Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) destekli harekatı özellikle Teşrin Barajı hedefli olarak sürüyor. TSK’nın bu harekat çerçevesinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi komşusu Ayn el-Arab (Kobane)’ye dönük yığınak yapması üzerine, Amerikan ordusu bu kentte hızla üs yapımına başladı.
Washington kaynakları, Amerikan yönetiminin, bölgede yapılandırılmış PKKYPG unsurlarının silah bırakmasına mevcut koşullarda kesinlikle izin vermediğini SMO’ya dönük çatışmaların yayılarak büyümesinin beklendiğini duyurdu.
PKKYPG’DEN İŞİD ZEMİNLİ KUMPAS
Amerikan yönetiminin ve bölgedeki müttefiki PKKYPG’nin SMO’yu İŞİD benzeri bir yapılanma olarak gösterme ve bu yolla Türkiye’nin desteklediği bu meşru muhalefet askeri yapılanmasına karşı uluslararası düzeyde kampanya başlatma hazırlığında olduğu ortaya çıktı.
Bu konudaki kışkırtıcı açıklama, PKKYPG’nin, “Teşrin Barajı’ndaki çatışmalarda yabancı kökenli paralı askerler de yer alıyor” açıklamasıyla geldi. Örgüt, çatışmalarda SMO saflarının yanında Çeçen, Uygur ve Özbek milislerin de yer aldığını savundu. Suriye Demokratik Güçleri (SDG-PKKYPG) tarafından yapılan açıklama şöyle denildi:
“Münbiç çevresi ve Teşrin Barajı yakınlarında sürmekte olan çatışmalarda düşman güçlerin yanında Türkistan(Uygur), Özbek ve Çeçen paralı askerlerin de yer aldığı tespit edilmiştir. Kendilerine “Dinin Muhafızları” adını veren bu grup, çok sayıda elemanıyla çatışmalarda yer almaktadır.”
Uzmanlar, bu tür bir açıklamanın iki hedefi olduğunda birleşiyorlar:
1- “Dinin Muhafızları” yapılanması, Heyet Tahrir ül-Şam ile bağlarını 2018’de kopardı, iki grup, özellikle 2020-2022 yılları arasında çok ciddi çatışmalar yaşadı. Açıklama bugün de araları iyi olmayan HTŞ’ye PKKYPG’nin açık mesajı niteliğinde,
2- Dünyaya, Türkiye’nin ABD müttefiki olarak İŞİD’le mücadelede yer alan PKKYPG’ye karşı İŞİD benzeri bir örgütü kullandığı mesajını vermek.
Bölge kaynakları, TSK-SMO ittifakının Amerika’dan yapılan “ateşkes” açıklamalarının aksine Fırat’ın doğusuna dönük ileri harekatı sürdürdüğünü bildiriyorlar.
AMERİKA’NIN AYN EL-ARAB (KOBANE) TELAŞI
ABD öncülüğündeki Küresel Koalisyon, son olarak Kobani kent merkezi ve çevresine asker ve silah sevkiyatı yaptı. Kobani kent merkezindeki birçok noktaya ise tank konuşlandırıldı. Bu kapsamda Kobani’de ABD tarafından büyük bir askeri üs inşasına başlandığı bildirildi. Üssün inşası için Kobani’ye onlarca tırla beton bloklar taşındı. Konvoyda prefabrik odalar, güvenlik kameraları, hendek kazma ekipmanları, beton bloklar ve yakıt tankları gibi lojistik malzemelerin bulunduğu gözlendi.
Kobani kent merkezindeki bir otel ise Koalisyon’un karargâhhına çevrildi. ABD güçleri, TSK’nın 2019 yılında Resulayn ve Tel Abyad’a yönelik askeri harekatı öncesi Kobani’den çekilmişti. ABD ordusu, 5 yıl sonra Kobani’ye tekrar dönmüş oldu.
Bölgedeki gelişmeleri yakından izleyen Rusya ‘nın yayın organı Sputnik, Amerikan ordusunun bölgeye çok sayıda beton blok da taşıdığını kente taşınan malzeme ile hem büyük bir Amerikan üssü oluşturulurken hem de TSK’nın kendi topraklarından başlayabilecek bir harekatının önüne engeller yerleştirildiği duyurdu.
