Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya, 1999 yılından bu yana yürürlükte olan ve anti-personel mayınlarını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden çekilme kararı aldıklarını duyurdu. Bu karar, Avrupa’daki güvenlik dengelerini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Güvenlik aygıları öne çıkıyor
Söz konusu dört ülkenin savunma bakanları, 18 Mart’ta yaptıkları ortak açıklamada, “Sözleşmenin onaylandığı günden bu yana, bölgemizdeki güvenlik durumu önemli ölçüde kötüleşti. Rusya ve Belarus sınırındaki NATO üyesi ülkeler üzerindeki askeri tehditler giderek arttı.” ifadelerini kullandı.
Bakanlar, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş ve Moskova’nın NATO’nun doğu sınırına yönelik tehditleri nedeniyle savunma stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldıklarını belirtti.
Rusya’nın üyeliği yok, NATO’nun doğusunda yeni strateji
Ottawa Sözleşmesi, 162 ülke tarafından imzalanmış olmasına rağmen, Rusya, Çin, ABD, İran ve Kuzey Kore gibi ülkeler tarafından onaylanmamıştı. Polonya ve Baltık ülkeleri de artık bu gruba katılma kararı aldı.
Savunma bakanları, bu kararın NATO’nun doğu kanadındaki savunma önlemlerini güçlendirmek adına kritik olduğunu vurgulayarak, “Rusya Ottawa Sözleşmesi’ni imzalamadı, dolayısıyla biz de gerektiğinde anti-personel mayınları kullanabilmeliyiz.” açıklamasında bulundu.
Bu çerçevede, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın Rusya ve Belarus sınırlarında bir savunma hattı kurmayı planladıkları; Polonya’nın ise “Doğu Kalkanı” adı verilen benzer bir güvenlik projesi başlattığı biliniyor.
Uluslararası hukuka bağlılık vurgusu
Sözleşmeden çekilme kararına rağmen dört ülke, uluslararası insancıl hukuka bağlı kalacaklarını ve sivillerin korunmasına öncelik vereceklerini belirtti. Ancak, bu kararın uluslararası toplumda nasıl bir tepkiyle karşılanacağı merak konusu.
Daha önce, Kore Yarımadası, Hindistan-Pakistan sınırı ve Azerbaycan-Ermenistan gibi bölgesel anlaşmazlıkların yaşandığı ülkeler, Ottawa Sözleşmesi’ne katılmaktan kaçınmıştı. Şimdi, NATO’nun doğu sınırındaki bu yeni gelişme, Avrupa’da savunma stratejilerini yeniden şekillendirebilir.
Kaynak: M5
