Japonya’dan küresel savunma pazarına hızlı giriş
Japonya, uzun yıllar boyunca sürdürdüğü “askeri tarafsızlık politikasının” ve “Silah İhracatı Üç İlkesi” kararının ardından silah ihracatını ilerleterek uluslararası savunma pazarına hızlı bir giriş yaptı.
Son aylarda Tokyo, ilk olarak Filipinler’e altı savaş gemisi sağlamayı kabul etti ve Japonya’nın en son teknoloji Mogami sınıfı tasarımına dayanan yeni bir fırkateyn sınıfının ortak geliştirilmesi için Avustralya ile büyük bir sözleşme imzaladı.
On yıllar boyunca Japonya, 1967 yılında Başbakan Eisaku Sato tarafından ilk kez ilan edilen “Silah İhracatı Üç İlkesi” kapsamında silah ihracatını sıkı bir şekilde yasaklamıştı.
Bu çerçeve, ölümcül ekipmanların yurt dışına satışını etkili bir şekilde yasakladı. Kısıtlamalar, 2014 yılında Başbakan Shinzo Abe döneminde gevşetildi ve Tokyo, kuralları “Savunma Ekipmanı Transferi Üç İlkesi” ile değiştirerek daha geniş uluslararası işbirliği ve ortak geliştirmeye olanak tanıdı.
Ülke şim de, ilk kez başka bir ülkeye destroyer eskortu olarak sınıflandırılan ancak küçük fırkateyn veya destroyer düzeyinde donanımlı eskort gemileri sağlayacak.
Raporlara göre Manila, Japon Deniz Öz Savunma Kuvvetleri’nden emekliye ayrılan altı Abukuma sınıfı gemi alacak.
Kompakt ve helikopter hangarları bulunmayan gemiler, Harpoon gemi savar füzeleri, ASROC denizaltı savar roketleri, 76 mm hızlı ateş eden top ve torpido tüpleri ile donatılmıştır.
Verilen bilgilere göre Japonya’nın yasal kısıtlamalarını aşmak için Tokyo, gemilerin orijinal silahlarını söküp, iletişim ekipmanları ve diğer Filipinler’e özgü sistemlerle donatacak. Yetkililer, bu tür değişikliklerin anlaşmanın silahlı gemilerin doğrudan ihracatı değil, “ortak geliştirme” projesi olarak sınıflandırılmasını sağladığını savunuyor.
İhracata hızlı giriş
Aynı zamanda, Canberra da yeni nesil fırkateyn programı için Japonya’yı ortağı olarak seçti. Avustralya, Mitsubishi Heavy Industries’in Mogami sınıfı çok görevli fırkateynini temel tasarım olarak benimseyeceğini duyurdu. Her geminin tahmini maliyeti 86,3 milyar yen olup, projenin toplam maliyeti yaklaşık 950 milyar yen olacak.
Japonya’nın teklifi, Almanya, Güney Kore ve İspanya’daki rakiplerini geride bıraktı. Analistler, Tokyo’nun avantajının geminin azaltılmış mürettebat gereksinimleri, gelişmiş gizlilik özellikleri ve 32 füze fırlatma hücresinden kaynaklandığını belirtti. Bu özellikler, insan gücü eksikliği ve eskiyen gemileri yenileme ihtiyacı ile mücadele eden Avustralya Kraliyet Donanması’nın ilgisini çekti.
Filipinler anlaşmasından farklı olarak, Avustralya programı ortak geliştirme kuralları kapsamına giriyor ve Tokyo’nun gemileri tam donanımlı olarak teslim etmesine olanak tanıyor. İlk sözleşmenin önümüzdeki yılın başlarında imzalanması ve teslimatların 2029’da başlaması bekleniyor.
Bu gelişmeler, Güney Kore’nin küresel silah endüstrisindeki hızlı yükselişini yansıtıyor. Son on yılda Seul’un savunma ihracatı, obüs, tank, uçak ve roket sistemleri için yapılan sözleşmelerle yıllık yaklaşık 3 milyar dolardan 2022 yılına kadar 17 milyar doların üzerine çıktı. Buna kıyasla Japonya, genişlemesine yeni başlıyor, ancak endüstriyel kapasitesi ve gelişmiş gemi inşa sektörü, rekabet edebilecek bir konuma getiriyor.
Kaynak: M5
