21’nci yüzyıl tüm enerji dengelerini değiştirecek adım olarak adlandırılan proje; güneş enerjisini uzayda toplayıp kısa dalga radyo frekansına çevirerek dünyanın istenilen noktasına aktarmayı hedefliyor. 20 Mayıs 2020’de uzaya yerleştirilen uydu, uzay enerjisini toplamayı başardı.
Amerikan TV kuruluşu CNN International, ülkenin ABD Savunma Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirdiği Uzay Enerjisi çalışmasında başarıya ulaştığını bildirdi.
Pentagon’un Mayıs 2020’de gerçekleştirdiği uydu yerleştirmenin Amerikan Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan ama şu ana kadar hiç bir bilgisinin sızmadığı UZAY ROBOT UÇAĞI X-37B ile yapıldığı biliniyor. X-37B ABD’nin çok gizli ve askeri kimlik taşıyan uzay çalışmalarında bir roketle uzaya fırlatılıyor, mürettebatsız olarak görevini tamamladıktan sonra üssüne geri dönüyor
Proje, güney enerjisinin uzaya yerleştirilecek dev güneş panelleri ile toplanmasını ve elde edilen enerjinin kısa dalga radyo frekansları ile dünyanın her hangi bir yerindeki aktarma noktasına ulaştırılmasını öngörüyor.
CNN Photovolatic Radiofrequency Antenna Module (PRAM) olarak adlandırılan çalışma çerçevesinde Mayıs 2020’de uzaya gönderilen bir pizza kutusu büyüklüğündeki deney uydusunun düzenli olarak 10 watt gücünde enerji ürettiğini ve bu tür bir panel sisteminin üreteceği enerjinin dünyaya aktarılması için gerekli teknolojinin laboratuvar ortamında hayata geçtiğini de duyurdu.
Projenin lideri Paul Jaffe, gelinen nokta ile 21’nci yüzyıl ve ötesine uzanan süreçte sabit, güvenilir, temiz ve güçlü bir enerji kaynağının tüm insanlığın hizmetine sunulması sürecinin de başladığını duyurdu.
Paul Jaffe’nin daha önceki anlatımında ise, dünya üzerine kurulan güneş enerjisi santrallerinin gece-gündüz farkı, iklim koşulları nedeniyle güvenilir kimlik kazanmadığını fakat uzaya yerleştirilecek paneller ile güney enerjisinin hiç ara verilmeden düzenli olarak elde edilebileceği vurgulanmıştı.
Jaffe’nin anlatımlarında uzay enerjisinin milisaniyelik yapay zeka kararlarıyla dünyanın o anda enerji ihtiyacı artan bir noktasına yönlendirilebileceğini vurgulaması da dikkat çekiyor.
