Analiz: Afrika'daki radikal grupların yükselişi! Hangi gruplar nerede faaliyet gösteriyor? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: Afrika’daki radikal grupların yükselişi! Hangi gruplar nerede faaliyet gösteriyor?

Abone Ol 

Dünyada terör saldırılarına bağlı ölüm sayıları azalırken, Afrika’da ise artıyor. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, 2014’ten bu yana azalan terör saldırılarına bağlı küresel ölüm sayılarının tersine Afrika’daki ölümlerin sayısı önemli ölçüde arttı.

Terörizmin en fazla arttığı on ülkeden yedisi (Burkina Faso, Mozambik, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mali, Nijer, Kamerun ve Etiyopya) Sahra altı Afrika’da yer alıyor.

On yıl önce Afrika merkezli iki aşırılık yanlısı grup (Nijerya merkezli Boko Haram ve Somali merkezli el-Şebab) varken, HORN Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından hazırlanan yeni bir rapor, kıtada faaliyet gösteren en az on aktif silahlı grup olduğunu gösterdi.

NEDEN AFRİKA?

Radikal İslamcı gruplar Afrika’da uzun yıllardan beri aktif olarak bulunuyor. El Kaide lider Usame Bin Ladin, 1996’da Afganistan’a geri dönmeden önce Sudan’ı üs olarak kullandı. Nijerya merkezli Boko Haram, 2010 yılında cihat ilan ettikten sonra büyük saldırılar gerçekleştirdi.

Öte yandan, radikal gruplar arasındaki rekabet arttıkça bölgedeki terör tehdidi de artıyor. Hem IŞİD hem de El Kaide, operasyonlarının çoğunu Suriye ve Irak’taki merkezlerinden Batı ve Doğu Afrika’ya kaydırdı.

Uzmanlar, Afrika’nın önümüzdeki 20 yıl boyunca radikal İslamcı grupların savaş alanı olacağını ve Orta Doğu’nun yerini alacağını belirtiyor.

HORN Enstitüsü’nün raporunda, Afrika’daki militan grupların yayılmasının IŞİD’in Irak ve Suriye’deki mağlubiyetinin ardından Orta Doğu’daki faaliyetlerinin azalmasına bağlı olduğu aktarıldı.

Aşırılık yanlısı gruplar, kıtadaki yolsuzluk, siyasi istikrarsızlık ve zayıf yönetimin yarattığı boşluktan yararlanarak ortaya çıkıyor. Ayrıca çoğunlukla etnik ve dini bölünmeler istismar ediliyor.

Silahlı grupların birçoğu da iç savaşlar sırasında ortaya çıkıyor. El-Şebab Somali’de 1991 yılında başlayan bir iç savaşın sonunda düzenin sağlanması için ortaya çıkan İslam Mahkemeleri Birliği’ne bağlı olarak faaliyet göstermeye başladı.

Mali’de 2012’de ülkenin kuzeyindeki Tuareg isyanı sırasında Ensarüddin ve Birlik Hareketi ve Afrika’daki Cihat (MUJAO) gibi birçok cihatçı örgüt kuruldu veya güçlendi.

HANGİ GRUPLAR, NEREDE FAALİYET GÖSTERİYOR?

Afrika’daki radikal İslamcı grupların faaliyet gösterdiği üç ana coğrafi alan var. Bunlardan ilki, Müttefik Demokratik Güçler (ADF) ve Ahlu Sunna Wal Jammah (ASWJ) gibi IŞİD’in bir kolu haline gelen grupların faaliyet gösterdiği, Mozambik ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki grupları da etkileyen Somali. İkincisi, MaliNijer  ve Burkina Faso arasındaki sınır bölgesinin yanı sıra Fildişi Sahili, Togo ve Benin gibi komşu ülkelerin de etkilendiği Batı Afrika’nın Sahel bölgesi. Üçüncüsü ise Kuzey KamerunÇad ve Nijer’in doğrudan etkilendiği Çad Gölü ve  Nijerya’nın çevresindeki alan.

Mali ve Sahel

Dünyanın en yoksul ülkelerinden bazıları Sahra Çölü ile sınır komşusu. Arapça “Sahel” olarak adlandırılan bölge, “sahil” anlamına geliyor. Bölgedeki grupların saldırılarından etkilenen Mali, Çad, Nijer, Burkina Faso ve Moritanya, Sahel ülkelerini oluşturuyor.

