Aspen Enstitü Analiz: "Afganistan Üzerindeki Rekabet Daha Yeni Başlıyor" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Aspen Enstitü Analiz: “Afganistan Üzerindeki Rekabet Daha Yeni Başlıyor”

Abone Ol 

Afganistan yüzyıllardır büyük dünya güçleri arasındaki anlaşmazlıkların ve bölgesel güçler arasındaki rekabetin açık bir arenası olmuştur ve bu bugün de değişmemiştir.

ABD Merkezli Aspen Institute’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Afganistan’daki olaylar hızla ilerliyor ve tırmanıyor. Kabil’deki kırılgan hükümet çöktü ve Taliban çok fazla direnişle karşılaşmadan Afganistan’ın tüm topraklarının kontrolünü tamamen ele geçirdi.

Olayların bu hızlı yükselişi, Afgan hükümetini gücü Taliban’a devretmeyi ve bir geçiş hükümeti kurmayı kabul etmeye sevk etti. Ancak gelişmeler hızlanırken, iki Taliban yetkilisi Reuters’e Afganistan’da geçiş hükümeti olmayacağını ve grubun tam yetki devrini beklediğini söyledi.

Bu gelişmelerin etkilerinin Afganistan ile sınırlı olmayacağına şüphe yoktur. Taliban, başta kadınlar, azınlıklar ve gençler olmak üzere toplumun geniş kesimleri arasındaki olumsuz imajı ışığında büyük bir onaylanmamayla karşı karşıya kalmasına rağmen, ülkedeki liderliğini yeniden kurmak için karşı konulmaz bir istek duyuyor.

Afganistan, yüzyıllardır büyük dünya güçleri arasındaki anlaşmazlıkların ve bölgesel güçler arasındaki rekabetin açık bir arenası olmuştur ve bu bugün de bu durum değişmemiştir.  Afganistan’ın Çin ile Rusya arasındaki stratejik konumuna ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki yerine bakan herkes, Afganistan’ın Washington’un burada Pekin ile yüzleşmesindeki önemini anlayacaktır. 

Başka bir deyişle, Washington’un stratejik perspektifinden baktığımızda Çin’e karşı atacağı son adım, küresel güçlerin kendi sorunlarını çözmek için bir arena olmaya alışmış olan Afganistan’da kaosu yeniden tesis ederek Afganistan’dan geçen hayati kara yollarını kesmek olabilir. ABD Pekin’i kuşatmak için Afganistan’ı kaosa ortamı olarak kullanabilir.

Bu perspektiften ve yeni aşırılıkçı grupların ortaya çıkması için zaten verimli bir zemin olan Afganistan’da ortaya çıkan kaosun ışığında, El Kaide veya IŞİD’in yeniden markalaşmış bir versiyonunun orada ortaya çıkması ve hızla Çin-Afgan sınırına sızması tamamen mümkün. Amaç ne? : Bu grupların Çin’e geçmesi, dolayısıyla Pekin için bir güvenlik sorunu yaratması ve yeni ticari arterini baltalaması.

Bu potansiyel tehlikeyi sezen Pekin, Taliban ile iletişimini yoğunlaştırmaya başladı ve yakın zamanda Taliban yetkililerinden oluşan yüksek profilli bir heyeti memnuniyetle kabul etti.

Taliban’ın Afganistan’ın kontrolünü tamamen ele geçirmeyi başarana kadar aldatıcı vaatler satarak her iki tarafın endişelerini ve amaçlarını sömürmeyi planlayarak hem ABD’yi hem de Çin’i kandırmaya çalışıyor olması mümkündür. Ne olursa olsun, Taliban’ın Afganistan üzerinde tam kontrol uygulamasını takip eden aşama, ortaya atılan ve şu an için bilinmeyen soruların çoğuna cevap sağlayacaktır.

Diğer yandan İran’ın da Afganistan’da çıkarları var. Şimdiye kadar, İran liderliğinin Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinden derin şüphe duyduğu söyleniyor. Sonuç olarak Tahran, sınırın ötesindeki gidişatı izleyerek hareket etmekten çok gözlem yapıyor.

