Sosyal Medyanın Ulusal Güvenliğe Etkisi - M5 Dergi
Makaleler

Sosyal Medyanın Ulusal Güvenliğe Etkisi

Abone Ol 

Günümüzde insanların özürce kullandıkları sosyal medya devletler için bir tehdit haline gelmiştir. Dezenformasyona elverişli bir ortam oluşturması, toplumsal, siyasi ve askeri manipülasyon yapılabilmesi, yabancı istihbarat örgütlerine veri sağlayabilmesi, büyük bir kitle tarafından kullanılması ve denetim güçlüğü yüzünden sosyal medya artık devletler için bir tehdittir. 

Maslow, günümüzde ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramını yeniden kaleme almış olsaydı, ihtiyaçlar piramidinde sosyal medyaya özel bir yer verirdi şüphesiz. Bu tespiti abartılı mı buldunuz? Etrafınıza öylece baktığınızda bile bir restoranda karşılıklı oturan iki insanın aynı mekânı paylaşmalarına rağmen parmaklarının, gözlerinin ve dikkatlerinin cep telefonlarındaki uygulamalarda olduğunu veya pek çok insanın cep telefonlarını şarj etmek için uygun priz aramak için koşuşturduğunu görünce bunun abartılı olmadığını anlayacaksınız. Ne yazık ki, telefonun şarjı bittiğinde veya sosyal medya uygulamaları çöktüğünde insanların ne yapacaklarını bilemediği bir dünyada yaşıyoruz.

Sosyal medyayı insanların sosyalleşmek için kullandıkları, herhangi bir iktidar odağından bağımsız olarak kullanıcıların kendi içeriklerini ürettikleri ve bunları başkalarıyla paylaştıkları çevrimiçi uygulamalar olarak tanımlanabilir. Sosyal medyanın cazibesi, kullanıcıların neredeyse sıfır maliyetle içerik üretmeleri, paylaşmaları ve takip etmelerinden kaynaklanmaktadır. Sosyal medya, kullanıcılara coğrafi sınırları aşma imkânı vermesi, bilgi akışını anlık güncellemesi ve aynı anda çoklu iletişime imkân vermesi nedeniyle de insanlara cazip gelmektedir.

Eski tabirle insanların mütemmim cüzü haline gelen sosyal medyanın siyasi, ekonomik ve içtimai etkilerinin olmaması düşünülemez. Örneğin bir satıcı sosyal medya mecralarını kullanarak daha fazla satış ve kâr elde etmekte, siyasi partiler sosyal medyadan seçmenlerle daha sıkı iletişim kurmakta, sosyal medya sayesinde bazı gelişmelere karşı toplumsal duruş sergilenmesi kolaylaşmaktadır. Sosyal medyanın bu türden olumlu etkilerinin yanında insanlar arasında yüz yüze ilişkileri kesintiye uğratması, kötü niyetli insanların emellerine ve istismarına uygun ortam yaratması, yalan ve yanlış bilgi akışı sayesinde toplumların manipülasyonlara karşı benzeri görülmemiş biçimde kırılgan hale gelmesi de sosyal medyanın bilinen
olumsuzlukları arasındadır.

Bu yazının amacı sosyal medyanın ulusal güvenlik bağlamında risk ve bu riskle mücadele edilmezse bir tehdit olduğunu 10. Adam kuralı misali hatırlatmaktır. Sosyal medyanın ulusal güvenlik için nasıl bir tehdit unsuru olabileceğini tarihten bir örnekle aktarmak gereklidir. Sosyal medyanın tahayyül edilemediği 6-7 Eylül 1955 tarihinde, “Atatürk’ün evi bombalı hasara uğradı” şeklinde çıkan yerel bir gazetenin haberi, İstanbul’da yaşayan Türkler üzerinde infial duygusu uyandırmış,  haber yalan olsa da halk tarafından doğru kabul edilmiştir. Yalan haber neticesinde kazma, kürek, balta ve sopalarla sokağa dökülen binlerce kişi, gayrimüslim halktan olan Rumları hedef alarak ev ve işyerlerini yakıp yıkmış, bu olay güçlükle bastırılmıştır. Bunun sonucunda da ülkemizde yaşayan binlerce Rum göç etmek zorunda kalmıştır.

Devamı M5 Dergisi Şubat 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close