ABD, Suudi Arabistan ve BAE’den Afrika Boynuzu Hamlesi: Etiyopya
Afrika Boynuzu, Orta Doğu’nun güvenlik ortamının ayrılmaz bir parçası haline gelirken, Etiyopya’nın mevcut krizinin sonuçları bölge devletleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak.
Al Monitör’de Jeffrey Feltman imzası ile yayımlanan makale M5 tarafından çevrilmiştir.
Körfez Arapları ve ABD dış güvenlik politikası, uzun süredir atlanan stratejik bir gerçekliğin farkına varıyorlar: Afrika Boynuzu, Orta Doğu’nun güvenliğinin ayrılmaz bir parçası ve giderek daha fazla önem kazanıyor.
Etiyopya’nın artan iç krizleri, yalnızca bu ülke vatandaşları için değil, uluslararası barış ve güvenliğe karşı; başta Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Orta Doğu’daki ortaklarının çıkarları için giderek daha ciddi bir tehdit haline geliyor.
ABD Barış Enstitüsü (USIP) tarafından yayımlanan yakın tarihli bir çalışma grubunun sonucuna göre, Afrika Boynuzu’ndaki gelişmeler yalnızca Orta Doğu devletleri tarafından şekillendirilmiyor.
Bu gelişmeler aynı zamanda ABD ve bölgedeki müttefikleri için de doğrudan bir etkiye sahip.
Etiyopya’nın iç ve dış sınırları şiddetle değiştiriliyor ve şu anda Etiyopya siyasetine hâkim olan milliyetçi merkezkaç güçlerinin izlediği politika, devletin zayıflığının bir göstergesi olarak göze çarpıyor. Bu içsel çatlaklar, ülkenin toprak bütünlüğünü baltalıyor ve Eritre ve Sudan’ı içeren eyaletler arası çatışmalara dönüşüyor.
Bu çatışmalar; toprak, kimlik ve siyasi temsil üzerine tarihi ve karmaşık iddiaları içeriyor olsa da ülkeyi parçalanmaya doğru sürükleyen bir yörüngeye soktu.
Ortadoğu devletleri için Etiyopya’daki gelişmelerin sonuçları çok önemli.
Körfez ülkelerinin Afrika Boynuzu’na yönelik politikaları, şüphesiz kendi stratejik ve politik hesaplarından kaynaklanıyor. Kızıldeniz’in iki yakasını yani Afrika ile Orta Doğu arasındaki coğrafi ayrımları aşan bu bölge istikrar için kritik olarak görülüyor.
Suudi Arabistan ve BAE’nin Mısır, Sudan ve Etiyopya ile geliştirdiği yakın ikili ilişkiler, uzun vadede Afrika Boynuzu’nu istikrara kavuşturmada güçlü varlıklar olabilir. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında uzun zamandır beklenen uzlaşma da Somali’deki rekabetçi baskıları hafifletebilir.
Etiyopya’da yeni bir ulusal fikir birliği inşa etme sürecine acil bir şekilde ihtiyaç vardır. Amerika Birleşik Devletleri ve Körfez ortakları, böyle bir çabayı teşvik etmek ve desteklemek için işbirliği yapmalıdır. Bu adımın emarelerini ise net bir şekilde görmekteyiz.
