ABD Ordusu’nda görev yapan ve Irak, Afganistan gibi alanlarda görev yapmış olan General David Petraeus, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın geride kalan 17 gününü değerlendirdi.
Weltwoche’da yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.
General David Petraeus; Vladimir Putin’in birliklerinin Ukrayna’da bir fiyaskoyla karşı karşıya olduğunu belirtiken, Putin’in Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu “yıldırım harekat”ın gün geçtikçe “basit bir baskın haline” dönüşmeye başladığını belirtti.
Özellikle “isyanla mücadele” savaşlarında dünyanın önde gelen uzmanlarından birisi olarak değerlendirilen ABD’li General David Petraeus, Ukrayna’nın “Fransız Direniş taktik ve tekniklerini” uyguladığını belirtirken “Ruslar çok ama çok kötü hesap yaptılar” ifadelerini kullanıyor.
İlgili değerlendirmenin tamamı şu şekilde;
Weltwoche: Batı medyasında, Ukrayna’daki Rus savaşının planlandığı gibi gitmediğine dair yaygın bir izlenim var. Rus askeri operasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
General David Petraeus: Bence Ruslar, Ukrayna konvansiyonel kuvvetlerini ve Ukrayna’daki halkın direnişini açıkça ve çarpıcı biçimde hafife aldılar. Ruslar çok ama çok kötü hesap yaptılar. Şimdi bunun sonuçlarını görüyorsunuz.
Bunun da ötesinde gelişmeler, Rus silahlı kuvvetlerinde yeterli lojistik yapının olmadığını ve eksikliğini ortaya koyuyor. Demiryolu sisteminin dışında Rusya lojistik konusunda yeteri kadar yapılanmış değil.
Demiryolu, Rus ordusu için son derece önemlidir; on bir saat diliminden oluşan bir ülkede bu unsuru çok etkileyici bir şekilde kullanabiliyorlar. Fakat demiryolu ağlarından çıktığınızda, yakıt ikmali, yeniden silahlanma, yiyecek, su ve tıbbi malzeme ikmali vb. için yeterince yapılandırılmamışlar. Araçların yakıtı tükenirken ve ordu mensupları hızla mühimmatlarını tüketirken bunun etkisini net bir şekilde görüyorsunuz.
Weltwoche: Rus hava kuvvetlerinin şu ana kadar belirleyici bir rolü yok gibi görünüyor. Bu neden?
Petraeus: Ruslar, Ukraynalıların hem havada hem de hava savunmasında ne kadar etkili olabileceğini hesap etmediler. Ruslar, gerek sabit kanatlı gerekse de döner kanatlı olmak üzere önemli sayıda uçak kaybetti. Elbette, Ukraynalılar da kayıplar var. Örnek olarak Suriye’de çok etkileyici görünüyorlardı.
Fakat gerçek şu ki: hayatta kalmak isteyen, anavatanı için savaşan ve sahayı tanıma avantajına sahip olan, gerçekten kararlı bir Ukrayna kuvvetine karşı geldiklerinde bazı dezavantajları ortaya çıktı. Görülüyor ki Rus kuvvetleri Kiev’i ve diğer büyük şehirleri almanın zorluklarını tamamen hafife aldılar. Şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz.
Weltwoche: Bu savaş uzun zamandır yapım aşamasındaydı. Rusya, aylardır Ukrayna sınırında 180 bin civarında asker biriktiriyordu. Buna rağmen neden bu kadar hazırlıksızdılar?
Petraeus: Rusya’nın profesyonel Batılı orduların yaptığı gibi; titiz, zorlu eğitimler vermediği çok açık. Açıkça kombine silah operasyonları veya eğitim türleri gerçekleştirmediler. Savaş sırasında; piyadesiz, topçusuz, hava korumasız ve mühendissiz tek tek tanklar veya küçük tank birimleri gördük. Yerle havayı entegre edemediler. Görünüşe göre, bu hazırlık ayları boyunca beklendiği gibi pratik yapmamışlar.
