim sistemlerinin alımında kimlerin yetkili olduğu sorusu öne çıkıyor.

Yani bir başka deyişle MOSSAD, Hizbullah’ın içine bir truva atı mı yerleştirdi? 5 ay önce yapıldığı iddia edilen çağrı cihazı ve telsiz alımlarında kim MOSSAD ile irtibatlı bu süreci organize etti sorusu cevap bekliyor… Öte yandan İsrail’in elektronik cihazlardaki pilleri aşırı ısınma sonucu patlatacak bir elektronik harp saldırısı yapmış olabileceği de değerlendiriliyor…

Hatta merhum İran cumhurbaşkanı Reisi’nin de çağrı cihazı kullandığı hatırlatılıyor. Reisi İran’da düşen bir helikopterde yaşamını yitirmişti. Olay kayıtlara kaza olarak geçti. Ama Lübnan’daki saldırı sonrası yeniden şüpheli hale geldi… Reisi de çağrı cihazının patlatılması ya da helikoptere yapılan bir elektronik harp saldırısı ile mi öldürüldü? Sorusu da sorulur hale geldi.

MOSSAD “PANDORANIN KUTUSU”NU AÇTI

Bu durum aslında pandoranın kutusunu açmak anlamına geliyor. Zira terör örgütleri de MOSSAD’ın izinden gidip benzer saldırılar planlamanın yollarını arayabilir. Yani bugün Lübnan’da yapılan saldırıların benzerleri dünyanın her yerinde hatta İsrail topraklarında da olabilir.

SIRA CEP TELEFONLARINDA OLABİLİR Mİ?

Ve tabii herkesin sorduğu bir diğer soruysa Lübnan’da sıra cep telefonlarında olabilir mi? şeklinde zira üçüncü dalga olacak mı endişesi ciddi boyutta arttı…

Lübnan’daki terör saldırılarının uzun vadeli bir planlama ve stratejinin sonucu olduğu ortada. Muhtemelen MOSSAD saldırının hemen ardından hastanelerdeki yaralı listesine ulaşmak için de bir operasyon yaptı. Çağrı cihazı ve telsizleri kullanan Hizbullah üyelerini deşifre etmek için tüm uluslararası hukuk kurallarını çiğnemeyi göze aldı. Peki, İsrail, Hizbullah üyelerini deşifre ettiyse bundan sonra ne olacak sorusu da yine gündemde…

Kaynak: Star

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close