Eski bir ABD Deniz Piyadeleri istihbarat subayı olan yazar Scott Ritter’a göre Çin, yeni stratejik bombardıman uçağını sahaya çıkarmaya hazırlanırken, ABD’nin askeri teçhizatta niteliksel üstünlük çağı sona eriyor. Çin, ABD ile teknolojik açığı kapattı ve ileriye gitmeye hazırlanıyor.
Geçen yıl Mayıs ayında South China Daily Post’ta yayımladığı bir haberle, Çin ordusunun yeni gizli bombardıman uçağı Xian H-20’yi (Şian H-20) Kasım 2020’de Zhuhai Airshow’da resmi olarak tanıtma olasılığını gündeme getirdi.
Ancak fuar, pandemi nedeniyle iptal edildi. Bununla birlikte, H-20 bombardıman uçağının varlığı fiziksel olarak görülmese de, Hong Kong Özel İdari Bölgesi Hükümeti ile yakın bağları olan gazetede yer alan haber, uçağın gerçekten geliştirildiği iddiasını güçlü hale getirdi.
Diğer taraftan Batı bmedyası, H-20’nin operasyonel hizmet için beş yıl sonra hazır olabileceğini düşünyor. 2018’de de, Çin’in gizli bir şekilde bir ‘nükleer fırlatma kabiliyetine sahip uzun menzilli stratejik bombardıman uçağı geliştirildiği’ belirtilmişti ve bu uçağın operasyonel hizmete 10 yıl hazır olabileceği ileri sürülerek, 2028 işaret edilmişti.
H-20’nin fiziki görünümü hakkında çok fazla spekülasyon dolaşırken, savunma şirketi China North Industries Group, Norinco ile bağlantılı Çin dergisi Modern Weaponry’deki bazı görüntüler yayımlandı.
Çin medyası, hükümetin H-20 gibi önemli bir askeri proje ile ilgili görüntü ve bilgi paylaşacağının olası olmadığını iddia ederek tüm haberleri yalanladı.
Eski bir ABD Deniz Piyadeleri istihbarat subayı olan askeri analist Scott Ritter, Rusian Today (RT) için H-20’yi kaleme aldığı bir makalede, Çin ordusunun son videolarında, H-20’nin varlığı ve yapılandırması hakkında bazı ipuçları yer aldığı belirtti.
Ritter yazısında, ‘Bombardıman uçağı gerçektir ve eğer yetenekleriyle ilgili raporlar doğruysa, Pasifik’teki ABD askeri gücüne karşı “oyunun kurallarını değiştiren” bir tehdit oluşturacak.’ ifadelerini kullandı.
FÜZELERE DİKKAT ÇEKTİ
Ritter’a göre, B-2 gizli bombardıman uçağının Çin versiyonunun ortaya çıkması haklı olarak Batılı savunma analistlerini ilgilendirse de, yanlış değerlendirmelere neden olabilir. Bir gizli bombardıman uçağı, 5.000 millik operasyonel yarıçapı içindeki hedefleri vurmak için Çin’e seçenekler sunabilir. Gerçek şu ki, Çin’in mevcut orta menzilli füze cephaneliği, aynı erişimi daha büyük bir imha güvencesi ile sağlıyor. Küresel yakıt ikmal kapasitesinden yoksun olan H-20 bombardıman uçağı, kullanımı sınırlı bölgesel bir silah sisteminden daha fazlası olamaz.
Çin’in H-20 bombardıman uçağının asıl etkisi, büyük olasılıkla yeni nesil B-21 Raider ABD stratejik bombardıman uçağının yeteneklerini geride bırakabilecek bir uçağın geliştirilmesidir. H-20 de, birçok yönden Çin’in sergilediği hızlı ilerlemeyle F-35 ve F-22’ye rakip olarak ürettiği J-20 gibi, B-21’in rakibinin de H-20 olacak.
Gelişmiş silah sistemlerine gelince, Çin’e ABD’ye ayak uyduran birkaç faktör var. Birincisi ve en önemlisi, 11 Eylül sonrasında ABD’nin odak noktasını konvansiyonel savaşlarla savaşmaktan tekil bir kontrgerilla savaşı yürütmeye kaydırmasıyla ortaya çıkan ” gelişme gecikmesi “. Sonraki yirmi yıl içinde ABD, Irak ve Afganistan’da kaybedilen bir çabaya trilyonlarca doları israf ederken, Çin lazerle “dünya çapında” bir askeri yetenek inşa etmeye odaklandı.
Öte yandan çeşitli nedenlerle ABD’de yavaşlayan ilerlemeler, Çin’in üretim ve geliştirme hızıyla kıyaslanamayacak kadar az.
2000 yılında mevcut dönüşüm aşamasına başladığından beri modernizasyon hızlanmasından ayağını çekmemiş olan Çin’le aralarında bir ivme açığı var. Silah gelişiminin mevcut durumuna bakıldığında, Çin önümüzdeki yıllarda öne çıkmaya hazırlandığı görülüyor.
Ritter’e göre, ABD her zaman, kuvvetlerinin herhangi potansiyel bir rakip karşısında niteliksel bir üstünlüğe sahip olacağına ve niceliğin kalite çıkarına feda edilmesine izin vereceğine dair bir anlayışla hareket etti. Şimdi, Çin ile herhangi bir doğrudan karşılaştırmada, birçok yönden “yakın güç” statüsüne düştüğü gerçeği göz önüne alındığında, askeri kuvvetlerinin hem boyutunu hem de kabiliyetini artırması gerektiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Ancak, iç siyasi gerçekler, bu tür kaynak harcamalarını engelliyor, yani Çin’in neredeyse üç katı olan ABD savunma bütçesi standartların altında sonuçlar vermeye devam ediyor.
21. yüzyıl gerçekten askeri meselelerde bir devrim çağıysa, bu devrim Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, Çin’de gerçekleşecek gibi görünüyor.
Kaynak: star.com.tr