Hatta, bazı durumlarda, 24 saat öncesine kadar birliklerine savaşa gireceklerini bile söylemedikleri artık iyi biliniyor. Bazı askerler, savaş gerçekten başlayana kadar ne yapacaklarını bile anlamadılar.
Weltwoche: Irak ve Afganistan’daki birliklere komuta ettiniz. Askerleri savaş alanında karşılaştıkları zorluklara nasıl hazırlarsınız?
Petraeus: Bu çok zor bir iş. İnsanlar bana sorarlardı, “Savaşta olmadığın zaman ne yaparsın? Bir ordu savaşmazsa ne yapar?” Eğitirsin. Canlı operasyonlar, tatbikatlar yaparsın. Böyle bir tatbikatta ben göğsümden vuruldum. Bu kadar riskli olabilirler. Rusların bunu yapmadığı oldukça açık. Çünkü bu kısmen çok ama çok maliyetli.
Weltwoche: Kaynaklarınız size Rus birliklerinin moral durumu hakkında ne söylüyor?
Petraeus: Çok sayıda firarın olduğu oldukça açık. Bazı durumlarda, yakıtları bittiği ve yakalanmak istemedikleri için araçları terk ettiler. Paletli araçlar bile çamura saplandı.
Moralin gerçek göstergelerinin önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacağını düşünüyorum. Zorlu şehir savaşına girdiğinizde, her bir odayı temizleyerek kuvvetlerin binalara girmesini sağlayamazsınız. Her bir odaya girdiğinizde, bir adrenalin patlaması ve ardından bir hayal kırıklığı yaşabilir. Bu süreç; zamanla sadece fiziksel olarak inanılmaz derecede zorlayıcı olmayacak ayrıca zihinsel olarak da yorucu olacak.
Gerçekten kararlı, sivil halk tarafından desteklenen, tahkimat kurmak için bolca zamanı olan, keskin nişancılar ve tanksavar silahları olan bir düşmana karşı çetin bir şehir savaşına girdiklerinde çok zorlu zamanlar geçirecekler.
Weltwoche: Son günlerde Batı’dan Ukrayna’ya çok sayıda tanksavar silahı sevkiyatı yapıldığına dair haberler var. Nasıl bir etki oluşturur?
Petraeus: The New York Times’daki bir makalede de yer aldığı gibi, Ukrayna’ya son yedi veya sekiz gün içinde 17.000 tanksavar silahı teslim edildi. Ukrayna’ya neredeyse günde on iki geniş gövdeli uçak iniyor.
Göreceğimiz şey; trajik şeyler olabilir ve korkarım Rus birlikleri daha büyük bir direnişle karşılaştıklarında, büyük binaları ve geniş alanları temizlemenin ne kadar zor olduğunu anladıklarında, şehirleri hedef gözetmeden bombalar ve Grozni’ye yada Halep’e yaptıkları gibi ağır füze saldırıları düzenlerler.
Weltwoche: Kiev ve diğer önemli şehirler, Putin’in Çeçenya’daki savaşı sırasında esasen dümdüz olan Grozni gibi benzer korkunç bir kaderle mi karşı karşıya kalacak?
Petraeus: Açıkça Rusların bununla nasıl başa çıkacağına bağlı. Artık sosyal medya çağındayız. Cep telefonu olan her Ukraynalı savaş suçlarını belgeleyebilir. Öfkenin büyümesi, Rusya’ya karşı giderek daha fazla cezai eyleme yol açacak.
Rusya’nın küresel ekonominin birçok unsurundan ayrıldığını göreceksiniz. Bunu zaten kredi kartı endüstrisinde, finansal sistemde ve çeşitli sektörlerde görüyoruz. Küresel ekonomiye çok entegre olmuş bir ülke olan Rusya’ya etkisi çok ağır olacaktır.
Weltwoche: Görünüşe göre Ruslar sadece Ukrayna askeri hedeflerine saldırmıyorlar. Sivillere, sivil altyapıya yönelik Rus saldırılarının görüntüleri var. Bu, Putin’in Ukraynalıların iradesini kırmak için bir strateji kullanıp kullanmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
Petraeus: Bunu açıkça mı yöneltti bilmiyorum.Ama bu yaptıkları barbarca. Açıkçası, Cenevre Sözleşmeleri’nin kabul edilen normlarının çok ötesinde. Bunlar savaş suçları ve bunlar da belgelenecek. Bir noktada, bireysel Rus komutanlar sadece savaş suçlarıyla suçlanamayacaklarını, aynı zamanda savaş suçlarından yargılanabileceklerini fark edebilirler.
