PKK'nın Sincar Macerası Bitti - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

PKK’nın Sincar Macerası Bitti

Abone Ol 

Güncel gelişmeleri M5 Dijital Yayınlar Koordinatörümüz Mete Sohtaoğlu analiz edip, değerlendirdi.

Irak hükümeti,Sinjar Anlaşması çerçevesinde HPG/PKK ve Haşd-i Şabi güçlerine 24 saat içerisinde Sinjar’ı boşaltması için süre vermişti.

 Musul Valisi Göçmen Bürosundan Sorumlu Yardımcısı Elî Umer, Elî Umer her gün göçmen durumuna düşen ailelerin topraklarına döndüğünü belirterek,  “Ancak bazı aileler hala kamplarda ve yerlerine dönemiyor. Bu aileler Sincar’daki silahlı grupların çıkmasını bekliyor. Halkın evlerine güvenli bir şekilde dönebilmesi için yasal olmayan silahlı güçlerin çıkarılması için girişimlerimiz sürecek” dedi.

Bölgedeki silahlı örgütlerin flamaları indirilirken, Ninova Operasyonlar Komutanlığı’na bağlı 4 polis tugayı Sincar’a bağlı tüm nahiye ve beldelere konuşlandı.

Irak ordusuna bağlı 1. Alay, Şilo ile Ayn Şebabik arasında kalan bölgelerde, 2. Alay da Şilo ile Xerdan arasındaki bölgeleri koruyor.

PKK, Erbil ile Bağdat arasında varılan anlaşmaya başından beri karşı çıkıyor. 

PKK’ya bir başka örgüt yapılanması olan bağlı YPŞ bölgedeki karargahlarını boşaltmaya başladı. Bölge kaynaklarım bu örgütlerin Sincar’ın 5-6 km uzağına çıktığı ve orada konuşlandığını aktardı.

PKK/HPG, sürekli olarak Sincar’daki destekçilerine, karargahların boşaltılmasına karşı gösteri düzenleme çağrısı yapıyor. Bu vesileyle Peşmerge ile halkı karşı karşıya getirip Erbil’i zor duruma sokmaya çalışıyor.

Irak’ın Sincar bölgesinde 7 farklı silahlı gruba/örgüte mensup 20 bin kişi bulunuyor. 

Bağdat-Erbil arasındaki anlaşmaya göre hepsinin Sincar’dan 5 kilometre uzağa çıkması gerekiyor. Yasa dışı güçler Sincar’dan çekilirken, bölgede sadece Irak bayrağının dalgalanması gerekiyor.

9 Ekim’de Erbil ile Bağdat arasında imzalanan anlaşmaya göre Sincar’da HPG/PKK ve Haşdi Şabi güçlerinin çıkması, yeni bir sivil idarenin atanması ve göçmenlerin evlerine dönmesi öngörülüyor.

Bu gelişmeler yaşanırken Suriye tarafında da Amerikan Devleti, PKK’nın Suriye kolundan yani YPG’den Abdullah Öcalan fotoğraflarının ve PKK flamalarının örgüt kontrolündeki alanlarda kaldırılmasını isteyerek baskı yapıyor. Burada amaç Türkiye baskılarını engellemek ve ABD projesi olarak Suriyeli Muhalifler ile YPG arasında ki bazı “yakınlaşma” engellerinin kaldırılması.

Suriye kaynaklarımdan edindiğim bilgi YPG/PKK ABD’nin bu talebine gönülsüzde olsa olumlu yanıt verdiğini ve yereldeki kadrolarına talimat vererek Öcalan fotoğraflarının ve PKK flamalarının kullanılmamasını istediğini iletti.

Amerikalı yetkililerin YPG’yi ciddi biçimde uyararak PKK ile ilişkili flama ve bayraklarının kullanılmasının ciddi bir sorun yaratacağını söyledikleri de gelen bilgiler arasında. YPG’nin bu tutumunu devam ettirmesi halinde örgüt kontrolündeki alanların olası bir Türkiye askeri harekatına maruz kalacağı da iletilmiş.

Suriye’de YPG/PKK içerisinde iki kanat mevcut. Kanatlardan biri (gölge/paralel yönetim yapısı) direk olarak Kandil’den gelen direktiflerle idare ediliyor. (İran’ı burada bir not etmek isterim.)

Diğer kanat ise Mazlum Abdi’nin arkasında toplanan grup.

ABD’nin tüm çabalarına rağmen halen Kandil kanadının Suriye’de YPG örgütü kontrolündeki alanlarda daha güçlü ve etkili olduğu göze çarpıyor,anlaşılıyor.

Örgüt hem Suriye’de hem de Irak’ta içinden “barış” vs kelimeleri geçen mesajları Ankara’ya örgütün siyasi kanadı/propagandacı kanadı ile iletmeye çalışsa da bir yandan da olası kapsamlı bir askeri harekatı engellemek için propaganda olarak Suriyeli olmayan PKK militanlarının ülkeden ayrıldığını yayıyor ve Türkiye’de siyasi destekçilerinin bunu dillendirmesini istiyor.

