Analiz: İHA saldırıları ve karşılıklı askeri konuşlandırmalar! Kızıldeniz’de neler yaşanıyor? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: İHA saldırıları ve karşılıklı askeri konuşlandırmalar! Kızıldeniz’de neler yaşanıyor?

Abone Ol 

Cumartesi günü Hindistan’ın batı kıyısı açıklarında Umman Denizi’nde bir ticari gemiye insansız hava aracı (İHA) ile saldırı düzenlendi. Saldırı, yangına ve hasara neden olurken, can kaybına yol açmadı. Ancak olay, bölgedeki deniz geriliminin arttığının bir göstergesi olarak görüldü.

İngiliz deniz güvenliği şirketi Ambrey, Liberya bandıralı ‘İsrail bağlantılı’ geminin, kimyasal maddeler taşıdığını ve Hindistan açıklarında seyrettiğini aktardı. Ambrey’in aktardığına göre saldırı, Hindistan kıyılarının 200 kilometre güneybatısında meydana geldi.

Ambrey’in internet sitesinde, gemi mürettebatından kimse zarar görmeden yangının söndürüldüğü belirtildi. Reuters, gemide çıkan yangın sonucunda ‘bazı yapısal hasarların meydana geldiğinin rapor edildiğini ve gemiye bir miktar su ulaştırıldığını’ bildirdi.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, Hindistan Donanması’ndan bir yetkili, uçağın saldırıya uğradığı bölgeye bir uçak gönderildiğini ve uçağın gemiye ulaşarak hem kendisinin hem de mürettebatının emniyetini sağladığını açıkladı. Hint yetkili, “Gerekli yardımı sağlamak için bölgeye Hindistan Donanması’ndan bir savaş gemisi de gönderildi” ifadelerini kullandı.

Saldırının sorumluluğu henüz kimse tarafından üstlenilmezken İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (Makan), gemiyi hedef alan İHA’nın İran’dan havalandığını öne sürdü.

Geçtiğimiz ay Hint Okyanusu’nda İsrail’e ait bir ticari gemi İHA ile hedef alınmış, saldırıda gemi hasar görmüştü. ABD’li bir askeri yetkili, saldırının arkasında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) olduğundan şüphelenildiğini aktarmıştı.

İran, daha önce Hint Okyanusu’nun kuzeyinde İHA’ların kalktığı platformlarla dolu gemiler konuşlandırmıştı.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Husilerin 35’ten fazla farklı ülkeye bağlı 10 ticari gemiyi hedef alan 100’den fazla İHA ve balistik füze saldırısı gerçekleştirmesinin ardından açık denizlerde gerilimin arttığını vurguladı. Deniz taşımacılığı şirketleri, Kızıldeniz’i kullanmak zorunda olan gemilerinin seferlerini askıya aldı.

İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Otoritesi (UKMTO), cumartesi günü Yemen’in Salif kentinin 45 deniz mili güneybatısındaki Babu’l Mendeb Boğazı civarında yaşanan bir olayın bildirildiğini açıkladı. Açıklamada, yetkililerin soruşturma yürüttüğü ve gemilere geçiş sırasında dikkatli olmaları yönünde talimat verildiği belirtildi.

Su yollarının kapatılması tehdidi

Öte yandan DMO Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Ali Rıza Tengsiri, okyanus seferberlik güçleri (Besiç) oluşturduklarını ve bu Besiç güçlerinin Tanzanya’ya ulaşabilecek büyüklükte teknelere sahip olduğunu açıklamıştı. Birkaç gün sonra DMO Genel Koordinatörü Muhammed Rıza Nakdi, ABD ve müttefiklerinin Gazze’de suç işlemeye devam etmesi halinde Akdeniz’i kapatmakla tehdit etti.

İsrail’le çatışmasında Hamas’ın yanında yer alan İran, ABD’yi İsrail’in Gazze’de işlediği suçları desteklemekle suçluyor. İsrail’in Gazze Şeridi’nde haftalardır aralıksız devam eden bombalamalarında binlerce Filistinli öldürüldü. Bombardımanlar, Gazze sakinlerinin büyük çoğunluğunun yerinden edilmesine yol açtı.