Bölgenin çoğu kuraklık, yoksulluk ve işsizlik ile mücadele ediyor. Ayrıca ülke yönetiminde bulunanların sahip oldukları güçleri suiistimal etmesi ve gerekli organizasyonu sağlamaması da ülkenin içinde bulunduğu durumun önemli nedenleri arasında yer alıyor.

Sahel bölgesindeki en baskın radikal grup, El Kaide ile bağlantılı Cemaat Nusret El-İslam ve’l-Müslimin (JNIM). Grup, IŞİD’e bağlı Büyük Sahra İslam Devleti (ISGS) ile doğrudan rekabet halinde. Geçen yıl iki grup arasında düşük seviyeli çatışmalar yaşandı.

Nijerya

Bölgedeki en büyük silahlı gruplardan biri olan Boko Haram ile Nijerya hükümeti arasında çatışmalar sürüyor.

Küresel Terör Endeksi’ne göre, Boko Haram 2011’den bu yana başta Nijerya olmak üzere 37 bin 500’den fazla savaşta 19 binden fazla can kaybından sorumlu tutuldu.

Boko Haram’ın uzantısı olan İslam Devleti Batı Afrika Eyaleti (ISWAP), 2015’te IŞİD’e bağlılık yemini etti. Böylelikle IŞİD üyeleri de sınırları kolaylıkla geçerek Çad Gölü kıyılarına ulaştı. IŞİD, o zamandan bu yana Afrika’daki kolunu yoğun bir şekilde destekliyor.

Batılı ülkeler Nijerya’ya sınırlı ölçüde askeri ve istihbarat yardımı teklif etti. Uzmanlar ise Nijerya ordusunun yolsuzluk ve insan hakları ihlalleri nedeniyle desteklenmediğini söylüyor. Hükümete duyulan güvensizlik ve bölgedeki radikal grup üyelerinin askere alınması, ülkede kısır döngüye neden oluyor.

Kuzey Afrika

El Kaide’nin Kuzey Afrika’daki isyanı Cezayir’de başlamıştı. Dolayısıyla İslami Mağrip El Kaidesi’nin (AQIM) liderinin Cezayirli olması şaşırtıcı değil. 51 yaşındaki Abu Obaida Al-Annabi, haziran ayında Mali’de Fransız birlikleri tarafından öldürülen selefi Abdelmalik Droukdel’in yerini aldı.

2013-2018 yılları arasında IŞİD’e katılmak için Suriye’ye giden 15-20 bin kişi, bölgedeki en küçük ülke olan Tunus’tan gitti. Yüksek işsizlik ve Libya’ya yakınlığı ile Tunus, terörizm tehdidiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

Libya, 2011 Arap Baharı isyanından ve Muammer Kaddafi‘nin devrilmesinden bu yana kaos halinde. Rejiminin sona ermesi, hükümetin cephaneliklerindeki binlerce ton silah ve patlayıcıya erişimi kolaylaştırmakla kalmadı, aynı zamanda IŞİD üyelerinin Libya’nın doğusunda yer edinmelerine de izin verdi.

Somali

İsmi “genç adamlar” anlamına gelen Somali’deki el-Şebab grubu, tüm kıtadaki en tehlikeli hareketlerden biri. El-Şebab üyeleri, kendilerini “El Kaide’nin en başarılı grubu” olarak gördüklerini ifade ediyor.

Başkent Mogadişu’daki saldırılarının yanı sıra Kenya ve Uganda’da da faaliyet göstererek sınırların ötesine geçti. ABD ve uluslararası güçlerin örgütü durdurma çabalarına rağmen hala etkisini korumaya devam ediyor.

Mozambik

IŞİD’in Orta Afrika Eyaleti İslam Devleti (ISCAP) adı altındaki uzantısı, kuzeydeki Cabo Delgado bölgesinde faaliyet gösteriyor. Mozambik’in gaz açısından zengin olan bu bölgesinde bulunan radikal örgüt, yer yer hükümete karşı da üstünlük sağlıyor.

TALİBAN’IN YAPTIĞINI YAPABİLİRLER Mİ?

