Ukrayna’nın Tomahawk seyir füzesi talebi: Savaşın seyri değişir mi?
Askeri etkisinden daha geniş kapsamlı olarak, Tomahawk siyasi ve stratejik dengeleri bozabilecek nitelikte bir silah sistemidir. Dolayısıyla nihai etki; teslimatın kapsamı, kullanım şekli ve Moskova’nın vereceği yanıta bağlı olarak şekillenecektir.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ile eylül ayındaki görüşmesi sırasında, ABD’den Tomahawk tipi seyir füzesi talebini dile getirmiş, kısa süre sonra da ABD Başkan Yardımcısı JD Vance talebin değerlendirilmekte olduğunu açıklamıştır. Trump da 6 Ekim günü yaptığı bir açıklamada füzelerin transferine yeşil ışık yakabileceği yönünde sinyal vermiştir.
Ukrayna’nın savaşın başından beri ABD başta olmak üzere Batılı müttefiklerinden talep ettiği ve çoğunu aldığı silah sistemleri ve platformlar arasında Tomahawk, askeri ve stratejik açıdan en güçlü ve dikkat çekici olanlardan biridir. Tomahawk, 1,500 kilometreyi aşan menzili ve yüksek isabet hassasiyeti sayesinde Ukrayna’ya Rusya’nın derinliklerindeki stratejik üs, tesis ve altyapıları vurma kabiliyeti sağlayacaktır. Öte yandan savaşın seyrine belirgin bir etki yaratıp yaratmayacağı tartışmalı olan bu füzenin Ukrayna’ya verilmesi, siyasi düzlemde ABD – Rusya Federasyonu ilişkilerinde ciddi bir kırılmayı tetikleyebilir. Nitekim Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin 2 Ekim günü Soçi’de verdiği bir mülakatta, Tomahawk’ların Ukrayna’ya verilmesinin Rusya – ABD ilişkilerini yok edeceğini; Tomahawk’ların, ABD’nin doğrudan müdahil olmadığı bir şekilde kullanımının mümkün olmaması nedeniyle çok tehlikeli bir tırmanma sürecinin başlayabileceğini söylemiştir.
Tomahawk hakkında
Tasarımına 1970’lerin başlarında başlanan Tomahawk seyir füzesi, hava, kara ve deniz platformlarından ateşlenebilen, uzun menzilli ve yüksek isabet hassasiyetli bir silah sistemi olarak geliştirildi. Konvansiyonel ve nükleer harp başlıklarıyla donatılabilen Tomahawk, 1980’lerin başında hizmete girmesiyle birlikte ABD’nin stratejik taarruz kabiliyetinin ana unsurlarından biri oldu. İlk kez kullanıldığı 1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana da ABD’nin başlattığı veya doğrudan müdahil olduğu neredeyse tüm savaş ve harekatlarda kullanıldı.
Yüksek ses altı süratte uçan Tomahawk’ın en önemli özelliklerinden biri, düşman hava savunma sistemleri tarafından tespit ve takip edilmesini zorlaştırmak için hedefine çok alçak irtifadan ve yeryüzü engebelerini takip ederek uçmasıdır. Füze, güdüm – kontrol bilgisayarına yüklenmiş olan 3 boyutlu arazi verisini, “Terrain Contour Matching” (TERCOM) adı verilen seyrüsefer sistemi ile işleyerek, arazi profiline uygun bir uçuş rotasını kendi kendine belirler. GPS küresel konumlama sistemi yardımıyla metre altı hassasiyette takip edilen rota sonunda, hedef, önceden veri tabanına yüklenmiş görsel verilerin analizi ile tespit edilir. “Digital Scene Matching Area Correlation” (DSMAC) adı verilen sistem, hedefin yer aldığı bölgenin fotoğraflarının, füzenin sensörlerinin elde ettiği görüntülerle karşılaştırmasını yapar. Bu sayede, hedefe santimetre mertebesinde bir hassasiyet ile isabet mümkündür.
Bombardıman uçağı, denizaltı, destroyer ve kara araçlarından ateşlenebilen türevleri bulunan Tomahawk, hizmete girmesinden bu yana güdüm – kontrol sistemi, motor, elektronik aksam ve yazılım bileşenlerinin güncellenmesi ile devamlı modernizasyona tabi tutulmuştur. 450kg konvansiyonel harp başlığı taşıyan füzenin menziline dair açık kaynaklarda güvenilir veri bulunmamakla birlikte, modeline bağlı olarak 2,500km’ye kadar erişebildiği bilinmektedir.
Tomahawk füzelerinin Ukrayna’ya teslimi askeri ve siyasi dengeleri nasıl değiştirir?
Ukrayna ordusu, halihazırda Rus hedeflerini vurmak için Storm Shadow gibi Batı menşeli füzeler ve çeşitli büyüklükte kamikaze dronları kullanmaktadır. Ayrıca kısa süre önce kamuoyuna tanıtılan ve yerli imkanlarla geliştirilen FP-5 Flamingo gibi uzun menzilli seyir füzeleri de mevcuttur. Ancak bu mevcut sistem ve kabiliyetler, Rusya’nın derinliklerindeki kritik hedeflere ulaşmada yetersiz kalmaktadır. Bir süredir seyir füzesi ve kamikaze dronlarla Rusya’nın enerji altyapı tesislerine saldırılar düzenleyen Ukrayna, Tomahawk’larla birlikte Rus ekonomisi ve enerji altyapısına çok daha büyük ölçekte hasar verme imkan ve kabiliyetine ulaşacaktır.
