Avustralya, gecikmeler nedeniyle Fransız denizaltılarını yeniden değerlendiriyor

Avustralya’nın ABD ve İngiltere ile yaptığı AUKUS anlaşması kapsamında nükleer enerjili denizaltılar edinme planı, teslimat gecikmeleri, artan maliyetler ve ABD’nin denizaltı üretimindeki yetersizlikleri nedeniyle sorgulanıyor. Bu gelişmeler, Avustralya’nın alternatif çözümler aramasına yol açarak Fransız tasarımı Suffren sınıfı denizaltıları yeniden gündeme getirdi.

AUKUS Anlaşmasındaki Belirsizlikler

Avustralya, 2032’den itibaren ABD’den üç ila beş adet Virginia sınıfı nükleer denizaltı almayı ve ardından İngiltere ile ortak olarak SSN-AUKUS programı kapsamında beş denizaltı daha inşa etmeyi planlıyordu. Ancak, ABD’nin mevcut üretim kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle bu teslimatların zamanında gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsizliğini koruyor. ABD’nin, Avustralya’nın taleplerini karşılamak için üretim kapasitesini iki katına çıkarması gerekiyor. Ancak bu hedefe ulaşılamazsa, Avustralya’ya vaat edilen denizaltılar ya geç teslim edilecek ya da hiç teslim edilmeyecek.

Buna ek olarak, Avustralya Kraliyet Donanması’nın (RAN) hâlihazırda kullandığı altı Collins sınıfı denizaltının 2040’a kadar hizmette kalması planlanıyor. Ancak teknik sorunlar ve bakım ihtiyaçları nedeniyle bu sürenin uzatılması garanti değil. Aynı zamanda, İngiltere’nin kendi denizaltı projeleriyle meşgul olması SSN-AUKUS programının da gecikmelere ve ek maliyetlere maruz kalabileceğini gösteriyor.
Fransız Alternatifi: Suffren Sınıfı DenizaltılarAvustralya’nın karşı karşıya olduğu bu belirsizlikler, bazı uzmanları ve eski yetkilileri alternatif çözümler önermeye yönlendirdi. Eski Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull, ABD’nin taahhütlerini yerine getirememe ihtimaline karşı Avustralya’nın kendi savunmasını bağımsız olarak güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Avustralya Kraliyet Donanması’ndan emekli Amiral Peter Briggs, Suffren sınıfı denizaltıların AUKUS kapsamındaki Virginia ve SSN-AUKUS denizaltılarına kıyasla daha uygun bir seçenek olduğunu savundu. Briggs, Suffren denizaltılarının daha küçük boyutları ve sadece 60 kişilik mürettebat gereksinimi nedeniyle Avustralya’nın mevcut insan kaynağı sorunlarına daha iyi bir çözüm sunduğunu belirtti. Ayrıca, Suffren sınıfı denizaltılar, NATO standartlarına uygun tasarımı sayesinde ABD ve İngiltere ile tam entegrasyon sağlayabiliyor.

Fransız Naval Group’un inşa ettiği Suffren sınıfı nükleer denizaltılar, daha düşük maliyetle ve daha kısa sürede temin edilebileceği gibi, Avustralya’nın kuzey kıyılarındaki sığ sularda operasyon yapmaya daha uygun olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, AUKUS kapsamında planlanan sekiz büyük denizaltı yerine, aynı maliyetle 12 Suffren sınıfı denizaltının satın alınabileceği öne sürülüyor.

Yeni Bir Plan B mi Gündemde?

Bazı uzmanlar, AUKUS anlaşmasının ilk ayağını terk ederek, Avustralya’nın savunma bütçesini daha verimli kullanabileceğini düşünüyor. ABD merkezli Nükleer Yayılma Politikası Eğitim Merkezi’nin yöneticisi Henry Sokolski, Avustralya’nın nükleer denizaltılar yerine insansız sistemlere ve hipersonik silahlara yatırım yaparak güvenliğini daha hızlı ve düşük maliyetle artırabileceğini savunuyor.

Avustralya’nın mevcut denizaltı programındaki belirsizlikler ve ABD’nin taahhütlerini yerine getirmekte zorlanması, Canberra’yı alternatif seçenekleri ciddi şekilde değerlendirmeye itiyor. Suffren sınıfı denizaltılar bu süreçte güçlü bir aday olarak öne çıkarken, Avustralya hükümetinin önümüzdeki dönemde nasıl bir karar vereceği merak konusu.

Kaynak: M5