Yüzyılın istihbarat darbesi: Crypto AG vakası ve milli istihbaratın önemi
Crypto AG şirketi 1952 yılında İsviçre’de kurulur ve müşterisi olan ülkeler için kriptografi ekipmanları üretmeye baslar. Ancak 1970 yılına gelindiğinde işler değişir. Şirketin yeni sahipleri birdenbire CIA ve BND olur.
Güvenlik Uzmanı Tuğba KOÇ tarafından M5 Dergi Ağustos 2024 sayısı için kaleme alınmıştır.
Aşil, Yunan mitolojisinde bir kahraman savaşçı olarak bilinir. Aşil’in ölümsüzlüğü ile ilgili en bilinen efsane, Thetis’in onu Styx Nehri’ne batırmasıdır. Styx, yeraltı dünyasının kutsal nehri olarak bilinir ve bu nehirde yıkananların ölümsüz olacağına inanılır. Thetis, Aşil’i topuğundan tutarak Styx Nehri’ne batırır, böylece tüm vücudu ölümsüz olur, ancak topuğu bu işlemden muaf kalır. Bu yüzden, Aşil’in tek zayıf noktası “Aşil’in topuğu” olarak bilinir. İstihbarat dünyasının ilk Aşil topuğu vakalarından biri ise Enigma`dır.
SKANDALA GİDEN YOL: ENİGMA’DAN CRYPTO AG VAKASINA
Enigma makinesi II. Dünya Savaşı sırasında Alman ordusu tarafından kullanılan karmaşık bir şifreleme cihazıydı. Enigma’nın şifreleme sistemi o kadar karmaşıktı ki, Almanlar bunu çözülemez olarak kabul ediyorlardı. Bu makine, Alman askeri iletişimlerini güvence altına almanın en güçlü yollarından biri olarak görülüyordu. Enigma makinesi de karmaşıklığına rağmen belirli zayıflıkları barındırıyordu. Alan Turing ve ekibi, Enigma’nın şifreleme mantığını ve bazı operasyonel hataları kullanarak makinenin şifrelerini çözmeyi başardılar. Bu çözülme, Müttefiklerin Alman askeri stratejilerini önceden öğrenmesini ve sonuçta savaşı kazanmalarına büyük katkı sağlamasını mümkün kıldı.
Peki Enigma vakası ilk ve son muydu? Enigma fiyaskosundan yıllar sonra ortaya çıkacak olan skandal için öncelikle Crypto AG firmasından bahsetmemiz gerekiyor.Crypto AG şirketi 1952 yılında İsviçre’de kurulur ve müşterisi olan ülkeler için kriptografi ekipmanları üretmeye baslar. Ancak 1970 yılına gelindiğinde işler değişir. Şirketin yeni sahipleri birdenbire CIA ve BND olur. Peki Amerika ve Almanya için bu şirket o yıllarda neden önemlidir? Crypto AG şirketinin müşterileri arasında 120’den fazla ülke bulunuyordu. Bu ülkeler arasında İran, Hindistan, Pakistan, Latin Amerika’daki birçok ülke, Suudi Arabistan ve hatta Vatikan gibi geniş bir yelpaze vardı. ABD ve Almanya’nın amacı ise bu ülkelerin gizli iletişimlerini yıllarca dinleyerek stratejik avantaj elde etmekti. İşte “yüzyılın istihbarat darbesi” olarak bilinen ve CIA ve BND’nin şirketi satın alması ile bir döneme bu şekilde imza atılacak ve konjonktür hiç olmadığı kadar değişecekti.
Olayın ortaya çıkması, uluslararası alanda büyük bir skandal yarattı ve birçok ülke bu tür bir casusluk operasyonuna maruz kaldıklarını çok geç öğrendi. Dolayısıyla devletler bu tür istihbarat operasyonlarına karşı güvenlik ve şifreleme protokollerini yeniden değerlendirmeye aldı. Esasen Crypto AG vakası, devletler arasındaki istihbarat savaşlarının ve teknolojik casusluk faaliyetlerinin ne derece derin ve karmaşık olabileceğini gösteren çarpıcı bir olaydır. Buradaki asıl mesele başka ülkelere ihtiyaç duyulmayan yerli sistemlere sahip olmaktır zira dijital iletişim çağında bilgi güvenliği ve gizlilik konularının ne kadar kritik olduğu bu ve benzeri vakalar ile ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda başlatılan Nubicon Operasyonu ile CIA ve BND tarafından yönetilen ve Crypto AG’nin şifreleme makinelerini kullanan ülkelerin şifreleme makinelerini kullanan ülkelerin iletişimleri gizlice dinlenmiş ve 120’den fazla ülkeye satılan şifreleme cihazlarına bilinçli olarak backdoors yerleştirilmiştir. Bu operasyon Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında ABD ve Almanya’ya birçok ülkenin istihbarat faaliyetleri hakkında geniş bilgi sağlamıştır. Sonuç olarak bu vaka ve operasyon CIA ve BND için stratejik avantaj sağlamış ancak diğer ülkelerin güvenlik teknolojilerinin ve şifreleme sistemlerinin bağımsız ve güvenilir olmasının önemini ciddiye almalarını da sağlamıştır.