Amerikan yönetimi, Türkiye sınırına yakın noktada üs kurarak ve bu üssün devamını SMO’nun kontrolü almak üzere olduğu Teşrin Baraj bölgesinde de inşa kararıyla, Suriye’nin kuzey doğusunun Şam yönetimine entegrasyonuna fiilen karşı çıktığında birleşiyorlar.
PKKYPG DE DÜRZİLER GİBİ: SİLAH BIRAKMIYORLAR
ABD’nin SDG olarak isimlendirdiği PKKYPG unsurları, Suriye’nin fiili lideri Ahem eş-Şara’nın ülkedeki tüm silahlı grupların lider kadrolarıyla Şam’da yaptığı ve devamında Heyet Tahrir ül-Şam başta tüm silahlı unsurların yeni bir milli ordu kurulmasına dönük olarak silah bırakacaklarının açıklandığı toplantıya katılmamışlardı.
Suriye Demokratik Meclisi Washington Temsilcisi Bessam İshak, Suudi yayın organı Şark ül-Evsad’a yaptığı açıklamada, PKKYPG heyeti ile eş-Şara’nın yaptığı ilk toplantıda, askeri düzeydeki ilişkilerin detaylı olarak ele alındığını belirtti. Eshak’ın açıklamasında bu unsurların silah bırakması sürecinden hiç söz etmemesi dikkat çekti.
Bölge kaynakları, Suriye merkezli Ortadoğu politikasını PKKYPG silahlı güçleri üzerinden şekillendirmiş ABD-İsrail ittifakının bu unsurların silah bırakmasına veya yeni kurulacak Suriye ordusuna tam entegrasyon sağlamasına karşı olduklarını vurguluyorlar.
İshak’ın açıklamasına göre HTŞ ile PKKYPG arasında Halep Harekatı sırasında sağlanan karşılıklı anlayış ve çatışmasızlık kararlılığı Şam’daki son toplantıda da varlığını korudu.
İshak, silahlı grupların Aralık ayında Halep’e girmesinden bu yana SDG komutanlarının, kamplarda ve Tel Rıfat bölgesinde yaşayan Kürtleri güvence altına almak ve Halep’teki Kürt mahalleleri Şeyh Maksud ile Eşrefiye’nin sakinlerini korumak için HTŞ ile doğrudan ve sürekli temas halinde olduğunu belirtti.
Esed rejiminin düşmesinden bu yana Deyrezor’da Fırat Nehri’nin batısındaki bölgenin “güvenliğinin sağlandığını ve ardından yeni yönetime teslim edildiğini” de vurgulayan İshak, “Koordinasyonun sağlandığı ilk andan itibaren, özgür Suriye bayrağını sadece yeni yönetimin bölgelerinde değil, Fırat’ın doğusu da dahil olmak üzere tüm Suriye topraklarında göreceğiz. Bunun Türkiye’nin kontrolü altındaki diğer bölgeleri de kapsamasını umuyoruz” diye konuştu.
İSRAİL HALEP’İ BOMBALADI
Suriye’deki yeni yönetimin Genel Komutanı Ahmet eş-Şara’nın Arap medyasına yaptığı son açıklamalarda, “İsrail’in Suriye toprakların dönük harekat düzenlemesi için bir gerekçesi kalmadı, burada artık İran yok, geri dönmesine de izin verilmeyecek. Bu nedenle, biz İsrail devleti ile bir çatışma istemesek de son dönemdeki saldırılarıyla kırmızı çizgiyi aştıklarını söyleyebilirim” açıklamasına İsrail cevabı Halep bombardımanı ile geldi.
Halep yakınlarındaki El-Safirah’da Esed rejiminden kalma askeri tesisler bombalandı. Görgü tanıkları saldırının 5 İsrail savaş uçağı tarafından gerçekleştirildiğini bildirdiler. Bölge siyasi kaynakları, İsrail’in bu harekatının aslında PKKYPG unsurlarına açık askeri desteğini sergilediği ilk harekatı olduğunda birleşiyorlar.
