Bilim İnsanlarından ABD Büyükelçiliklerine Mikrodalga Teknolojisi İle Saldırı İddiası - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Bilim İnsanlarından ABD Büyükelçiliklerine Mikrodalga Teknolojisi İle Saldırı İddiası

Abone Ol 

Ulusal Akademi tarafından yayınlanan rapora göre, özellikle son dört yıldır Küba, Çin, Rusya gibi ülkelerde ABD büyükelçiliği personelini ve CIA görevlilerini etkileyen gizemli rahatsızlığa yüksek güçlü mikrodalgalar neden olmuş gibi görünüyor.

Adem Kılıç tarafından M5 için çevrilmiştir.

Tıp ve diğer alanlardaki 19 uzmandan oluşan bir komite, yönlendirilmiş ve yüksek radyo frekans enerjisinin hastalığı açıklamak için “en makul mekanizma” olduğu sonucuna vardı. Hastalık “Havana Sendromu” olarak adlandırılıyor.

Raporda; elçilikleri kimin hedef aldığı veya elçiliklerin neden hedef alındığı açıklanmıyor. Ancak şüpheli sürecin arkasındaki teknoloji anlaşılıyor. Aslında bu süreç, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş dönemindeki silahlanma yarışına kadar uzanmaktadır. Yüksek güçlü mikrodalga silahları genellikle elektronik ekipmanı devre dışı bırakmak için tasarlanmıştır. Ancak “Havana sendromu” raporlarının gösterdiği üzere, bu enerji dalgaları insanlara da zarar verebilir.

Güçlü mikrodalga kaynakları tasarlayan ve üreten bir elektrik ve bilgisayar mühendisi olarak, ABD Savunma Bakanlığı ile birlikte çalışmak da dahil olmak üzere bu kaynakların fizik yapısını uzun yıllar boyunca araştırdım.

Boeing’in, füzelere monte edilen yüksek güçlü Elektronik Mikrodalga Füze Projesi (CHAMP) ve kısa süre önce ABD Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı tarafından insansız hava araçlarının çarpmalarını engellemek için geliştirilen Taktik Yüksek Güçlü Operasyonel Müdahale aracı olan (THOR) bu konuda iki iyi örnektir.

Soğuk Savaşın Kökenleri

Bu tür yönlendirmeli mikrodalga cihazları, 1960’ların sonunda ABD ve Sovyetler Birliği’nde ortaya çıktı. Bunlar; çok yüksek elektrik gücüne sahip kısa elektrik darbeleri üretir; bu birkaç megavolta kadar yüksek gerilim ve büyük elektrik akımları demektir. Bu; uzun mesafeli enerji nakil hatlarındaki voltajdan daha yüksek bir voltaj ve neredeyse bir yıldırımdaki akım miktarı kadardır.

O dönemde fizikçiler; örneğin 10 kiloamper akımla 1 megavolt elektron ışını üretebilirseniz, sonucun 10 milyar watt veya gigawatt’lık bir ışın gücü olabileceğini fark ettiler. Karşılaştırabilmeniz için şu örneği verebiliriz. Günümüzün tipik mikrodalga fırınlarının çıkış gücü yaklaşık bin watt’dır. Yani milyonlarca kat daha az.

Bu teknolojinin gelişimi, ABD-Sovyet silahlanma yarışında bir mücadeleye daha neden oldu. 1991’de Sovyetler Birliği çökmesi ile ben ve diğer Amerikalı bilim insanları SINUS-6 gibi Rus hızlandırıcılarına erişim imkanı kazandık. Rus meslektaşlarımla on yıl süren, fakat Vladimir Putin’in iktidara gelişiyle sona eren verimli bir işbirliği içinde bulunduk.

Bugün, yüksek güçlü mikrodalga teknolojileri konusundaki araştırmalar ABD ve Rusya’da devam ediyor, ancak Çin’de zirve noktasında. 1991 yılından beri Rusya’daki laboratuvarları, 2006 yılından beri ise Çin’deki laboratuvarları ve yatırımları ziyaret ettim. Şu anda düzinelerce ülkede bu konuda araştırma programları mevcut.

İnsanları Nasıl Etkiler

Ulusal Akademi raporu, yüksek güçlü mikrodalgaların Frey etkisi yoluyla insanlarda semptomlar ortaya çıkardığını ortaya koymuştur. İnsan beyni, düşük gigahertz frekans aralığında bu tür mikrodalgalar için alıcı anten görevi görür. Bu da insanların sesler duymasına neden olabilir. Havana sendromu gösteren hastaların bildirdiği diğer semptomlar arasında baş ağrısı, mide bulantısı, işitme kaybı, baş dönmesi ve bilişsel sorunlar da bulunuyor.

Rapor, elektronik cihazların saldırılar sırasında kesintiye uğramadığını belirtiyor ve güç seviyelerinin elektronik cihazlara yönelik etkili bir saldırı için gerekenden daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu durum, hedeflerden biraz uzakta bulunan yüksek güçlü bir mikrodalga silahıyla tutarlı olarak açıklanabilir. Yani; hedefteki elektronik cihazları etkileyemeyecek kadar düşük bir güç seviyesi üretebildiği ancak bunun insanlarda Frey etkisini tetikleyebileceği anlamına geliyor.

Ruslar ve Çinliler, Küba ve Çin’de kullanılmış gibi görünen bu mikrodalga kaynaklarını kullanma yeteneklerine kesinlikle sahipler. Küba ve Çin’deki ABD personeline gerçekte ne olduğu ve neden olduğu bir sır olarak kalmaya devam edebilir, ancak ilgili teknoloji dünyanın bütün askeri güçleri tarafından geliştirmeye ve uygulanmaya devam ediyor.

.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close