Afrika’daki gruplara dair soru işaretlerinden biri de Taliban’ın Afganistan’da yaptığı gibi iktidara oturup oturamayacakları. İnsan Güvenliği Merkezi Müdür Yardımcısı Simon Schofield, bu grupların herhangi birinin Taliban’ın yaptığı gibi Maki veya Mozambik gibi bir devletin kontrolünü ele geçirmek için yeterince iyi organize olmadığını düşünüyor.

Bununla birlikte, Amerikan Girişim Enstitüsü’nün Kritik Tehditler Projesi Araştırma Müdürü Emily Estelle, Somali’deki el-Şebab ve El Kaide’nin Mali’deki kolu JNIM başta olmak üzere çok sayıda Afrikalı cihatçı grubun Taliban’ın izinden gittiğini söylüyor.

Taliban’ın “zaferi” bulunduğu bölgedeki cihatçı gruplara cesaret verdi. Pakistan’da TTP başta olmak üzere silahlı grupların faaliyetlerini artırdığı görülüyor. Ancak örgüt yapıları ve coğrafi özellikler göz önüne alındığında Afrika ve Afganistan arasında paralellik kurmak daha zor. Dolayısıyla da cihatçılık, organize suçlar, ağır ekonomik koşullar, göç akışları çevresinde büyüyen etnik çatışmalar ve iklim değişikliği arasında bulanık bir çizgi var.

Uzmanlara göre ise asıl tehlike, militanların Afrika ülkelerinde güç kazanarak iç savaşa kadar varan kaos ortamı yaratması ve söz konusu bölgelerin kıta dışındaki diğer örgütlere güvenli liman haline gelmesi.

Birçok Afrikalı grup, imajlarını güçlendirmek için kendilerini IŞİD veya El Kaide gibi küresel hareketlerin kolu olarak gösteriyor. Bölgesel grupların, küresel gruplarla ilişkilerinin tespit edilmesi zor olsa da aralarında ideolojik rehberlik ve finansal desteğe dayalı bir etkileşim olduğu söylenebilir.

Schofield, örgütler arasındaki bu iletişimde devletlerin de rolü olduğunu vurguluyor. Bu duruma örnek olarak ise İran’ın Dini Lideri Ayetullah Hamaney’in Afrika’nın önde gelen Şii İslamcı hareketi olan Nijerya’daki İslami Hareket’in lideri Şeyh İbrahim Zakzaki’nin bir fotoğrafını sosyal medyadan paylaşması ve onu İran devriminin önemli bir destekçisi olarak nitelendirmesini gösterdi. Ayrıca İran’ın Şii Nijeryalılara Hizbullah tarzı eğitim verilmesini sağladığını da öne sürdü.

İran’ın Somali’de Yemen’deki Husilere silah taşımak için bir lojistik ağ işlettiği ve hükümete karşı da el-Şebab’ı desteklediğini belirten Schofield, “Kuzey Afrika’da İran, Fas tarafından Hizbullah’ı Batı Sahra’nın bağımsızlığı için savaşan Polisario Cephesi’nin ayrılıkçı militanlarını eğitmek için suçlanıyor. İran, Orta Doğu’daki oyununu Afrika’da sürdürürse istikrar sağlanamaz” ifadelerini kullandı.

MÜCADELE İÇİN NELER YAPILIYOR?

ABD’nin Afrika’da yaklaşık 6 bin askeri bulunuyor ve çoğunlukla terör örgütleriyle mücadelede yer alıyor.

Fransa, Sahel bölgesinde iki büyük askeri operasyona öncülük etti. Serval olarak bilinen ilk operasyon, silahlı grupların ilerlemesini durdurdu ve 2013 yılında dört güçlü grubun koordineli saldırısı sonucu çökmek üzere olan Mali hükümetini ayakta tuttu. Macron’un göreve başlaması ve Afrika’daki varlığını azaltma kararı almasından önce Fransa’nın Sahel’de 5 bin 400 askeri bulunuyordu.

2007 yılında Afrika Birliği, BM Güvenlik Konseyi’nin talebi üzerine 11 Afrika ülkesi ve sahada görevlendirilen yaklaşık 20 bin personelin yanı sıra Batılı ülkelerden mali ve teknik destek alarak Somali Misyonu’nu (AMISOM) başlattı.

BM Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA), 2013 yılından bu yana Mali’de barış operasyonlarına öncülük ediyor.

Ayrıca Rus paralı asker grubu Wagner de bölge faaliyet gösteriyor.

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close