Yaklaşıyor yaklaşmakta olan: TCG ANADOLU'da sona doğru - M5 Dergi
MakalelerÖne ÇıkanSayı 350 Eylül 2020

Yaklaşıyor yaklaşmakta olan: TCG ANADOLU’da sona doğru

Abone Ol 

Türkiye’nin ilk uçak gemisi olarak da bilinen çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG ANADOLU’da sona doğru yaklaşılıyor. Bu yılın sonlarına doğru teslimi planlanan ancak dünyayı sarsan pandemi süreci nedeniyle ertelenen teslimatta hedef 2021 yılı. Helikopterlerden aralarında tankların, zırhlı personel taşıyıcıların olduğu toplam 94 aracı taşıma kapasitesine sahip TCG ANADOLU’nun pistine, dikey iniş kalkış yapan İHA-SİHA’lar da iniş yapabilecek.

Ordularda güç intikalinin en uç örneği uçak gemileridir. Küresel güçler bu çerçevede kendi çıkarları için ellerindeki bu gücü istedikleri bölgeye kaydırıp gövde gösterisi yapabiliyor. Kimi devlet bu gücü emperyalist emelleri çerçevesinde kullanırken kimi devlet de ileriden savunma amacıyla bu güce sahip olmak istiyor. Emperyalist emellerine göre uçak gemilerini kullanan devletlerin başında Amerika Birleşik Devletleri gelmekte. Devasa uçak gemileri ile istediği yer ve zamanda operasyon yapan bu ülke, bu gücünü ayrıca deniz ticaretini kontrol altında tutmak için de öne çıkardı.

Uçak gemilerini çeşitli sınıflarda ele almak mümkün. Birçok sınıf uçak gemisi şu an kullanılmıyor. ABD’deki uçak gemilerinin sınıfları ağırlıklı olarak Nimitz ve Ford. Bu sınıflardaki gemiler devasa boyutları, ağırlıkları ile neredeyse yüzen ordu niteliğinde. Ancak denizlerdeki mücadele gelişen füze teknoloji ile değişen mantaliteler, devasa ancak hantal uçak gemileri yerine daha küçük ancak manevra kabiliyeti daha yüksek gemilerin önemini artırıyor. Bu çerçevede de öne çıkan gemilerin başında, “Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi ya da Havuzlu Helikopter Gemisi- LHD” sınıfındaki gemiler öne çıkmaya başladı. ABD’nin de devasa gemilerden vazgeçebileceğinin işaretlerini Donanma Bakanı Thomas Modly açıklamıştı. Modly, ABD’nin Savunma ve Havacılık Raporu internet sitesine yaptığı açıklamada “Deniz Kuvvetleri, artık Ford sınıfı süper uçak gemileri almayabilir” demişti.

Dünyada 13 devletin uçak gemisi ya da LHA/LHD’si var. Bu ülkeler, ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Hindistan, İspanya, İtalya, Tayland, Brezilya, Japonya, Avustralya ve Güney Kore.

Şimdi Türkiye de bu ülkelerin arasına katılmaya hazırlanıyor. Böylece Türkiye donanmalar açısından sınıf atlayan bir ülke haline gelecek.

TCG ANADOLU’NUN 2015’TE BAŞLAYAN HİKAYESİ

TCG ANADOLU’nun hikayesi, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Sedef Gemi İnşaatı A.Ş. arasında 1 Haziran 2015 tarihinde imzalanan anlaşma ile başladı. Proje kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacına binaen bir adet Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD), dört adet LCM, iki adet LCVP, iki adet RHIB ve bir adet rehberleme maksatlı komutan botu tedarik edilecekti.

ANADOLU olarak adlandırılan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi, donanmamızın en büyük ve en kapsamlı gemisi olacak. Geminin ana görev fonksiyonu; kuvvet aktarımı ve amfibi harekât olup deniz, kara ve hava operasyonlarını eş zamanlı olarak icra etme kabiliyetine sahip. Gemi, Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekât alanlarında ve gerektiğinde uzak denizlerde kullanılabilecek.

YÜZDE 70 YERLİLİK

TCG ANADOLU, bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkânları sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekâtları kapsamında tıbbi destek için de kullanılabilecek kapasitede. TCG ANADOLU’nun en çarpıcı özelliklerinden biri de yerlilik oranı. Proje kapsamındaki yerlilik oranı yaklaşık olarak yüzde 70.

DİHA’LAR İNİŞ KALKIŞ YAPABİLECEK

Geminin en önemli özelliklerinden bir tanesi de dikey iniş kalkış yapabilecek İHA-SİHA’ların (DİHA) da TCG Anadolu’nun pistine inebilecek olmaları.