DMO’ya yakın Tesnim Haber Ajansı, DMO Genel Koordinatörü Nakdi’nin “Yakında Akdeniz, Cebelitarık Boğazı ve diğer su yollarının kapatılmasını beklesinler” dediğini aktardı.

İran, Akdeniz’i göz hapsine alırken, DMO’nun su yollarını nasıl kapatmayı planladığı bilinmiyor. Ancak Reuters’ın haberine göre, Nakdi, ‘yeni direniş güçlerinin ortaya çıkmasından ve başka su yollarının da kapatılmasından’ bahsetti.

DMO, aralarında menzili 2 bin kilometreye kadar olan balistik füzeler, kruz (seyir) füzeleri ve İHA’ların olduğu bir cephaneliğe sahip.

Nakdi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün Körfez ve Hürmüz Boğazı onlar için kabusa dönüştü. Bugün de Kızıldeniz’de sıkışıp kaldılar. Tıpkı Rehber’in (İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney) adaletsizlik sınırları aştığında sel felaketini beklemelerini söylediği gibi, suç işlemeye devam ettikleri sürece Akdeniz’in, Cebelitarık Boğazı’nın ve su yollarının kapatılmasını beklesinler.”

Coğrafi olarak Akdeniz’deki Cebelitarık Boğazı’ndan uzakta olan İran, Akdeniz’de Hizbullah gibi grupları ve Suriye’de Hizbullah’la ittifak yapan silahlı grupları destekliyor.

Geçtiğimiz cuma akşamı İran destekli ‘Irak İslami Direniş’ adlı Iraklı milis grup, Akdeniz’de hayati bir hedefi uygun silahlarla hedef aldığını ve tam isabetle vurduğunu duyurdu.

Öte yandan DMO Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Tengsiri, Tanzanya’ya ulaşabilecek büyüklü küçüklü sivil gemilere sahip okyanus seferberlik güçleri oluşturduklarını açıklamıştı. Tuğamiral Tengsiri açıklamasında, “Şu an okyanus seferberlik güçleri (Besiç) oluşturduk ve bu Besiç güçleri, Tanzanya’ya ulaşabilecek büyüklükte teknelere sahip. Bundan sonraki aşama ise gölge donanma kuvvetleri oluşturmak” ifadelerini kullandı.

İran, Husilerin geçtiğimiz ay Kızıldeniz’de seyreden ticari gemilere yönelik saldırıları desteklediğini açıklamış, ancak bu saldırıların emrini verdiği iddialarını reddetmişti.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in (Rehber) geçtiğimiz ayın başlarında İsrail ile ticari ilişkileri kesme ve İsrail’e petrol ihracatını engelleme çağrısı yapmasının ve ardından Husi liderlerinden birinin, Husi güçlerinin Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb Boğazı’ndaki İsrail gemilerini hedef alabileceğini açıklamasından sonra Husilerin gemileri hedef alan saldırıları arttı.

İstihbarat raporu Tahran’ı işaret etti

Beyaz Saray tarafından cuma günü yapılan açıklamada, İran’ın Kızıldeniz’deki ticari gemileri hedef alan saldırıların planlanmasına doğrudan dahil olduğu belirtildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, “Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik operasyonların planlanmasına İran’ın doğrudan müdahil olduğunu biliyoruz. İran’ın uzun süreli maddi desteği ve Husilerin bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini teşvik etmesiyle tutarlı olan bu durum, kolektif eylem gerektiren uluslararası bir sorundur” ifadelerini kullandı.

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı’nın (AWP) aktardığına göre, CNN’e konuşan Watson, şunları söyledi:

“Gizliliği yeni kaldırılan bir istihbarat raporu, Gazze krizi boyunca Husilerin İran’ın verdiği destekle İsrail’e ve deniz hedeflerine karşı saldırılar başlattığına işaret ediyor.”

