Eski ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Rusya ile yapılacak olası bir barış anlaşması kapsamında Kırım Yarımadası’ndan vazgeçmeye hazır olabileceğini öne sürdü.
Trump, New Jersey’de gazetecilere yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde Vatikan’da Papa Francis’in cenazesi sırasında Zelenski ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirtti. Bu görüşmeden edindiği izlenime dayanarak, Ukrayna liderinin Kırım konusunda taviz verebileceğini düşündüğünü söyledi.
Ancak Zelenski, daha önce defalarca yaptığı açıklamalarda, Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğunu ve bu konuda herhangi bir taviz verilmeyeceğini vurgulamıştı.
Putin’e çağrı: “Ateşi durdur”
Trump, açıklamasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de çağrıda bulunarak, savaşın sona erdirilmesi için “ateş etmeyi bırakması” ve bir barış anlaşması imzalaması gerektiğini ifade etti.
Öte yandan, Trump’ın Ukrayna’ya sağlanan yardım miktarını 350 milyar dolar olarak yanlış telaffuz etmesi dikkat çekti. Trump’ın açıklamaları, Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius tarafından “Ukrayna için teslimiyet anlamına gelir” sözleriyle sert şekilde eleştirildi.
Ukrayna cephesinden tepki
Trump’ın önerilerine Ukrayna kamuoyundan da tepki geldi. Ukraynalı yazar Oleksandr Mykhed, The Guardian’da kaleme aldığı yazısında, Trump’ın barış önerilerini “aşağılayıcı” olarak nitelendirdi. Mykhed, Kiev’de yaşanan son bombardımanlar sırasında yaşadığı deneyimleri aktararak, Trump’ın açıklamalarının sahadaki gerçekleri yansıtmadığını vurguladı.
Macron’dan ateşkes mesajı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise geçtiğimiz günlerde Zelenski ile yaptığı görüşmede, Ukrayna’nın “koşulsuz ateşkese” hazır olduğunu dile getirdi. Macron ayrıca, Trump ile de savaşın sonlandırılması yönünde ortak bir hedef paylaştıklarını belirtti.
Ukrayna’nın toprak bütünlüğü vurgusu
Ukrayna yönetimi, Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilmesini hiçbir şekilde tanımadığını ve bu konuda taviz vermeyeceğini defalarca kez yineledi. Trump’ın açıklamaları, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konusundaki hassasiyetleri göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştirilmeye devam ediyor.
Kaynak: AA / M5
