Türkiye'nin Orta Asya ile İlişkilerinin Jeopolitik Sonuçları (Çeviri/Analiz) - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Türkiye’nin Orta Asya ile İlişkilerinin Jeopolitik Sonuçları (Çeviri/Analiz)

Abone Ol 

Orta Asya ülkeleri, bu iki komşu ülkenin tecavüzüne karşı denge sağlamaya çalışacaklar ve Türkiye bu mevcut hakim güçlere uygun bir alternatif olarak öne çıkıyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Soufan Center’da yayımlanan makale M5 tarafından çevrilmiştir.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’nın Orta Asya’da yeni adımlar atmaya çalıştığının bir işareti olarak Mart ayı başında bölgedeki beş devletten üçü olan Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ı ziyaret etti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana Türkiye, Orta Asya’da bir etki alanı oluşturmak için tarihi, kültürel, etnik ve dilsel bağları güçlendirmek için ortak çabalar gösterdi. Türkiye’nin bu çabaları bu döneme kadar bölgedeki ekonomik ve güvenlik önceliğini başarıyla sürdüren Rusya tarafından büyük ölçüde gölgede bırakılmıştı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde, Türkiye’nin yurtdışındaki genişleyen askeri ayak izi, son olarak da Dağlık Karabağ’daki zaferi; Rusya ve Çin’den gelen dış baskıları dengelemek isteyen bu bölgeyle ilişkileri canlandırma fırsatını Türkiye’ye açmış gibi görünüyor.

Orta Asya, Avrasya kıtasında stratejik bir role sahiptir. Rusya, Çin, Avrupa Birliği, Hindistan, İran ve Türkiye’nin her birinin bölgede farklı ekonomik, siyasi, enerji ve güvenlik çıkarları var. Orta Asya’daki baskın yabancı güçler Rusya ve Çin’dir. Rusça, bölgenin çoğunda ortak dildir. Ancak, Pekin’in güvenlik ve kalkınmaya büyük ölçüde Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla yaptığı yatırım Çin’i bölgedeki birincil ekonomik güç olarak konumlandırmıştır.

Fakat bu dengelere rağmen Moskova bugüne kadar bölgenin güvenlik garantörü olmaya devam etti, ancak önümüzdeki dönemde Çin’in artan güvenlik saldırıları, Pekin’in Rusya’nın geleneksel etki alanını ihlal ettiği için sürtüşmeye yol açabilir.

Bu dengeler arasında Orta Asya ülkeleri, bu iki komşu ülkenin tecavüzüne karşı denge sağlamaya çalışacaklar ve Türkiye bu mevcut hakim güçlere uygun bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (CCTS) gibi mevcut çok taraflı işbirliği mekanizmalarına dayanarak Türkiye, bölgedeki rolünü daha da ileri sürebilir. Özbekistan’ın 2019’a üye olarak dahil edilmesiyle CCTS, toplam 1136 milyar dolarlık GSYİH ile 140 milyonun üzerinde bir nüfusu temsil ediyor. CCTS’nin üç Orta Asyalı üyeleri olan Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) ve Şangay İşbirliği Örgütü (SCO) gibi Rusya veya Çin liderliğindeki farklı çok taraflı çabalara katılmaktadır.

Fakat Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi CCTS, Orta Asya üye devletleri için daha güçlü komşulara karşı konumlarını güçlendirmek ve Pekin ve Moskova’nın hakimiyetinde olanlara kıyasla farklı bir ekonomik ve güvenlik yapısı sağlamak için çekici bir yol olabilir.

Erdoğan yönetimi altında Türkiye, jeopolitik öneme sahip sayısız bölgede bir yer edinmek için askeri ayak izini yurtdışında stratejik olarak genişletmek yoluyla giderek daha agresif bir dış politika izledi. Türkiye’nin Libya’daki varlığı Libya yönetimene güven vererek başarılı olduğunu kanıtladı.

Halife Hafter ve Libya Ulusal Ordusu ve uluslararası destekçileri olan Rusya, Mısır ve BAE – BM tarafından tanınan hükümete karşı Türkiye başarılı bir süreç ortaya koydu. Dağlık Karabağ’da Ermenistan ile çatışmada Azerbaycan’ı destekledi. Ankara ayrıca Suriye, Irak ve Somali’de aktif bir askeri varlığa sahip. Orta Asya’da da artan nüfuzu, Türkiye’ye ticaret, enerji güvenliği gibi etki alanı oluşturmakta ve çeşitli faydalar sağlamaktadır.

Türkiye Nisan ayında İstanbul’da, Afganistan barış görüşmelerine ev sahipliği yapacak. Afganistan’ın Orta Asya komşularından bazılarıyla uyum sağlamak, Türkiye Dışişleri Bakanı’nın bölgeye yaptığı son ziyaretin stratejik bir hedefi olabilir.

Erdoğan yönetiminde Türkiye otoriter rejimlerle işbirliğini derinleştirirken (Çin ve Rusya) Ankara’nın NATO müttefikleri ile ilişkilerini de zorlaştırdı. Yine de Türkiye, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ da dahil olmak üzere bölgesel çatışmalarda sıklıkla karşıt taraflarda yer aldı.

Orta Asya ülkeleri ve Türkiye yeniden canlanan ilişkilerde fırsat görüyorlar. Fakat Moskova ve Pekin böyle bir gelişmeye pek sıcak bakmayabilir ve Türkiye’yi durdurmaya çalışabilir.

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close