Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi Afrika’da faaliyetlerine devam eden terör örgütleri tarafından ‘zafer’ olarak nitelendirildi. Cihatçı gruplar tarafından coşku ile karşılanan haber hükümetleri ve halkı korku ve tedirginliğe sevk ederken, Afrika’nın geleceği nasıl şekillenecek?
Sahra altı Afrika sömürgeci güçlerin bölgeden uzaklaşması ile birlikte terör örgütleri ile karşı karşıya kaldı. Salgın hastalıklar, gıda sıkıntısı, susuzluk ile birlikte kanlı eylemler de bögedeki insanların en büyük problemleri arasında kısa sürede yerini aldı.
Terör saldırılar nedeniyle milyonlarca insan yer değiştirmek zorunda kaldı. Bu zorunlu göçte özellikle kadınlar ve çocuklar cinsel şiddet kurbanı oldu.
Batılı güçlerin bölgede kurduğu sömürge sistemi bir gölge gibi Afrika üzerinde etkisini sürdürürken Eş-Şebap ve Bono Haram da korkunun giderek büyüdüğü Sahra altı Afrika’da İslamcı terörün yükselişini temsil etti.
Orta Doğu kökenli IŞİD ve El-Kaide’nin de bu coğrafyada gerçekleştirdiği eylemler, tehlikenin boyutlarının her geçen gün artmasına neden oldu.
Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin ardından Afrika’da yükselen sevinç nidaları tam da bu nedenlerle dünya kamuoyunun bir numaralı sorunu haline geldi.
ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanan bir emir ile başta Amerikan güçleri olmak üzere tüm Batılı devletler Afganistan’dan çekilme sürecini hızlandırdı.
Çekilme sürecinde Kabil Havalimanı’nda yaşanan insanlık dramı yüzyıllarca unutulmayacak anlara sahne olurken, Batılı güçlerin skandal adımları da utanç vesikaları olarak tarihe geçti.
Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi yalnızca Asya’da değil Afrika’da da terör grupları tarafından sevinçle karşılandı.
BBC’de yer alan habere göre, Somali’de Eş-Şebab ile bağlantılı bir medya kuruluşu, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesini ‘Allah Büyüktür’ sözleri ile duyurdu.
El-Kaide bağlantılı olduğu bilinen Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (JNIM) lideri, 2019 yılından bu yana ilk kez mesaj yayınladı ve mesajında Taliban’ı tebrik etti.
Iyad Agh Ghaly isimli grup ise Batılı devletlerin Afganistan’dan çekilmesini Fransa’nın Batı Afrika’nın Sahel bölgesinden çekilmesi ile kıyaslayarak, ‘Kazanıyoruz’ mesajı yayınladı.
Fakat Afrika’da yayınlanan mesajlar hem basın yayın kuruluşları hem de vatandaşlar tarafından korku ve endişe ile karşılandı.
Afrika Kıtası’nın en büyük ülkelerinden birisi olan Mali, 2012 yılından bu yana mücadele ettiği cihatçı grupların coşkusunu korku ile izliyor.
Mali’deki Le Pays Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bouraima Guindo, “Pek çok insan korkuyor çünkü durum muhtemelen Afganistan ile aynı olacak” diyerek ülkesinin güvenlik güçlerini cihatçı gruplar ile mücadeleye çağırdı.
Afganistan ile benzer bir kaderi paylaşan Somali’de de tedirginlik her geçen gün artıyor. 2000’li yılların başından bu yana ülkede varlığını sürdüren El-Kaide bağlantılı Eş-Şebab, ülkedeki yönetim krizinden de faydalanarak her geçen gün güçleniyor.
Ülkenin güvenlik güçleri yeterli donanıma sahip olmamasından dolayı Eş-Şebab ile mücadele edemezken halen silah ambargosu altında tutulan Somali, AB fonlarının da kesilmesi ile karanlık günlere doğru adım adım yaklaşıyor.
Mücadele için gereken teknik donanıma sahip olmayan yönetimler, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeterli olmaması, yolsuzluklar ve yoksulluk Afrika ülkelerinde cihatçı grupların daha geniş coğrafyalara yayılmasına zemin hazırlıyor.
Bombalı saldırılar, zorunlu göçler, cinsel istismar, kaybolan çocuklar Afrika coğrafyasındaki tüm ülkelerde kendini gösterirken bir yandan da IŞİD ile El Kaide arasındaki küresel rekabetin kıtaya taşınması, yaşanacak krizin gittikçe yaklaştığının da habercisi.
Kaynak: IntellStrategy