ABD-İsrail ve İran Denkleminde Gerilim Nasıl Bu Noktaya Geldi? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

ABD-İsrail ve İran Denkleminde Gerilim Nasıl Bu Noktaya Geldi?

Abone Ol 

İran-ABD ilişkileri, özellikle son birkaç yıldır artan gerilimlerle gündeme damgasını vurdu. Bölgeyi izleyen ortalama bir insan için sonuç oldukça açık: Savaşın eşiğindeyiz.

Adem Kılıç tarafından M5 için çevrilmiştir.

Bu noktaya nasıl gelindiği ise oldukça karmaşık.

İran, ABD’ye meydan okumaya devam ediyor ve ABD güçlerini Irak’tan çıkarmaya çalışıyor. Trump yönetimi, 2018’de İran Anlaşması’ndan uzaklaştı. Rejimi izole etmek ve yoksullaştırmak için yaptırımlar kullanmaya çalıştı. Aynı zamanda İran’ın müttefiklerini cezalandırmaya ve İran’ın Yemen’deki Husi isyancılarına ve Lübnan’daki Hizbullah’a silah kaçakçılığı yaptığı konusunda farkındalık yaratmaya çalıştı.

Mayıs 2019’da gerilim arttı. İran destekli Iraklı milisler, Irak’taki ABD güçlerine ve Suudi Arabistan’da çeşitli noktalara roket atmaya başladı. İran, Umman Körfezi’ndeki gemileri sabote etti, Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit etti ve bölgeye yeni füzeler, insansız hava araçları ve deniz güçleri göndermeye devam etti. Eylül 2019’da İran, Suudi Arabistan’a saldırmak için insansız hava araçları ve seyir füzeleri kullandı. Aynı zamanda, Basra Körfezi’nde ABD gemilerini de taciz etmeye devam etti.

İran; Irak’ta, Haşdi Şaabi ve çoğunlukla Irak güvenlik güçlerinin bir parçası olan Şii milisleri, ABD tesislerine saldırmaları için görevlendirdi. Aralık 2019’da bir ABD’li müteahhit ve Mart 2020’de ABD liderliğindeki üç koalisyon üyesi öldürüldü.

ABD bunlara yanıt olarak hava saldırıları düzenledi. Trump doktrini, ABD askerleri zarar görürse ABD’nin karşılık vereceğini vurguladı. ABD ayrıca misilleme olarak Kudüs Devrim Muhafızları başkanı olan Kasım Süleymani ve Irak milislerini lideri Ebu Mehdi el-Muhandis’i öldürdü.

İran intikam sözü verdi. Ocak 2020’de Irak’taki Ayn el Esad hava üssüne ve Erbil’deki noktalara balistik füzeler ile saldırı düzenledi. Ayrıca Irak’taki ABD tesislerine, özellikle de Bağdat’taki büyükelçiliğe saldırı girişimlerinde bulundu.

Bütün bu gelişmeler ve karşılıklı mesajlar bizi 23 Aralık 2020’ye getiriyor. “Bağdat’taki ABD büyükelçiliği geçtiğimiz Pazar günü birkaç roket tarafından vuruldu. Saldırının nereden olduğunu tahmin edin: Tabiiki İRAN.

Trump: “İran’a bazı dostane tavsiyelerde bulunuyorum. Herhangi bir Amerikalı öldürülürse, bundan İran’ı sorumlu tutacağım.” ifadelerini kullandı.

ABD bunu daha önce, 2018’de Basra’daki ABD Konsolosluğunun tacizinden sonra, 2019’da ve 2020’nin başlarında da söylemişti. Trump, İran Körfezi’ndeki ABD gemilerine saldırı olması halinde, saldıran gemileri batıracakları konusunda uyarmıştı.

ABD’nin Global Hawk insansız hava aracının, Haziran 2020’de İran’ın Khordad hava savunması tarafından düşürülmesinden sonra, Trump İran’ı vurmaya yaklaştı. Ama hiçbir Amerikalı öldürülmediği için son anda bu hamlesinden vazgeçti.

Trump’ın 23 Aralık’taki uyarısının nedeni, Süleymani’nin ölüm yıldönümü yaklaşırken İran’ın Amerikalılara saldırmasını önlemekti. Gerilim yüksek. ABD, güdümlü füze denizaltısı olan USS Georgia’yı bölgeye gönderdi. Ayrıca ABD, Kasım ayında B-52’lerini de Orta Doğu’ya da geri göndermişti. Raporlar, bir tür uyarı olarak bir İsrail denizaltısının da Süveyş Kanalı üzerinden İran’a doğru yolda olduğunu söylüyor.

İsrail ile İran arasındaki gerilim de ABD-İran gerilimine benziyor!

İsrail, Ocak 2019’dan itibaren İran hedeflerine yaklaşık 1000 hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu rakam gerginliğin daha fazla olduğu 2016 yılından bile fazlaydı. 2017’de İsrail, Arrow sistemini ilk kez İran’ın S-200 füzesini durdurmak için kullandı. 2018’de ise David’s Sling sistemi ilk kez kullanıldı.

İran, Nisan 2018’de 3. Khordad sistemini Suriye’ye taşımaya çalıştı ve Şubat 2018’de İsrail hava sahası içerisinde bir drone uçurdu. Irak üzerinden Suriye’ye balistik füzeler de dahil olmak üzere silah kaçakçılığı yaptı. Ayrıca Albukamal’daki İmam Ali üssüne de tüneller inşa etti.

2019 sonbaharında İsrail, Hizbullah tünellerini ortaya çıkardı ve Temmuz 2020’de Hizbullah, İsrail’in Suriye’deki üyelerinden birini öldürdüğünü iddia etmesiyle gerilim yeniden yükseldi.

İsrail, İran’ı Aralık 2018’den beri artan bir şekilde, Suriye’ye yerleşmemeleri konusunda uyardı. Fakat İran bu uyarıları dinlemedi fakat IRGC üyelerini Suriye’den geri çekti. İranlı nükleer mühendis Muhsin Fahrizade Kasım ayında öldürüldüğünde, İran intikam sözü verdi. Ayrıca Natanz nükleer tesisinde Temmuz 2020’de gerçekleşen sabotajın sorumlularının izini sürmeye de söz verdi.

İşte bu gelişmelerin tamamı; İsrail ve ABD’nin İran konusunda ortak noktaya gelmesinin temelini oluşturan şeyler.

İran, Biden yönetiminin arifesinde herhangi bir çatışma istemiyor. Yeni ABD yönetiminin; İran anlaşmasına geri döneceğini ve İran’la ilişkiye gireceğini ima ettiğini biliyor. Tahran’ın bu köprüleri yakmak için hiçbir nedeni yok.

Washington, Tahran ve Kudüs arasındaki mesajların dansı devam ediyor. Soru ise müziğin ne zaman duracağı!

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close