Pek çok analist, Taliban ile Tahran arasındaki ilişkiyi destekleyen klasik yaklaşıma odaklanıyor ve ikisinin karşıt dini ideolojilere sahip olması nedeniyle farklı ilişkilere sahip olacağını öne sürüyor. Fakat İran’ın son yıllarda Taliban’la ilgili yorumlarını izleyenler, Tahran’ın gruba yönelik genel tutumunda bir yumuşama olduğunu fark edeceklerdir. 

Burada, yeni nesil Taliban liderlerinin, grubun kurucu babaları tarafından benimsenen karmaşık ideolojik ilkeleri benimsemeyebileceğini belirtmek gerekir. Bugünlerde, grubun üst düzey liderliği arasında karar verme sürecini önemli ölçüde etkileyen siyasi hedeflerle ilgili olarak daha pragmatik bir yaklaşım benimsediler.

Taliban’ın, İran’ın eski hükümetin düşüşünde çok önemli bir rol oynadığı gerçeğini kabul etmek mümkün. Ancak Taliban’ın önümüzdeki dönemde İran’a yaklaşımı, başta ABD ve Çin olmak üzere geri kalan aktörlerle ilişkilerinin niteliğine bağlı.

İran’ın, İran’a yakın Afgan Şii milisleri olan Fatimiyun Tugayı’nın varlığını meşrulaştırmaya çalışmak için, özellikle Şiiler arasında şu anda Afgan toplumunu pençesine alan panikten yararlanmaya çalışması muhtemel görünüyor . 

İran’ın Afganistan’da Irak Halk Seferberlik Kuvvetleri’ne benzer bir Şii ordusu kurmaya yönelik düzenli açıklamaları ve Fatimiyun Tugayı’nın birçok üyesinin ülkeye döndüğü göz önüne alındığında, Tahran böyle bir planın başarılı olması için önemli bir zemin oluşturmuştur. 

İran’ın bu konudaki mücadelesi, Afgan sahnesinde kendi çıkarlarına hizmet edecek ve aynı zamanda Çin’i kızdırmaktan kaçınacak şekilde akıllıca hareket etmek arasında bir dengenin nasıl kurulacağıdır. Tahran ekonomik olarak Pekin’e bağımlı kaldığı sürece, İranlılar dikkatli davranmak zorunda kalacaklar. 

Afganistan’ın geleceğine dahil olan dördüncü ülke, İslamabad’a defalarca Taliban’a para ve silah sağladığı ve grubun talimatlarını yerine getirmesi için yönlendirdiği suçlamalarıyla Taliban’ın başlıca ilham kaynağı olarak kabul edilen Pakistan’dır. Pakistan’ın Taliban’ın karar alma süreci üzerindeki kontrolü hakkında biraz abartı olsa da, Pakistan’ın baş düşmanı Hindistan, Taliban’ın Afganistan üzerindeki kontrolünün İslamabad için yeni stratejik derinlik yarattığına ve orta vadede Yeni Delhi için ciddi bir tehlike oluşturduğuna inanıyor.

Pakistan’ın Çin ile stratejik ekonomik ilişkisinin derinliği göz önüne alındığında, Taliban’ın Çin topraklarına yönelik herhangi bir saldırı veya eylemi, Pakistan’ın çıkarlarına zarar vererek Pakistan’ın Taliban ile olan ilişkilerinin doğasını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, Çin’in Pakistan ile olan ilişkilerini, Taliban’ın Çin’e ve çıkarlarına karşı oluşturabileceği herhangi bir tehlikeyi etkisiz hale getirmek için kullanması mümkündür. 

Bu gelişmeler ve Taliban’ın Afganistan’daki ani yükselişi, özellikle Doha’daki maraton müzakerelerinden sonra, Afgan meselelerini yakından izleyen herhangi bir kişi için şaşırtıcı olmamalıdır. Taliban’ın başta ABD veya Çin ile yaptığı tüm pragmatik taahhütlere rağmen, grup şimdi kendisini çıkarlarını ve hedeflerine en iyi nasıl ulaşacağını yeniden değerlendirmesine izin veren bir konumda bulacaktır.

Taliban’ın gücü ve yerel ve uluslararası düzeyde onaylanma derecesine ilişkin önceki siyasi analizler, sahadaki yeni oldu bitti ışığında artık büyük ölçüde alakasız ve yararsızdır. Bölgenin nasıl şekilleneceğini bu dengeler ışığında zaman gösterecek.

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close