PKK, Suriye ve Irak tarafında oldukça zor durumda. YPG’nin Rakka’da IŞİD konvoylarının gözlerinin önünden geçip gitmesine razı olmasıyla uluslararası medyada ve kamuoyunda “seküler yıldızının” sönme dönemi başlamıştı,şimdi de  HPG/PKK Irak tarafında arka arkaya yaptıkları bu hatalarla kaçınılmaz sona doğru sürükleniyorlar.

Birincisi Peşmerge’ye bağlı Serzerê Asayiş müdürü Xazi Salih Alixan’ın 8 Ekim’de bir suikast ile öldürülmesi,

İkincisi; gene ay sonunda 28 Ekim günü KYB içinden geçen petrol boru hattına sabotaj düzenleyerek patlatması,

Ve en son olarak büyük tepki alan  4 Kasım günü Çemanke’de Peşmerge güçlerinin geçtiği yola mayın döşeyip araçlar geçerken de ayrıca ağır silahlarla saldırması. Ki burada can kaybı vardı.

Bu üç hadise hem Irak’ta kamuoyunda hem de bu bölge ile alakalı uluslararası güçlerin başkentleri nazarında ciddi bir tepkiye yol açtı. 

Örgüt, Ekim ve Kasım aylarındaki bu üç saldırı ile adeta baltayı taşa vurdu.

HPG/PKK kendi medyasında her zaman yaptığı gibi tüm kamuoyunu kendisinden yana gibi gösterse de örgüt ile iş tutan başkentlerin Avrupa’da direk PKK’ya, KBY’de de YNK aracılığıyla,Suriye’de YPG ile iletilen çok ciddi tehdit ve uyarılara maruz kaldığı Irak’ta dillendiriliyor.

Hem YPG’nin Suriye’de,Irak’ta PKK/HPG’nin “gördüğü muamele” işlerin Kandil açısında yolunda gitmediğinin en önemli göstergesi. Artık ABD’nin kullanacak bir kart olarak görmediği örgüt tüm kanatlarıyla bölgeden tasfiye ediliyor.

2020 baharında Zine Werte’teki yaşananlar bu dönemin ilk işaretiydi.

Yaşanacak kontrollü bir çatışma dönemi ile PKK mayın döşediği yerlerden Peşmerge’nin çekileceğini düşünüp böylece ikmal hatları ve ekonomik olarak kazançlı gördüğü bölgeleri ele geçirebileceğini hesapladı.

Çatışma durumuna düşülmesini engelleyen şey Erbil’in bu hamleyi görüp oyuna düşmemesi oldu.

PKK ve ona yakın medyanın Erbil’e yönelik “propaganda saldırılarında” Kürtler arasında tercih yaptırarak ,duygusal parçalanma yaşatılıp nefret ve ayrışma ortamı yaratılmaya çalışıldığı göze çarpıyor.

PKK’nın çatışma ortamı yaratma planı suya uluslararası dengelerin izin vermemesi,Erbil’e destek verilmesi sonucu suya düştü denilebilir. Neticede PKK,Peşmerge’ye saldırılarına devam etseydi karşısında kendine harekat düzenleyen ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonu bulabilirdi. 

Halen bu IŞİD karşıtı koalisyonun PKK ve ona bağlı örgütlere ortak harekat düzenleme ihtimali masadan çekilmiş değil.

Hatırlanırsa PKK’nın Peşmerge’ye yönelik saldırıları özellikle örgütle içli dışlı olan ABD ve Fransa tarafından terörist eylem olarak görülmüştü.

PKK önümüzdeki dönemde hem Suriye’de hem de Irak’ta “siyasi” olarak hamleler yapmak isteyebilir.(İsteyecektir)

Kendini ön plana çıkarmadan halka zorla protesto gösterileri yaptırtarak (mümkünse sivil can kayıplarının olmasının sağlanması) Irak’ta Erbil yönetimindeki alanların yönetiminin parçalanması,istikrarsızlaştırılması ve Erbil-Bağdat arasındaki anayasal ilişkinin zedelenmesi için elinden geleni yapacağı da aşikardır.

İlk etapta siyasi olarak Sincar’da yeni kurulacak idari ve siyasi erklerine sızmaya çalışacak. Çeşitli etnik kesimler tarafından sanki bölgede isteniyormuş propagandasını yaymaya çalışacaktır.

Kandil,askeri olarak yapamacağını “Süleymaniye merkezli” “siyasi hamle” ile hayata geçirebilir.

Irak anayasasına göre “Bölgesel yönetim” olmak için üç eyalet gerekli.

HPG/PKK’nın yol haritasında mutlaka Süleymaniye’yi KBY’den ayırma düşüncesine de sahip olduğunu değerlendirmekteyim.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close