Biden Yönetiminin Muhtemel Afrika Politikaları - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Biden Yönetiminin Muhtemel Afrika Politikaları

Abone Ol 

ABD’nin tartışmasız küresel lider ve küresel hegemonya olarak görülmediği, yükselen bölgesel güçlere karşı zayıfladığı tartışmaları devam ederken selefi Trump’tan başkanlık koltuğunu devralan Joe Biden’ın önümüzdeki süreçte dış politikada hangi stratejileri izleyeceği uluslararası kamuoyu için önem arz ediyor.

Trump döneminde ABD’nin küresel diplomaside güven ve saygınlığını kaybettiğine dikkat çeken Biden yönetimi dış politika vizyonunu ABD’nin dünya politikasındaki saygın liderliğini yeniden inşa etmek olarak açıkladı. Seçim süreci boyunca çok taraflılığı ihtiva eden bir söylem benimseyen Biden yönetiminin ortak bir zemin arayışı içinde birkaç istisna dışında geleneksel müttefikleriyle sahip olduğu diyaloğu yeniden tesis etme eğilimi benimseyeceği bekleniyor.

Biden, Amerikan güvenlik stratejisinde önemli bir yere sahip olan Afrika ülkeleriyle ilişkilerde ekonomik kalkınmayı destekleme, kıtadaki genç liderlerle ve Afrika diasporasının üyeleriyle işbirliği yapma stratejisini savunuyor. Biden’ın seçim kampanyası sırasında yayınlanan “Diaspora için Biden- Harris Gündemi” başlıklı belge ABD’nin Afrika’ya yönelik politika önceliklerini içermektedir. ABD nüfusunun yüzde 13’ünü aşmış durumda olan dolayısıyla ABD’nin Afrika siyasetine etki eden Afrika diasporası Biden’in dış politika öncelikleri arasında yer almakta. Özellikle ABD’de yaşayan Afrikalılara ve Afrika kökenli kişilerin refahını artırma eğilimin amaçlandığına vurgu yapan belgede Trump döneminde “sıfır tolerans” yaklaşımıyla göçmenlere karşı benimsenen politikanın sonlandırılacağı ifade edilmiştir.

Demokratlar dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerine ev sahipliği yapan Afrika kıtasını ABD açısından önemli fırsat alanlarından biri olarak görmektedir. Biden ve ekibi demokratik kurumları destekleme taahhüdünde bulunarak kıtadaki büyüme ve yenilik potansiyelini açığa çıkarmak için ABD’nin bölgedeki ortaklıklarının yeniden kurulmasını ve canlandırılmasını hedeflemektedir.

Amerikan çıkarları ve ekonomisi için Afrika ilişkilerinin giderek daha önemli hale geldiğine dikkat çeken Biden, kıta ülkelerine ilişkin izlenecek politikanın temel ilkelerini şu şekilde sıralamaktadır; kalıcı barış ve güvenliği geliştirmek, ekonomik büyümeyi, ticaret ve yatırımı teşvik etmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek. Biden ve ekibinin Afrika ülkelerine vaatlerinin başında demokrasi ve insan hakları için mücadele geliyor. Bu bağlamda özellikle Kuzey Afrika’da ABD ilişkileri açısından Mısır ile ilişkilerdeki değişikliği Biden başkanlığının başlatması muhtemeldir.

Trump’ın “favori diktatörüm” olarak adlandırdığı Mısır devlet başkanı Abdül Fettah El Sisi’nin insan hakları ihlallerini şiddetle eleştiren Biden yönetimi Sisi’nin sert yaklaşımının radikalleşmeyi teşvik ettiği için ters etki yarattığına inanıyor. Dolayısıyla terörle mücadele konseptinin önemli dış politika hedefi olduğunu belirten Biden yönetiminin Mısır’da insan hakları ihlallerinde daha fazla bir artış yaşanması durumunda Mısır’a yönelik ABD fonlarının bir kısmını askıya alması beklenebilir. Keza Biden’ın temmuz ayında sosyal medya hesabı üzerinden atmış olduğu tweette “Trump’ın favori diktatörüne açık bir çek yok” ifadesi Mısır’a yönelik izlenecek muhtemel politikanın ipuçları olarak dikkat çekmektedir.

Biden’ın iklim değişikliği ile mücadele bağlamında Paris Anlaşmasına yeniden taraf olacağını taahhüt etmesi Afrika’ya yönelik izlenecek dış politikanın bir diğer önemli ayağını teşkil etmektedir. Afrika küresel iklim değişikliğinin etkilerinden en fazla olumsuz etkilenen ve en az direnç gösteren bölgelerden biri. Küresel iklim görüşmelerinden Afrika Müzakere Grubu Başkanı Tanguy Gahouma-Bekale, Trump’ın Paris Anlaşmasından çekilmesini iklim değişikliğiyle kolektif mücadele açısından kaybedilen bir fırsat olduğunu belirtiyor. ABD’nin çıkışının mücadelenin finansmanında önemli eksiklik yaratacağını belirten Gahouma-Bekale, iklim değişikliğinden en çok zarar gören ülkelere yardım için kurulan fona Obama’nın 3 milyar dolar katkı vaat ettiğini, bugüne dek bunun 1 milyar dolarının ödendiğini hatırlattı. Yenilenebilir temiz enerjiye 4 yılda 2 trilyon dolar yatırım yapmak isteyen Biden ise, yeşil ekonomi yaratmayı hedefliyor.

Trump döneminde ABD içe kapanıp uluslararası işbirliğini sınırlandırırken Çin, ABD’nin yaratmış olduğu boşluktan istifade ederek Afrika’da da önemli bir küresel oyuncu haline gelmiştir. 2017 ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde de ifadesini bulduğu gibi ABD’nin küresel ittifak ilişkilerini ve ekonomik çıkarlarını tehdit eden Çin ile mücadele öncelikli dış politika hedefi olmuştur. Biden yönetiminin, ABD’nin liderliğini yeniden tesis etmesi ve Çin ile yüzleşmesi için önemli fırsat alanı olan Afrika’daki varlığını artırması beklenmektedir.

ABD’nin Trump döneminde Afrika’dan çekildiğine yönelik algının gerçekliği yansıtmadığını belirten Joshua Meservey’e göre Trump’ın rakibi olarak Biden, Çin’in kıtadaki varlığına ilişkin endişelerini paylaşmakta. Biden başkanlığında ABD, Afrika Ticaret ve Yatırım Programı ve ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu aracılığıyla Afrika ile ticari ilişkilerin geliştirilmesine öncelik vererek Çin’in kıtadaki artan etkisiyle mücadele edecektir.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close