Analiz: Batı Rusya'ya karşı, askeri seçenek dışında hangi yaptırımları planlıyor? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: Batı Rusya’ya karşı, askeri seçenek dışında hangi yaptırımları planlıyor?

Abone Ol 

Batılı hükümetler, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesini engellemek için “nükleer seçenek” olarak nitelendirilen bir yaptırımı gündeme getirdi. Moskova’ya ekonomik darbe indirmeyi planlayan Batı, Rusya’yı SWIFT’ten çıkarmak ve küresel bankacılık sistemiyle ilişkisini kesmekle tehdit ediyor.

Rusya-Ukrayna sınırındaki kriz her geçen gün büyürken, Batılı hükümetler gerilimi azaltmanın ve olası işgalin önüne geçmenin yollarını arıyor.

ABD’li milletvekilleri, Rusya’nın küresel bankacılık sistemi ile ilişkisini kesmek ve ekonomisine darbe indirmek için SWIFT’ten çıkarılabileceğini öne sürdü. Söz konusu yaptırım, bazı analistler tarafından “nükleer seçenek” olarak nitelendiriliyor.

Belçika merkezli Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Derneği (SWIFT), dünya genelinde bankalar arasında trilyonlarca dolar değerindeki ödemeler için güvenli bir ağ ortamı sağlıyor.

Batılı müttefikler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırı emri vermesi halinde SWIFT’in Rus banka ağlarına erişimini kesmesi için baskı yapılıp yapılamayacağını tartışıyor. Ancak birçok yetkili ve uzman, söz konusu yaptırımın Moskova’ya baskı uygulamanın etkili bir yolu olmayacağını savunuyor.

SWIFT NEDEN ÖNEMLİ?

1973 yılında kurulan SWIFT, 11 binden fazla finans kurumu tarafından ödeme taleplerinin güvenli bir şekilde iletilmesi için kullanılıyor. Genel kabul gören bir alternatifi olmadığı için de küresel finans sisteminde temel bir ağ olarak kabul ediliyor.

SWIFT kapsamındaki taleplerin kayıtları, Avrupa ve ABD’deki sunucularda tutuluyor. Günde ortalama 42 milyon talebin olduğu iletiler işlenerek uluslararası ödemelerin yürütülmesi sağlanıyor.

Rusya’nın SWIFT’ten çıkarılması, finans kuruluşlarının ülkeye para göndermesini veya ülke dışına para çıkarmasını neredeyse imkansız hale getirecek. Dolar cinsinden petrol ve gaz ihracatı yapan Rus şirketleri ise büyük darbe alacak.

ABD’li politikacıları, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinin ardından da benzer bir yaptırım uygulanmasını gündeme getirmişti. Dönemin Rus Maliye Bakanı Alexei Kudrin ise böyle bir yaptırımın ülke ekonomisinde yüzde 5’lik daralmaya neden olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Bir ülkenin SWIFT’ten çıkarılması ilk kez uygulanacak bir yaptırım değil. 2012’de nükleer program nedeniyle bazı İran bankalarının SWIFT’ten çıkarılması, petrol ihracatındaki sert düşüşün etkenlerinden biriydi. Yaptırımın ardından İran’ın petrol ihracat gelirinin nerdeyse yarısında ve dış ticaretin ise yüzde 30’unda düşüş yaşandı.

YAPTIRIMLARDAN ABD VE ALMANYA DA ETKİLENECEK

Belçika merkezli SWIFT, Rusya’dan Eddie Astanin’in de aralarında bulunduğu 25 kişiden oluşan bir kurul tarafından yönetiliyor. Kendisini tarafsız olarak tanımlayan kuruluş, Belçika yasalarına ve Avrupa Birliği’ne (AB) uygun olarak yürütülüyor.

Çarşamba günü kurul yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, “Ülkelere veya bireysel kuruluşlara yaptırım uygulama kararı, yalnızca yetkili hükümet organlarına ve ilgili yasa koyuculara aittir” ifadelerine yer verildi.

SWIFT’in eski CEO’su Gottfried Leibbrandt ise geçen yıl yaptığı bir açıklamada, sistemin teknik olarak bağımsız olmasına rağmen ödeme akışlarının yüzde 40’ından fazlasının ABD doları cinsinden olduğunu ve bu nedenle de Washington’un etkili yaptırım gücüne sahip olduğunu söyledi.

