Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni dönem: Ortak menfaatler - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni dönem: Ortak menfaatler

Abone Ol 

Irak tarafından gelen adımların arka planında iki ülkenin ilişkilerini orta ve uzun vadede sağlamlaştırabilecek “ortak menfaatler” yer alıyor.

Hem Türkiye hem Irak kamuoyu son dönemde iki ülkenin ilişkilerinde gündemin oldukça sıcak ve hızlı değişebilen bir yapıda olduğunun farkında. Özellikle askeri anlamda karşılıklı adımların yarattığı olumlu bir atmosfer söz konusu. Irak Ordusu’nun ülkenin kuzeyinde terör örgütü PKK tehdidi altında bulunan Duhok şehrinde asker konuşlandırması ve Irak hükümetinin PKK’yı “yasaklı örgüt” olarak tanımlaması söz konusu olumlu havayı pekiştirdi.

Kazan-kazan stratejisi

Irak tarafından gelen adımların arka planında iki ülkenin ilişkilerini orta ve uzun vadede sağlamlaştırabilecek “ortak menfaatler” yer alıyor. Bunlar ekonomik anlamda kazanımlar, alternatif ticaret ve enerji rotalarının inşası ve savunma işbirlikleri olarak sıralanabilir.

Öncelikle ticaret ve enerji ayağında 2 temel proje Türkiye ve Irak için son derece stratejik öneme sahiptir. Bunlar, Faw Limanı ve Kalkınma Yolu Projesi’dir. Irak’ın Basra şehrinde inşa edilen Faw Limanı’nın Orta Doğu’nun en büyük konteyner limanı olması bekleniyor. Faw Limanı’nı Avrupa’ya bağlayacak rotayı ise Kalkınma Yolu sağlayacak. Irak’ın güneyinden Türkiye’ye bağlanacak bin 200 kilometrelik kara ve demir yolu hattı ile Basra Körfezi, Türkiye aracılığıyla doğrudan Avrupa pazarına ulaşabilecek. 2029 yılında 2 projenin de tam kapasite işlerliğe kavuşması bekleniyor.

Faw Limanı’na ve limanın tam manasıyla küresel bir boyut kazanabilmesi için Türkiye’ye duyulan ihtiyaç, Irak ve Türkiye arasındaki ilişkilerin yeni boyutunu oldukça güzel özetliyor. Dolayısıyla Irak tarafının, Kalkınma Yolu’nun belirlenen süreçler içerisinde tamamlanabilmesi için Türkiye ile sıkı işbirliğine gidilmesi gerektiğinin farkında olduğu söylenebilir. Bu noktada Kalkınma Yolu’nun Faw Limanı’na katacağı stratejik önemin daha iyi anlaşılabilmesi için Çin örneği verilebilir.

Kalkınma Yolu’nun, Çin’in Avrupa’ya ulaşma süresini Kızıldeniz-Süveyş Kanalı rotasına göre 20-25 gün kısaltması bekleniyor. Küresel ticaret hacminin önemli bir kısmında pay sahibi olan Çin ve diğer aktörlere sunulacak bu gibi fırsatlar, Kalkınma Yolunu sadece bölgesel bir proje olmaktan çıkarıyor. Irak, Türkiye’nin dahli olmadan gerçekleşemeyecek olan Kalkınma Yolu için ilişkilerin yeni bir boyuta çekilmesi gerektiğinin farkında. 2 projenin de Türkiye’nin dünya ticaret hacmindeki payını artırabilme fırsatları düşünüldüğünde Türkiye de Irak tarafından gelen adımlara karşı olumlu bir cevap vermek istiyor.

Irak için yeni bir kalkınma süreci

Kara ve demir yolları ile inşa edilecek bin 200 kilometre uzunluğundaki Kalkınma Yolu’nun inşası Irak’ın kalkınması için bir “imkanlar silsilesini” beraberinde getirebilir. Bu rotanın işlerliğinden önce, ilk aşamada inşa edilebilmesi için söz konusu rotanın güvenlik tehditlerinden arındırılması gerekecek. Dolayısıyla proje, Irak tarafının PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerini bölgeden temizlemek için daha somut adımlar atmasını sağlayacaktır. Bu her ne kadar kolay ve çok yakın vadede uygulanabilir bir süreç gibi gözükmese de güvenlik tehditlerinin ortadan kaldırılmasına dönük atılacak her adım Irak coğrafyasını daha yaşanabilir kılacaktır.

