ABD Medyası:”Türkiye Askeri Alanda Yeni Bir Kavramı Ortaya Çıkarıyor” (Çeviri/Analiz)
Bölgede büyük bir deniz gücü haline gelmek isteyen Türkiye, amfibi bir saldırı gemisini, Türk donanması için operasyonel bir drone gemisine dönüştürüyor.
Al-Monitor’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.
“2023 yılında tam anlamıyla faaliyete geçmesi beklenen Anadolu Gemisi, Türkiye’nin sınır komşusu olan Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de artan iddiasını yansıtan bir amfibi hücum gemisi projesi olarak başlatıldı.
Gemi, kısa kalkış ve dikey iniş kabiliyetiyle sert pistlerden ve hava kabiliyetli gemilerden çalışmak üzere tasarlanmış, atlama rampası modifikasyonu da dahil olmak üzere tam donanımlı bir uçuş güvertesi ile donatıldı. Planlanan modifikasyonlar, geminin helikopterler ve zırhlı kara araçlarının yanı sıra insansız hava araçları taşımasına izin vermeyi amaçlıyor. Bu kombinasyon ile Türkiye, silahlı ve gözetleme dronlarının da içerisinde olacağı muhtemelen tabur düzeyinde bir deniz görev gücü olarak adlandırılan yeni bir kavramı ortaya çıkaracak.
ABD siyaset bilimci Francis Fukuyama, silahlı çatışmalarda TB2 uçağı ile birlikte Türkiye’yi “ana aktör” olarak nitelendirdirdi. Fukuyama Türkiye’nin; özellikle Libya , Suriye ve Dağlık Karabağ çatışması sonrası “Süreç içinde, Rusya, Çin veya Amerika Birleşik Devletleri’nden daha fazla sonuçları şekillendirme becerisine sahip önemli bir bölgesel güç konumuna yükseldiğini” yazdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan Selçuk Bayraktar’ın ailesine ait olan ve savaşta başarısı kanıtlanmış Bayraktar TB2 insansız hava araçlarını üreten Baykar şirketi, halihazırda Anadolu ile birlikte kullanılması planlanan bir Bayraktar TB3 varyantı geliştiriyor.
Ayrıca Anadolu Gemisi’nde yerel olarak üretilen diğer iki insansız hava aracının konuşlandırılması bekleniyor: Bunlar orta irtifa ve uzun dayanıklılık özelliklerine sahip ANKA ve esas olarak asimetrik savaş için tasarlanmış, yüz tanıma ve sürü kabiliyeti üzerine sahip olan döner kanatlı bir kamikaze drone olan STM KARGU.
Anadolu Gemisi’nin, saatte 65 kilometre (40 mil) hıza ve 400 kilometre (yaklaşık 250 mil) operasyonel menzile sahip Türkiye’nin ilk silahlı, insansız yüzey gemisi olan ULAQ gibi robotik deniz sistemlerle entegre edilmesi muhtemel. Gemi, keşif, gözetleme, asimetrik savaş, yüzey savaşı, denizaltı karşıtı savaş ve kuvvetlerin ve stratejik tesislerin silahlı korunması dahil olmak üzere çeşitli askeri görevler için farklı özelliklerde geliştirildi.
Ankara, drone taşıyıcı konseptinin önümüzdeki yıllarda kısa kalkış ve dikey iniş uçak gemileri kadar önemli hale geleceğine inanıyor…”
Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: (Adem KILIÇ)