Kiev’in her yerinde hâlâ Batılı muhabirler var ve bazılarının acı sona kadar kalacağından şüpheleniyorum. O zaman, bu yapıldığında akıllı telefonu olan herkes bu alanda birer belgeselci olabilir.
Weltwoche: Afganistan Devlet Başkanı Eşref Ghani’nin aksine Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy Rusya’nın savaş hamlesine rağmen farklı davranmadı. Zelensky’nin; “Arabaya ihtiyacım yok. Cephaneye ihtiyacım var.” sözleri ile bakacak olursak, Ukraynalıların kendilerini savunmak için en çok neye ihtiyacı var?
Petraeus: Bence Batı aslında onlara en çok ihtiyaç duydukları şeyi Ukrayna’ya sağlıyor. Batı, neye ihtiyaçları olduğunu çok iyi anlıyor. Dediğim gibi, 17.000 tanksavar güdümlü silah sistemi, inanılmaz bir sayı ve bu sadece geçtiğimiz günlerde Ukrayna’ya ulaştı.
Weltwoche: Kişisel olarak Ukrayna’da bulundunuz. Sizin izleniminiz neydi?
Petraeus: Evrimi bir dereceye kadar gördüm. En son üç yıl önce oradaydım. Donbas’a gittim. Savunma bakanı ile görüştüm. O zaman gerçekten etkilendim ve o zamandan beri birçok ek ekipman ve silah sistemi aldılar. Bu inşa ediliyor ve bir gecede olmadı. Bunun için plan yaptılar. Aslında Fransız Direnişi kitabından bir sayfa almış gibiler.
Tüm taktik ve tekniklere sahipler, Fransız Direnişinin Naziler tarafından işgal edilen topraklarda faaliyet gösterdiğini açıkça belirtiyorlar. Rusları yanlış yönlendirdiler. Sokak tabelalarını değiştirdiler. Tabelaları indirdiler veya boyadılar. Frekansları karıştırıyorlar. Pek çok farklı teknik beceriye sahip gönüllülere sahipler ve bunların hepsini yine Ruslar için hayatı zorlaştırmak için kullanıyorlar.
Donbas’taki askerlerle tanıştığımda, “Bunlar ciddi anlamda sert adamlar” diye düşünerek oradan ayrıldım.
Weltwoche: ABD ve NATO müttefikleri “uçuşa yasak bölge” kurmayı kesinlikle reddettiler. Ezici bir Rus askeri gücüne karşı, Ukrayna’nın hava desteği olmadan bir şansı var mı?
Petraeus: Birincisi, Ukrayna hava kuvvetleri geçen zamana rağmen hala faal ve hava savunması var. Önemli sayıda Rus uçağını düşürdüler. Rusya gökyüzünü kontrol etmiyor, ki bu birçok insanın çok çabuk elde edileceğini düşündüğü bir şey. Evet, Rusya’nın büyük miktarda hava unsuru var. Ama matematiği gerçekten yaparsanız, 190.000 asker, Ukrayna’yı kontrol etmek şöyle dursun, tüm Ukrayna’yı almaya yakın bile değil.
Weltwoche: Savaştayken moralinizi en çok bozan şey nedir?
Petraeus: Sanırım Afganistan’da öğrendiğimiz şey; eğer askerler kimsenin kurtarmaya gelmediğini hissediyorsa bu oldukça moral bozucu. Kimse onlara sıcak yemek veya yakıt ikmali yapacak kadar umursamıyorsa?
Yiyecekleri tükendi. Yiyecek stoklarını yenilemek için mağazaları yağmalıyorlar.
Bunu zihinsel olarak daha ne kadar sürdürebilirsin? Fiziksel olarak çok zorlu. Çünkü bunu vücut zırhı ve cephanesi, hatta belki bir sırt çantası altında yapıyorsunuz.