MİT vs. DİĞERLERİ: “DİZLİYE DİZ ÇÖKTÜRDÜK, BAŞLIYA BAŞ EĞDİRDİK”
*Kül Tigin Yazıtı Doğu yüzü Satır 18
İstihbarat teşkilatlarının tarihi anlatılırken İngiliz İstihbarat Teşkilatı MI6 için genelde bir gölde iki balık kavga ediyorsa oradan bir İngiliz geçmiştir ifadesi kullanılır. Alman istihbarat teşkilatı BND için ise “küçük dev” tanımlaması kullanılır çünkü CIA gibi büyük teşkilatlara kıyasla BND sınırlı kaynaklara rağmen etkili operasyonlarda bulunmuş ve NSA’in Avrupa’daki “küçük kardeşi” olmuştur. Uzun süren askeri yönetim ve ülkenin içinde bulunduğu iç karışıklıkların ardından giderek modern ve özerk bir yapıya sahip olarak, olması gerektiği gibi sadece devletin zirvesine bağlanan MİT ise yıllarca CIA başta olmak üzere yabancı istihbarat teşkilatları ile mücadele etmiş ve bugün ülkesinde faaliyet gösteren MOSSAD ajanlarını kolaylıkla etkisiz hale getiren bir yapıya kavuşmuştur. “Milli” olan istihbaratın, teşkilatın sahip olduğu gelenekler ile bu mücadeleyi sürdürmesi uzun sürmüş ancak günümüzdeki yapısı ile diplomasinin önemli bir aktörü haline gelmiştir.
Yıllarca terörle mücadele eden Türkiye, bir dönem sahip olduğu Heronlar ile operasyonlar düzenliyor ancak bu operasyonlar başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Bu durumun asıl sebebinin ise yurtdışından alınan bu cihazların İsrail üzerinden terör örgütüne bilgiyi önceden gönderdiği ve teröristlerin operasyon yapılacak yerleri terk ettiği anlaşılmıştı. Yani Türkiye terörle mücadele edemiyor, harekât bilgileri önceden teröristler tarafından öğreniliyordu. Yerli IHA ve SIHA’ların devreye girmesinden itibaren ise terör örgütleri ile asıl mücadele başlamış ve teröristler yurtdışından yardım alamadıkları gibi kolayca enterne hale getirilmeye başlamıştı. Birçok alanda kendi mensuplarını yetiştiren MİT, bu teknoloji yardımı ile çeşitli operasyonlar gerçekleştirmiş ve yurt içi ve yurt dışında başarılı operasyonlara imza atmıştır.
“Öcalan’ı bize niye verdiler, hala anlayabilmiş değilim” Bülent Ecevit, dönemin Başbakanı
Özellikle 1990’lı yıllarda ülkede gerçekleşen ve tarihinin en büyük ve yıkıcı depremlerinden birinde dahi hükümetin deprem bölgesine günler sonra ulaşılmasını ve başarısızlığını itiraf eden yöneticilerden faili meçhul birçok cinayete kadar siyasi ve toplumsal karmaşa ve darbelerin ardından Türk istihbaratı, hem küresel hem de bölgesel güvenlik dinamiklerindeki dönüşümler, Türkiye’nin artan jeopolitik önemi ve iç siyasi gelişmelerin ardından profesyonelleşme ve modernizasyon konusunda önemli bir yol katetmiştir. Dolayısıyla MİT, bilgi toplama, analiz etme ve operasyonel yeteneklerini geliştirerek daha etkin bir istihbarat servisi haline gelmiştir. Geçmişte daha çok iç güvenlik ve ülke sınırları içindeki tehditlere odaklanan ve kaos ortamında etkinliğini muhafaza etmeye çalışan Teşkilat, zamanla yurtdışındaki operasyonel kapasitesini artırarak Orta Doğu, Afrika ve Avrupa’da önemli bir aktör haline gelmiştir.
MİT’in bu kapasitelerini geliştirmesindeki en önemli hususlardan biri dış istihbarat servislerine ihtiyaç duymadan Türkiye’nin bölgesel liderliği ve uluslararası güvenlik için geliştirdiği hem teknolojik hem operasyonel kabiliyetleridir. Crypto AG Vakası, bir ülkenin ulusal güvenliği için kullandığı teknolojilerin kaynağı ve geliştirilme süreci hakkında dikkatli olunması gerektiğini göstermiştir. Kriptografi ve şifreleme sistemlerinin, istihbarat servisleri tarafından manipüle edilebilmesi, bu sistemlerin güvenliğini sağlamak için daha güçlü ve güncel teknolojilerin kullanılması gerektiğini gösterir. Fakat daha da önemli olan bu sistemlerin “milli” olmasıdır. Zira uluslararası ilişkilerde güven ve güvenlik oldukça kırılgandır. Teknolojik bağımsızlık stratejisi ise bu doğrultuda Türk istihbaratının önemli bir hedefini ortaya koymaktadır. Özellikle son yıllarda MİT tarafından gerçekleştirilen bazı operasyonlar, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve istihbarat kapasitesini artırarak özellikle terörle mücadele, yurt dışı casusluk faaliyetlerinin önlenmesi ve istihbarat diplomasisinin geliştirilmesi konusunda bir çığır açmıştır. Bu durum, MİT’in millilik ve operasyonel bağımsızlık çerçevesinde hareket ettiğinin en büyük kanıtıdır.
M5 Dergi Eylül sayısına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.kopernikkitap.com.tr/m5-dergisi-sayi-398-eylul-sayisi