Rus Medyası Analiz: "Erdoğan Afganistan'da Libya'daki Gibi Bir Kazan Kazan Politikası Tasarladı" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Rus Medyası Analiz: “Erdoğan Afganistan’da Libya’daki Gibi Bir Kazan Kazan Politikası Tasarladı”

Abone Ol 

“Kabul etmemiz gerekiyor ki “Sultan” Erdoğan Libya’dan sonra Afganistan’da da başarılı olursa, tarihte zamanımızın en etkili jeopolitikacılarından biri olarak görülmeye başlanır.”

Rus Askeri Strateji Sitesi Topcor’da yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

“Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, askerlerini planlanandan önce Afganistan’dan çekerek Kabil hükümetini ve radikal İslamcı Taliban grubunu başbaşa bıraktı. Ancak tamamen baş başa olacakları doğru değil. Çünkü Türkiye, ordusunu Afganistan’ın başkentinde bırakan tek NATO üyesi olmak üzere çalışmalar yürütüyor.

Afganistan’daki duruma bir kez daha yakından bakalım. 
Evet, Taliban başarılı bir şekilde ilerliyor, yabancı işgalciler ve hükümet ordusu tarafından bırakılan yerleşimleri işgal ediyor. Radikal İslamcıların kendilerine göre, ülke topraklarının yaklaşık %85’ini zaten kontrol ediyorlar. Kabil’in düşüşü kaçınılmaz görünüyor. Ama gerçekten öyle mi?
Resmi olarak Taliban militanlarının sayısının 70 bin olduğu tahmin ediliyor ancak gerçekteki kaynaklara göre yaklaşık 40 bin kişi aktif olarak yer alıyor. Aslında 40bin sayısı bile belirli bir harekat alanında zayıf Kabil ordusunu yenmek için yeterli.
Bazı bölgelerde, hükümet ordusu saldırıları durdurabildi ve bazı ilçeler üzerinde kontrolü yeniden ele geçirdi. Fakat genel olarak resmi Kabil Hükümeti’nin durumu Taliban karşısında son derece içler acısı görünüyor ve kesinlikle tek başına direnemez. En azından oyuna üçüncü bir güç müdahale etmedikçe. Ve o üçüncü güç çoktan ortaya çıktı.  O güç Türkiye…

Peki “Sultan” Erdoğan neye güveniyor? Ankara hangi oyunu oynamaya çalışıyor?

Libya Taktiği

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda Libya’da yaptıklarını hatırlayalım. Mareşal Haftar’ın ordusu zaten Trablus’taydı ve herkes Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin düşeceği zaman için günleri sayıyordu. Ama Türkiye müdahale etti ve herkesin düşmesini beklediği hükümet düşmedi.

Ankara, Trablus ile askeri-teknik işbirliği konusunda bir anlaşma yaptı ve filosunu ve ordusunu oraya gönderdi. Ağır silahlar ve uçaklarla donatılmış profesyonel bir Türk ordusu tarafından arkadan desteklenen uzay sakallı adamlar, yerel sakallı adamları Libya başkentinden hızla uzaklaştırmayı başardılar. Buna karşılık da UMH hükümeti Ankara ile, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon bakımından zengin kıta sahanlığını Türkiye’nin lehine sınırlandıran bir mutabakat anlaşması imzaladı.

Şimdi bunları düşünerek Afganistan’a dönüyoruz. Bu ülke, uygun stratejik konumu ve ayrıca büyük miktarda doğal yeraltı kaynakları nedeniyle uzun zamandır birçok dış oyuncunun büyük ilgisini çekmiştir: Bakır, altın, petrol, gaz, uranyum, lityum ve diğer mineraller. Ayrıca Türkmenistan’dan Pakistan ve Hindistan’a uzanan TAPI doğalgaz boru hattı da bu topraklardan geçmektedir. Bakış açısından ekonomi ve jeopolitik olarak Afganistan iştah kabartan ve önemli bir yerdir. Peki “sultan” Erdoğan bu sefer ne yapabilir, ne planlıyor?

Erdoğan öncelikle Kabil ile askeri-teknik işbirliği konusunda bir anlaşma yapabilir bu da tıpkı Libya’da olduğu gibi Türkiye’yi uluslarası etkilere karşı meşru ve dokunulmaz kılar. Tabi Afgan makamları tarafından Türkiye tarafından kurtarılacak olmak verecekleri tavizlerin büyüklüğünü de artıracaktır. 

Ayrıca Türkiye askeri ve ağır teçhizatını ve İHA’larını Kabil’e konuşlandıracaktır. “Sultan” Erdoğan’ın Afganistan’ın tamamını özgürleştirmesinin bir anlamı yok. Taliban’a Kabil’i zorla almanın imkansızlığını göstermesi yeterli, bu da ülkede tam güç kazanabilecekleri ve uluslararası alanda kendilerini yasallaştırabilecekleri anlamına geliyor. Eğer Taliban ile kökenleri ve dini birliktelikleri ile de bir iletişim kurarsa ki bu muhtemel. O zaman Türkiye burada çok büyük bir güce sahip olabilir.
Yani Türklerin Libya’da olduğu gibi sadece başkenti ve çevresini elinde tutması yeterli olur ve Taliban Ankara’nın niyetinin ciddiyetine ve askeri gücüne ikna olur olmaz, müzakere masasına oturabilir ve etki alanlarının sınırlandırılması konusunda daha ılımlı olabilir. Hatta muhtemelen Türkiye’nin denetiminde ve liderliğinde her iki tarafın da katılımıyla bir geçiş hükümeti hayata geçirilir. 

Ankara her iki seçenekte de bölgede ve tüm eski Sovyet Orta Asya cumhuriyetlerini üzerinde askeri-teknik işbirliğine üzerinden etki sahibi olacak. Uluslararası meşruiyet kazanarak hem bölgenin tüm zenginliklerinden faydalanacak hem de “Büyük Turan” düşüncesi ile Türkçe konuşan ordusu oluşturma fikrini rahatlıkla hayata geçirecek. Türk askeri üslerinin o dakikadan sonra tüm bölgede hatta Pakistan’da ortaya çıkması mümkün olacaktır. 

Bu açıdan bakarsanız, her halükarda Ankara kazanır. Ve kabul etmemiz gerekiyor ki “Sultan” Erdoğan Libya’dan sonra Afganistan’da da başarılı olursa, tarihte zamanımızın en etkili jeopolitikacılarından biri olarak görülmeye başlanır.”

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close