ABD’nin müttefikleri arasında Rusya’ya karşı böyle bir yaptırım uygulanmasına ne kadar destek gösterildiği net değil. Rus bankalarıyla en fazla bağlantı halinde olan bankalar ABD ve Almanya bankaları. Dolayısıyla Rusya’nın SWIFT bağlantısı kesilirse bu durumdan en çok ABD ve Almanya etkilenecek.

Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod pazartesi günü yaptığı açıklamada, AB’nin olası bir Ukrayna işgaline “daha önce görülmemiş kapsamlı yaptırımlarla” yanıt vermeye hazır olduğunu söyledi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell de salı günü bu açıklamaları destekler nitelikte konuştu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, hükümetin Rusya’yı SWIFT dışı bırakma olasılığı üzerinde durduğunu söyledi. Johnson, “Bunun Rusya’ya karşı çok güçlü bir silah olacağına şüphe yok. Ancak bu ABD’nin yardımıyla gerçekleştirilebilir. Bununla ilgili görüşmeler yapıyoruz” dedi.

SWIFT KESİNTİSİ RUSYA’YI DURDURMAYA YETMEYEBİLİR

Bazı uzmanlar, SWIFT yaptırımının ciddi bir operasyonel sorun yaratsa da Rusya’nın ABD ve Avrupa bankalarıyla iş yapmasını engellemeyeceğini ve yalnızca bir “baş ağrısı” etkisi yaratacağını savundu. Bunun yerine doğrudan Rusya’ya borç verenlerin hedeflenmesinin SWIFT’ten daha etkili olacağı öne sürüldü.

Hollanda bankası ING’nin baş ekonomistlerinden Dmitry Dolgin, “SWIFT’ten ayrılmak sınır ötesi işlemlerin yasaklanması anlamına gelmez” dedi. Dolgin, ABD’nin Rusya’nın en büyük üç devlet bankası olan Sberbank,  VTB ve Gazprombank’tan herhangi birine ağır yaptırımlar uygulamasının döviz akışlarını yönetmedeki kilit rolleri nedeniyle “en şiddetli senaryo” olacağına vurgu yaptı.

Financial Times’ın aktardığına göre, Avrupa Merkez Bankası (ECB), Rusya’ya yüksek miktarda borç veren kuruluşları olası yaptırımlara karşı uyardı. Sberbank veya VTB gibi büyük bankalar ABD tarafından kara listeye alınırsa, Rusya’nın küresel finans sisteminden kopması daha olası görülüyor.

Diğer yandan Rusya, Kırım’ı ilhak etmesinin ardından uygulanan yaptırımlardan sonra kendi ödeme sistemini kurdu. 2020 yılında toplam SWIFT işlemlerinin yüzde 1,5’ini oluşturan Rusya, yerel ödemelerin yüzde 20’si SPFS adlı alternatif bir sistem üzerinden gerçekleştiriyor. Rusya Merkez Bankası’na göre SPFS’nin 400 kullanıcısı var. Ancak bu sistem, SWIFT’e göre daha dar kapsamlı.

Çin’in yeni gelişen Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemi de SWIFT’e başka bir alternatif yaratabilir. Bir diğer ihtimal olarak ise Moskova’nın kripto para birimlerine yönelmesi gösteriliyor.

AVRUPA SWIFT OLMADAN RUS DOĞALGAZINI ALABİLİR Mİ?

Üst düzey Rus milletvekilleri, Rusya’nın SWIFT’ten çıkarılması durumunda Avrupa’ya petrol, gaz ve metal sevkiyatının duracağını söyledi.

Devlet medya ajansı TASS’a demeç veren Rusya Başbakan Yardımcısı Nikolai Zhuravlev, “Rusya’nın SWIFT ile bağlantısı kesilirse, yabancı para birimlerini alamayacağız. Ancak ilk olarak Avrupa ülkeleri olan alıcılar petrol, gaz, metal ve diğer önemli bileşenler gibi mallarımızı alamayacak” dedi.

Avrupa’daki enerji arzının yüzde 40’ını Rusya karşılıyor. Hâlihazırda yüksek olan enerji fiyatları, arz kıtlığının artmasıyla rekor seviyelere ulaşabilir.

ABD Dış Varlıklar Kontrol Ofisi’nin eski bir yetkilisi olan Daniel Tannebaum, özellikle gaz ihracatını kesintiye uğratma korkusunun ABD ve AB’yi temkinli ilerlemeye zorlayacağını söyledi. Tannebaum, Rus bankalarının SWIFT’ten çıkarılmasını gereğinden fazla büyüklükte bir yaptırım olarak değerlendirdi.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close