ABD ile F-35 krizinden önce bu uçakların B segmenti üzerinde çalışma yapılıyordu. Ancak kriz sonrası bu proje rafa kalktı. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Haziran ayında NTV televizyonunda konuyla ilgili soruyu şu sözlerle yanıtlamıştı:

“Biz burada İHA’ları hedefliyoruz. F35 B bir ara konuşulan bir kavramdı ama bu süreçte zaten F35 B konuşulduğu aşamada da çok ciddi bir sipariş veya kesinleşmiş bir talep yoktu. O yüzden biz öncelikle gemiye konuşlu İHA’lar üzerine çalışmamızı yoğunlaştırmak istiyoruz. Bu hem mevcut İHA’ların belki biraz modifiye edilmiş versiyonu olabilir hem de jet motorlu, çeşitli boyutlarda burada çok detayını vermek istemediğimiz ama gemiye iniş-kalkış yapabilecek kabiliyette olan ve gerektiğinde vuruş kabiliyeti de olacak insansız platformların ANADOLU gibi bir gemi üzerinde konuşlanması gerekli diye düşünüyoruz. Çünkü bu, operasyonel gücünüzü artırmak istiyorsanız olması gereken bir unsur. ANADOLU gibi bir gemide çeşitli muharip unsurlar yer alacak, çıkartma gemileri ve helikopterler bulunacak. Ama buna hava gücü anlamında bir sistemin eklenmesinin şart olduğunu düşünüyoruz, bu anlamda ön çalışmaları yapılmaya başlandı. Çeşitli boyutlarda ve kabiliyetlerde silahlı/silahsız çeşitli hava araçlarının, ANADOLU gemisi üzerinde konuşlanması amacımız. Belki geminin devreye girdiği süreçte, ilk günlerde bunu göremeyeceğiz ama bu konuda çalışmalar ve ön analizlerin devam ettiğini söyleyebilir.”

Denizlerdeki mücadele gelişen füze teknoloji ile değişen mantaliteler, devasa ancak hantal uçak gemileri yerine daha küçük ancak manevra kabiliyeti daha yüksek gemilerin önemini artırıyor. Bu çerçevede de öne çıkan gemilerin başında, “Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi ya da Havuzlu Helikopter Gemisi- LHD” sınıfındaki gemiler öne çıkmaya başladı.

PANDEMİ NEDENİYLE BİR YIL ERTELENDİ

Projede gelinen aşama itibariyle Fabrika Kabul Testleri tamamlanmış ve Liman Kabul Testlerine başlanmış durumda. Mevcut Sözleşme Takvimine göre Kasım 2021’de teslim edilmesi gereken TCG ANADOLU’nun teslimat süreci hızlandırılmış, bu yıl teslim edilmesi için çalışmalar yapılmıştı.

Ancak 2019 yılının sonunda Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve 2020 yılında tüm dünyaya yayılan Koronavirüs Kovid 19 pandemisi bu planları sekteye uğrattı.

Teslimatın proje takvimindeki gibi 2021 yılı içinde yapılması planlanıyor. Bu çerçevede de çalışmalar yürütülüyor.

CEM GÜRDENİZ: DONANMANIN GELİŞİMİNİN OMURGASI

M5’in TCG ANADOLU ile ilgili sorularını yanıtlayan eski Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, TCG ANADOLU’nun Türk donanması açısından geleceğin omurgası olacağını vurguladı. Gürdeniz, deniz coğrafyasının önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye deniz coğrafyasında bir ülke. Ekonomisi de ulaştırma ortamına bağlı olarak denize bağımlı bir şekilde büyüyor. Ayrıca nüfusumuz 90 milyona yaklaşıyor, milli gelir 800 milyar dolayı aşmış durumda. Özetle Türkiye bölgesinde bir jeopolitik çekim merkezi halinde. Bu nedenle yeni hedef ve yeteneklere odaklanmak zorundasınız. Sonuçta Türkiye’nin hinterlandı çok geniş. Türk dili konuşan ülkeler var, bölgesel, küresel iş yaptığınız, yatırım yaptığınız yerler var. Dünyada bize yakın veya akraba topluluklar sıkıntı, kriz, saldırı yaşadıklarında gözlerini bize çeviriyor. Burada güç olarak donanmanızın güçlü olması gerekiyor.”

