Türkiye’nin Libya politikası: MİT Başkanı Kalın’ın Hafter ile görüşmesi ne anlama geliyor?
Kalın’ın Hafter ile görüşmesi, Türkiye-Libya arasında kurulan geniş diplomatik ve güvenlik çerçevesinin bir parçasıdır. Ziyaret, Libya’da ulusal birliği teşvik etmeyi ve iki ülke arasındaki Doğu Akdeniz mutabakatını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Libya Ulusal Ordusu’nun (LNA) lideri Halife Hafter ile Bingazi’de sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. [1] Bu görüşme, Ankara ile Libya’nın doğusundaki yönetim arasında yıllar sonra gerçekleşen ilk üst düzey temas olarak dikkati çekti ve Türkiye’nin, Libya’daki tüm önemli aktörlerle iletişim kanallarını açık tutma niyetini ortaya koydu.
Kalın’ın Hafter ile görüşmesi, Türkiye-Libya arasında oluşturulan geniş diplomatik ve güvenlik çerçevesinin bir parçasıdır. Ziyaret, Libya’da ulusal birliği teşvik etmeyi ve Türkiye ile Libya arasında Doğu Akdeniz konusunda imzalanan mutabakatı güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Bu ziyaret, 1 Ağustos’ta Türkiye, İtalya ve Libya arasında İstanbul’da düzenlenen zirvenin ardından gerçekleşti. [2] Bu noktada, üç ülke enerji, göç ve bölgesel etki konularında ortak bir çizgide buluştu ve ortak önceliklerini şimdiden ortaya koydu. Üç ülkenin açıkladığı ortak bildiride, Libya’nın birliği, güvenliği ve egemenliğinin korunması için Birleşmiş Milletler (BM) kolaylaştırıcılığında ve Libyalıların öncülüğünde yürütülecek siyasi sürece güçlü destek vurgulandı.
Türkiye-Libya deniz yetki anlaşmasının yeniden gündeme gelmesi ne ifade ediyor?
2019’da Türkiye ile Libya arasında imzalanan [3] deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin anlaşma, Doğu Akdeniz jeopolitiğinde kritik bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Türkiye ile Libya’nın uluslararası alanda tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan bu anlaşma, iki ülke arasındaki Münhasır Ekonomik Bölgeleri (MEB) belirleyerek, potansiyel olarak hidrokarbon açısından zengin deniz alanları üzerinde önemli egemenlik hakları tanımaktadır. Anlaşmanın stratejik ve ekonomik yansımaları, iki ülkenin kazanımlarının ötesine geçerek bölgesel dinamikleri ve enerji siyasetini yeniden şekillendirmektedir.
Son gelişmeler, anlaşmanın önemine yeni bir boyut kazandırmıştır. Geçtiğimiz haftalarda başlangıçta anlaşmaya karşı çıkan Libya’nın doğu merkezli Temsilciler Meclisi (TM) 2019 tarihli deniz yetki anlaşmasını yeniden incelemek üzere bir teknik komite [4] kurulduğunu duyurdu. Medya haberlerine göre TM, artık anlaşmayı onaylamayı gündemine almış durumda. Bu adım, Ankara ile Libya’nın doğu yönetimi arasındaki ilişkilerde daha geniş kapsamlı bir yumuşamanın parçası olarak yorumlanmaktadır. Anlaşmanın onaylanması halinde, bu durum Libya’nın anlaşmaya birleşik destek vermesini sağlayarak hem siyasi ağırlığını artıracak hem de uygulanma ihtimalini güçlendirecek önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Olası gelişmeler
TM’nin anlaşmayı onaylaması yalnızca sembolik bir adım olmayacaktır. Libya’daki rakip tarafların anlaşmaya ortak bir tutumla destek vermesi, Türkiye’yi fiilen sismik araştırmalar ve sondaj faaliyetlerine başlamaya teşvik edebilir ve en azından Libya içinde bir iç krizi tetiklemeden bu adımların atılmasını mümkün kılabilir.
Böyle bir adım, Kahire’yi de Türkiye ile benzer bir düzenleme arayışına yöneltebilir ve Mısır’ın münhasır ekonomik bölgesinin Ankara ile yapılacak bir anlaşma yoluyla genişletilmesinin önünü açabilir. Nitekim, kısa süre önce Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Türkiye’nin devlet petrol şirketi TPAO ile dört deniz sahasında jeolojik ve jeofizik çalışma yürütülmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladı. [5]
Bu yaklaşım, Akdeniz’in hidrokarbon kaynaklarında önemli bir ekonomik potansiyeli ortaya çıkarabilecek pragmatik bir işbirliğine işaret etmektedir. Böylece deniz yetki sınırlandırma anlaşması, salt siyasi bir belge olmaktan çıkarak ortak enerji geliştirme ve ekonomik iş birliği için somut bir çerçeveye dönüşebilir.