Diğer yandan özellikle proje güzergahında işsizliğin yüksek olduğu şehirlerde yeni istihdam imkanları doğacaktır. Yeni ulusal ve uluslararası yatırımlar ile DEAŞ yıkımı sonrası şehirlerin yeniden inşası ciddi bir hız kazanabilecektir. İşsizliğin ve şehirlerin yeniden inşasının Irak toplumu için başat sorunlar olduğu düşünüldüğünde bu durumun önemi daha net ortaya çıkıyor.

Terör örgütü DEAŞ’a karşı Irak devleti tarafından zafer ilan edilmesinin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen bugün Musul, Kerkük, Diyala ve Selahattin gibi şehirlerin önemli kısmında alt ve üst yapılar yeniden inşa edilemedi. Irak’ın Türkiye ile işbirliği içerisinde 2029 yılında Faw Limanı ve Kalkınma Yolu’nu tam kapasite ile işleyebilecek konuma getirmesi bu şehirlerin hızlı bir kalkınma sürecine girmesini ve Irak toplumuna yeni iş sahaları sunulabilmesini beraberinde getirecektir.

Türkiye, ortak menfaatlerde istenilen düzeyin yakalanabilmesi için Irak merkezi hükümetinin kendi toprakları içerisinde mutlak egemenlik sağlayabilmesi gerektiğini sıklıkla vurguluyor. Dolayısıyla Irak topraklarında varlık gösteren terör örgütlerinin Irak güvenlik güçleri tarafından ortadan kaldırılması başat mesele olarak ortaya çıkıyor. Ancak bunun, istekliliğin yanı sıra askeri imkan ve kabiliyet gerektirdiği de açık bir gerçektir. Eğer Irak, terör örgütü PKK ile mücadelede somut adımlar ile ciddi bir isteklilik ortaya koyarsa, Türkiye’nin Irak Ordusu’nun modernizasyonuna dönük katkılarının da önünün açılması beklenebilir.

2021 yılında bu anlamda bazı gelişmeler olmuştu. Dönemin Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Bağdat’ta Irak Savunma Sanayii Başkanı Muhammed Derraci ile bir araya gelerek Türkiye’den Irak’a teknoloji aktarımı noktasında anlaşıldığını belirtmişti. Yine aynı yıl dönemin Irak Savunma Bakanı Cuma İnad, Türkiye’den Bayraktar TB2, 12 adet T129 ATAK helikopter ve 6 adet de insansız hava aracına (İHA) karşı savunma sistemleri satın almak için girişimde bulunduklarını dile getirmişti. Bu tarihten sonra ilerleyen süreçte pek çok kez savunma sanayi alanında karşılıklı arayışlar sürse de somut neticeler alınamadı. Son olarak Ekim 2023’te Türkiye’yi ziyaret eden Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Abbasi, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile görüşmesinde savunma sanayi alanında işbirliği konularının ele alındığını vurguladı.

Savunma sanayi işbirliğinde ve ortak tehditlere karşın Irak Ordusu’nun modernizasyonunda iki ülke arası ilişkiler henüz istenilen düzeye gelebilmiş değil. Ancak karşılıklı ortak menfaatlerin gelişmeye başlaması, arzu edilen adımların da somutlaşabilmesini sağlayabilir. Faw Limanı, Kalkınma Yolu, terör örgütü PKK’ya karşı işbirliği gibi gündem maddeleri, savunma sanayi gibi iki ülkenin de fayda sağlayacağı yeni başlıkları gündeme getirebilir. Öyle ki Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ramazan Bayramı sonrası Irak’a yapacağı geniş kapsamlı ziyarette bu konudaki adımların daha somut bir zemine taşınması sürpriz olmayacaktır.

Kaynak: AA / Sercan Çalışkan

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close