Tomahawk’lar ayrıca Rusya’nın Karadeniz’in doğusuna sıkışmış durumda bulunan donanma unsurları ile Karadeniz Filosu’nun liman ve altyapısına yönelik de belirgin bir tehdit oluşturacaktır. Tomahawk isabetleri sonucunda Rus Karadeniz Filosu’nun liman tesisleri ile gemi onarım ve destek altyapısının zarar görmesi veya özellikle büyük parçalı gemilerin saf dışı kalması, savaş sonrası dönemde Rusya’nın bölgedeki iddia ve çıkarlarını koruma kabiliyetini zayıflatabilir.
Öte yandan siyasi dengeler de bu teslimattan etkilenecektir. ABD’nin Tomahawk sağlaması, Moskova tarafından ciddi bir kışkırtma olarak görülmektedir. Son olarak Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Ukrayna’ya Tomahawk füzeleri vermesi halinde gerilimin yeni bir aşamasına geçileceğini söylemiştir. Rusya açısından, Tomahawk gibi bir silahın Ukrayna’ya verilmesi, NATO’nun savaşa doğrudan müdahil olması anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle Rus tarafı bu teslimatı ABD ile doğrudan çatışma riski doğuracak bir eşik olarak göstermektedir. Bu da uluslararası ilişkiler boyutunda gerilimin artması ve savaşın bölgesel bir çatışma sınırlarını aşması riskinin artacağı anlamına gelmektedir.
Ukraynalıların ısrarlı isteğinin sebebi nedir?
Ukrayna, işgalin başından bu yana müttefiklerinden sürekli olarak daha uzun menzilli ve etkili silahlar talep etmektedir. Savaşın başından bu yana birbiri ardına Javelin tanksavar füzeleri, Leopard 2 ve M1 Abrams ana muharebe tankları, ATACMS taktik balistik füzeleri, Storm Shadow ve Taurus havadan atılan seyir füzeleri ve F-16 savaş uçakları gibi sistem ve platformlar, savaşın seyrini değiştirme ve Rusya’nın savaşma kabiliyetini azaltma imkanı sağlayacakları argümanları ile gündeme gelmiştir. Bu sistem ve araçların temini Ukrayna ordusuna savaş alanında önemli kabiliyetler kazandırmış ve belirgin avantajlar sunmuştur, ancak üç yıldan fazla bir sürenin sonunda makro seviyede savaşın seyrinde belirgin bir kırılma yaşanmamıştır. Tomahawk füzelerinin transferinin de böyle bir etki yaratacağı kuşkuludur.
Bununla birlikte Ukrayna’nın Tomahawk ısrarının, Rusya’nın uzun menzilli saldırılarına karşı misilleme ve caydırıcılık kabiliyeti kazanmak; cephe gerisindeki ikmal, komuta ve ekonomik hedefleri vurup savaşın seyrini değiştirmek; iç politikada moral yükseltmek ve Batı’dan süregelen destek mesajını güçlendirmek şeklinde üç ana sebebi olduğunu iddia etmek mümkündür.
Öte yandan füzenin TERCOM ve DSMAC sistemlerinin çalışma prensibinden dolayı, Ukrayna bu füzeyi etkili bir şekilde kullanmak için ABD’nin hassas askeri istihbarat verilerine erişim ihtiyacı duyacaktır. Füzenin uçtuğu araziye ve hedef bölgesine ait çok yüksek çözünürlüklü verilerin sağlanması; füzenin uçuş ve taarruz profillerinin belirlenmesi için ABD’nin doğrudan taarruz plan ve icra süreçlerine müdahil olması gerekecektir. Bu da Rusya tarafından, ABD’nin savaşa bilfiil dahil olduğu şeklinde yorumlanabilecek bir husustur. Böyle bir riskten kaçınmak için ABD tarafından, füzelerin kullanımına ilişkin alternatif bir modelin geliştirilmesi söz konusu olabilir.
Sonuç olarak Tomahawk talebi, Ukrayna için hem pratik bir vuruş kapasitesi hem de güçlü bir siyasi simge niteliği taşımaktadır. Füzenin cephe gerisinde ve çok uzak mesafelerdeki stratejik hedefleri imha kabiliyeti bulunmaktadır. Ancak bu, Rusya’nın sert karşılığını da tetikleyebilecektir. Askeri etkisinden daha da geniş kapsamlı olarak, Tomahawk’lar siyasi ve stratejik dengeleri bozabilecek nitelikte silah sistemleridir. Dolayısıyla nihai etki; teslimatın kapsamı, kullanım şekli ve Moskova’nın vereceği yanıta bağlı olarak şekillenecektir.
Kaynak: AA / Arda Mevlütoğlu