Bu arada, askerlerin Nisan’da evlerine gitmesi gerekiyordu. Putin zaten onların görevini uzattı. Cesetler eve gelmeye başladığında ne olur? Artık saklayamazsınız; dullar ve anneler cevaplar talep etmeye başlar. İlk haftalarda bizim Irak’ta yirmi yılda kaybettiklerimizden fazlasını kaybedebilirler. Ancak sayıları doğrulamanın çok zor olduğunu eklemek isterim.
Weltwoche: Putin, işgalin başlangıcında, “yolumuza çıkan ülkelerin, Rusya’nın derhal yanıt vereceğini ve sonuçların tüm tarihinizde hiç görmediğiniz gibi olacağını bilmeleri gerektiği” konusunda uyardı. Bunu, Rusya’nın nükleer hazırlığını artırdıktan ve nükleer birlikleri yüksek alarma geçirdikten birkaç gün sonra söyledi. Bu uyarıyı ne kadar ciddiye almalıyız?
Petraeus: Putin’in söylediklerini çok ciddiye almalısın. Bundan fazlasını söyleyemem. Varsayımlara girmeyeceğim. Ancak, açıkçası, NATO uçuşa yasak bölgesinin oluşturulduğunu görmemenizin nedenlerinden biri de bu. Genel sekreter bunu çok net bir şekilde ifade etti. ABD başkanı bunu çok net bir şekilde ortaya koydu. Ne kara kuvvetlerini ne de hava kuvvetlerini Ruslarla doğrudan muharebeye sokmayacağız.
Weltwoche: Nükleerden bahsettiğimizde; örneğin Rusya’nın tahmini 2.000 taktik nükleer bombası var. Rus konvansiyonel ordusu duraksadıysa, bu silahların kullanımını gerçekçi bir senaryo olarak görüyor musunuz?
Petraeus: Yine, bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum. Açıkçası, Batılı liderlerin dikkate alması gereken bir şey. İstihbarat servisleri, ordular bunu dikkate almalı. Putin’in aklına, düşünülemez olanı düşünüp düşünmeyeceği, düşünülemez olanı düşünüp düşünmeyeceği konusunda bir türlü ulaşamıyorum.
Weltwoche: Şimdiye kadar Ukrayna liderliği, Instagram ve diğer medya kanalları aracılığıyla halkıyla ve dünyayla iletişim kurabildi. Bu iletişim kanalları ne kadar savunmasız?
Petraeus: İnsanlar tüm bunların hala çalışıyor olmasına biraz şaşırıyor. Gerçek şu ki, uydu iletişimi çağında bunu asla tamamen kapatamayacaksınız.
Weltwoche: Batıdaki pek çok kişi, bir sonraki olası hedefler olarak Baltık devletlerini – Estonya, Letonya ve Litvanya olarak gösteriyor. Sizce Putin’in daha geniş stratejisi nedir? Ve Batı’nın hangi caydırıcılığa ihtiyacı var?
Petraeus: Baltık ülkelerindeki ve Doğu Avrupa’daki caydırıcı güçleri NATO zaten güçlendiriyor ve önümüzdeki haftalarda ve aylarda bunun daha fazlasını göreceğinizi düşünüyorum.
Bence NATO tüzüğünün “Beşinci Maddesi” her zaman NATO’nun temel taşı olmuştur. Beşinci Madde kesinlikle sağlam ve Putin’in özellikle takviyeler ve tüm ilaveler göz önüne alındığında test etmeye cesaret edemeyeceğini düşündüğüm bir şey.
Dünyanın dört numaralı ekonomisi ve Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın savunma harcamalarındaki çarpıcı artışını şimdi aklınızda bulundurun. İnsanlar bunu bir devrime benzettiler, GSYİH’nın %2’sini hemen savunmaya kaydırmak büyük bir adım. Önümüzdeki günlerde Avrupa’nın savunma yeteneklerinde ve dolayısıyla caydırıcılık yeteneklerinde önemli bir artış göreceksiniz.
Kaynak: M5