Cumhuriyet donanmasının soğuk savaş sonrası uçak gemisine sahip olma hedefini soğuk savaş sonrası kuvvet planlamasına aldığını söyleyen Gürdeniz, şunları söyledi: “Uçak gemisi adı bilerek kullanılmamıştı. Çünkü bu hedefimizi baltalamak isteyecek dış ve iç baskı grupları vardı. Adını ‘komuta kontrol gemisi’ olarak tanımladı. Ancak bu hedefini her zaman canlı tuttu. Zaman içinde proje, helikopter taşıyan LPD tipi bir gemiye ve daha sonra F 35 projesinde dikine kalkış ve iniş yapabilen uçak modelinin (F 35 B) mevcudiyeti nedeni ile LHD’ye dönüştü.”

Bu tip bir gemiye ihtiyacın, Yugoslavya parçalanıp, Bosna’da onbinlerce soydaşımız katledilirken İstanbul’dan kuş uçuşu 600 deniz mili uzaklıktaki Adriyatik’te bırakalım askeri müdahaleyi, soydaşlarımız ve akrabalarımız için bir tahliye operasyonu bile yapamadığımız zaman ortaya çıktığını hatırlatan emekli Tümamiral Gürdeniz, “Benzer durum 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde yaşandı. Yabancı donanmalar afet sonrası, tahliye ve insani yardım için ülkemize sıra sıra LHD ve LPD’lerini gönderirken biz seyrettik. 1963 kanlı Noel’inde Kıbrıs’ta büyük bir katliam yaşanmıştı. O dönem değil 600 mil, 75 mil öteye gidecek tek çıkarma gemimiz bile yoktu. Rumlar Türkleri katlederken, Deniz Kuvvetleri çaresiz şekilde adaya nasıl güç intikal ettireceğini tartışıyordu. 1974 yılına kadar 10 yıl beklediler” dedi.

Geminin en önemli özelliklerinden bir tanesi de dikey iniş kalkış yapabilecek İHA-SİHA’ların (DİHA) da TCG Anadolu’nun pistine inebilecek olmaları. ABD ile F-35 krizinden önce bu uçakların B segmenti üzerinde çalışma yapılıyordu. Ancak kriz sonrası bu proje rafa kalktı.

TCG ANADOLU’nun ve gelecekte tedarik edilmesi gereken ikinci geminin, Türk Deniz Kuvvetlerinin 21’nci yüzyıldaki gelişiminin omurgasını oluşturacağını vurgulayan Gürdeniz şöyle konuştu: “21‘nci yüzyılda Türkiye bu coğrafyada tutunabilmek istiyorsa kesinlikle güçlü ve caydırıcı bir donanmaya sahip olmalıdır. Bu kapsamda geminin Atlantik ve Hint Okyanuslarında yani Anadolu yarımadasının periferisinde kullanılacak olmasının hedeflenmesi son derece doğrudur. 2009 yılı öncesinde TBMM’deki milletvekillerimiz dahil, kaç kişi bugün olduğu gibi Türk Donanmasının Hint Okyanusunda sürekli fırkateyn dolaştıracağını tahmin ederdi? Bugün kaç kişi, Ortadoğu, Balkanlar, Asya ve Afrika’da yaşayan Türklerin ya da Türk işçilerin gelecekteki bir krizde muharip tahliye harekatı ile tahliye edilmesi gerekebileceğini hayal ediyor? (Geçmişte yaşananlar muharip olmayan tahliyelerdi.) Ya da beklenen İstanbul depreminde veya 43 milyon vatandaşımızın yaşadığı 28 sahil ilimizden birinde meydana gelebilecek doğal afetlerde triaj kontrolü ile aynı anda 3000 kişiye acil hastane işlevi görebilecek ve çok sayıda iş makinesini deniz üzerinden her tip küçük deniz aracıyla birlikte sahile intikal ettirebilecek bu geminin faydalarını düşünebiliyor?

Gürdeniz, günümüzde denizlerdeki mücadelenin giderek kızıştığının ve tüm dünyanın denizlere yöneldiğinin altını çizerek “Türkiye’nin bu yönelişteki yerini belirleyecek en önemli araçlarından birisi TCG ANADOLU olacaktır” diye konuştu.

“Millet olarak 19 ve 20’nci yüzyıllarda sanayi devrimini ıskaladık” diye konuşan Cem Gürdeniz, “Türklerin denizlere ve okyanuslara erişimini dolayısıyla deniz uygarlığına erişimini engelleyecek emperyalist tuzaklara düşmememiz gerekir” dedi.

Siyasi iradenin de artık denizcileşmeyi hükümet programına koyması gerektiğini belirten Gürdeniz, “Anadolu’da tutunmak istiyorsak bu adım mutlaka atılmalı ve denizcileşmenin lokomotifi olan donanma daha da güçlendirilmeli. Uçak gemisi de lokomotifin ta kendisidir” şeklinde konuştu.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close