Türkiye’nin Libya’nın doğu kanadıyla ilişki kurmasının ana sebepleri
Her ne kadar Ankara ile Trablus hükümetleri arasında yakın bir işbirliği sürdürülmüş olsa da Türkiye, doğudaki gruplarla da uzlaşma arayışını yürütmektedir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Tobruk merkezli parlamento başkanı ve Hafter destekçisi Akile Salih ile Ağustos 2022 ve Aralık 2023’te gerçekleştirdiği görüşmeler, Ankara’nın ülkenin doğu bölgesiyle de temas kurma istekliliğini göstermektedir. [6,7]
Bu adım, Türkiye’nin artık ülkenin doğusunda yalnızca bir gerilim unsuru olarak değil; özellikle Bingazi’de yarım kalan inşaat projelerinin tamamlanması ve ülkenin yeniden imarına katkı sağlanması gibi alanlarda potansiyel bir ortak olarak görülmeye başlandığını ortaya koymaktadır. Türkiye, Libya’da batı kanadıyla ve uluslararası camia tarafından tanınan Trablus hükümetiyle iyi ilişkilere sahip. Aynı yaklaşımı doğu kanadıyla da geliştirmeyi hedeflemekte ve ülkenin üniter bir yapıda istikrara kavuşmasını arzulamaktadır. Dolayısıyla, 2019 anlaşmasının olası onaylanması, her iki tarafın da ilişkilerini güçlendirme ve işbirliğini artırma yönündeki süregelen çabalarının bir yansımasıdır.
On yılı aşkın süren çatışmaların ardından Libya hala derin şekilde bölünmüş durumda olup güçlü ulusal kurumlar ve demokratik tecrübelerden yoksundur. Bu durum, ülkenin farklı bölgelerinde çeşitli silahlı grupların kontrol sağlamasına imkân veren bir güç boşluğuna yol açmıştır. Dolayısıyla, Libya’nın istikrar yolunda aşması gereken pek çok zorluk bulunmaktadır. Bir anayasanın yokluğu, seçimlerle ilgili sorunların temelinde yer almaktadır. Bunun yanında ülke genelinde güvenlik problemi devam etmekte, devlet kurumları ise kırılgan ve derin şekilde bölünmüş durumdadır. En baştaki hata ise işleyen bir devletin temelleri atılmadan seçimlere öncelik verilmesi olmuştur.
Kısacası, Libya’nın kapsamlı bir uzlaşı ve kurumsal yeniden inşa sürecine ihtiyacı vardır. Türkiye’nin dile getirdiği hedef, devlet kurumlarının yeniden tesisini desteklemek ve ulusal bir diyaloğu kolaylaştırarak uzlaşmaya varılmasını, siyasi çıkmazın aşılmasını ve tarafların uzun süredir beklenen seçimleri gerçekleştirmeye teşvik edilmesini sağlamaktır.
Türkiye, Trablus merkezli hükümeti desteklerken aynı zamanda müttefik milisleri 2019 Askeri Eğitim ve İşbirliği Anlaşması çerçevesinde profesyonel ve birleşik bir orduya dönüştürmeyi hedefleyerek Libya’da istikrar sağlayıcı bir aktör [8] olarak konumlanmıştır. Türkiye’nin desteği; komuta yapılarının yeniden düzenlenmesi, hava savunmasının geliştirilmesi, özel birliklerin eğitilmesi ve deniz gücünün güçlendirilmesi gibi, Libya’nın 2011 sonrası en acil sorunlarından birine yönelik çabalara odaklanmıştır. Ankara, 2022’den itibaren doğudaki gruplarla da temas kurmuş olsa da, güvenlik sektöründe reform yapılmadığı ve silahlı gruplar birleştirilmediği sürece, siyasi bir uzlaşı ve güvenilir seçim ihtimalleri sınırlı kalmaktadır.
Kalın’ın Bingazi ziyareti nasıl okunmalı?
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Bingazi ziyareti, Türkiye’nin Libya’da kurumsal inşa, uzlaşı ve güvenlik sektörü reformu yoluyla kendini konumlandırma hedefini vurgulasa da, real-politik motivasyonların göz ardı edilmemesi gerekir. Ankara açısından hem Trablus’a hem de Bingazi’ye yönelik açılım, 2019 deniz yetki alanları mutabakatını meşrulaştırma ve Akdeniz genelinde enerji işbirliğini genişletme stratejisiyle uyumludur.
Ancak Hafter ve çevresi için aynı yakınlaşma, yapısal reformdan ziyade taktiksel bir manevra aracı olarak görülebilir.
Her halükarda, 2019 deniz yetki alanları anlaşmasına dayanan gelişen Türkiye-Libya ortaklığı, bölgesel işbirliği ve ekonomik büyüme için nadir bir fırsat sunmaktadır. Ancak Libya’da kalıcı istikrar, diplomatik kazanımların kalıcı barışa dönüşebilmesi için kapsayıcı diyalog, devlet kurumlarının yeniden inşası ya da kurumsallaşması yönünde çaba ve uluslararası anlamda bütüncül bir desteğe bağlıdır.
[1] https://www.ntv.com.tr/turkiye/mit-baskani-kalindan-libya-ziyareti-halife-hafter-ile-gorustu,8S9efR4pykKmJIm7XA-SJA[2] https://www.aa.com.tr/tr/gundem/turkiye-italya-ve-libya-isbirligi-zirvesi-istanbulda-gerceklestirildi/3648316[3] https://researchcentre.trtworld.com/policy-outlooks/turkeys-strategy-in-libya-rationale-and-challenges/[4] https://www.hurriyetdailynews.com/turkiye-welcomes-eastern-libyas-review-of-maritime-deal-210216[5] https://www.aa.com.tr/tr/enerjiterminali/petrol/tpao-libyada-sismik-arastirma-yapacak/50144[6] https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-libya-temsilciler-meclisi-baskani-salihi-kabul-etti/2651731[7] https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-libya-temsilciler-meclisi-baskani-salihi-kabul-etti/3081422[8] https://carnegieendowment.org/sada/2023/07/turkiye-libya-relations-a-post-election-assessment?lang=enKaynak: AA / Ferhat Polat