İran’ın Husileri desteklemek ya da desteklememek arasında seçim yapma hakkına sahip olduğunu vurgulayan Watson, İran’ın desteği olmasaydı Husilerin Kızıldeniz’de ve Aden Körfezi’nde seyreden ticari gemileri etkin bir şekilde takip etmekte ve vurmakta zorluk çekeceğini de sözlerine ekledi.

Watson, sözlerine şöyle devam etti:

“İran’ın sağladığı bilgiler, Husilerin kasım ayında saldırılarına başlamasından bu yana donanma gemilerini hedef alması açısından hayati önem taşıyor.”

Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarda kullandığı İHA’lar ve füzelerin 2015 yılından bu yana Husilere verilen destek kapsamında İran tarafından sağlandığı belirtildi.

Deniz ittifakı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, geçtiğimiz pazartesi günü, görevi Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliğini sağlamak olan Ortak Deniz Kuvvetleri adı altında çok uluslu bir deniz görev gücü kurulduğunu duyurdu. Austin yaptığı açıklamada, “Refah Muhafızı Operasyonu (Operation Prosperity Guardian) adlı yeni görev gücünde İngiltere, Bahreyn, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya yer alıyor. Görev gücünün misyonu, Kızıldeniz’in güneyindeki ve Aden Körfezi’ndeki güvenlik sorunlarının birlikte ele alınmasını amaçlıyor” dedi.

Diğer taraftan İran Dini Lideri Hamaney’in Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Ali Şemhani, ülkeleri Kızıldeniz’de ABD liderliğinde kurulan deniz ittifakına katılmaya karşı uyardı.

İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani, halk arasında İran’ın ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmesiyle ilgili korkuların arttığı sırada yaptığı açıklamada, “Kızıldeniz bizim bölgemiz, onu biz kontrol ediyoruz, orada kimse askeri bir hamlede bulunamaz” şeklinde konuştu.

Lojistik izleme gemisi

Beyaz Saray’ın istihbarat raporunun ayrıntılarını yayınladığı sırada Batılı ve bölgesel yetkililer, Wall Street Journal (WSJ) gazetesine yaptıkları açıklamalarda, DMO’nun Husilere Kızıldeniz’deki gemilere saldırı için istihbaratın yanında İHA ve balistik füze de sağladığını söyledi.

Yetkililer, Kızıldeniz’de konuşlu DMO’ya ait bir gözetleme gemisinin, geçtiğimiz günlerde Babu’l Mendeb’de gemilere yönelik saldırılarda kullanılmak üzere Husilere ticari gemilerin izlenmesi için istihbarat sağladığını belirtti.

Aynı yetkililer, Babu’l Mendeb’de seyir halindeki çok sayıda geminin internet üzerinden takip edilmemek için radarlarını kapattığını, ancak DMO’ya ait gözetleme gemisinin sağladığı istihbaratla Husilerin bu gemileri İHA’lar ve balistik füzelerle tam isabetle hedef alabildiğini kaydetti. Batılı yetkililerden biri, “Husiler gemileri hedef alacak radar teknolojisine sahip değil ve İran’ın yardımına ihtiyaçları var” ifadelerini kullandı.

İran, Kızıldeniz’e kadar uzanan gölge savaşı kapsamında İsrail ile karşılıklı deniz saldırıları çerçevesinde, Kızıldeniz’de ticari koruma altında faaliyet gösteren bir lojistik izleme gemisi konuşlandırmıştı.

2021 nisanında hedef alınan kendisine ait ‘Saviz’ adlı gemiyi Kızıldeniz’den çeken İran, yerine stratejik öneme sahip bu seyrüsefer güzergahında istihbarat toplamak amacıyla ‘Behzad’ adlı benzer bir gemi konuşlandırmıştı. Saviz ve Behzad adlı gemiler, ABD tarafından 2018’de eklendiği yaptırım listesinde hala yer alıyor.

DMO, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2015 tarihli nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinden bir yıl sonra, Mayıs 2019’da İran’ın petrol ticaretine karşı uygulanan yaptırımları sıkılaştırma kararı aldıktan sonra birçok ticari gemiyi hedef almış, çok sayıda petrol tankerlerine el koymuştu.

Kaynak: Sarkul Awsat

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close