İsrail ve Lübnan sınırındaki çatışmalar son ayların en şiddetli seviyesine yükselmiş durumda. Lübnan’daki siber saldırıların İsrail tarafından gerçekleştirildiği varsayıldığında, Netanyahu’nun amaçları için ortaya iki olası açıklama çıkıyor. Kuzeyde bir anlaşmayı zorlamak veya Hizbullah’ın tepkisini bölgesel bir savaş başlatmak için kullanmak. Bu da Lübnan için kritik bir seçim doğuruyor; geri çekilmek ya da topyekün bir savaşa girmek.
İsrail, geçtiğimiz günlerde Lübnan’da geniş çaplı bir siber saldırı düzenleyerek onlarca Hizbullah mensubunun ölmesine ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu.
Askeri uzmanlar, böylesine acı verici ve karmaşık bir operasyonun, daha geniş bir askeri taarruzun başlangıcında oynanan bir kart olduğu tahmin ediyor.
İsrail’in köklü gazetelerinden Haaretz iki ülke arasındaki askeri gerilimi değerlendirdi.
Buna göre İsrail Lübnan’a, Hizbullah’ın Gazze’ye destek amacıyla güneyden başlattığı askeri operasyonlara karşı iki seçenek arasında seçim yapma şansı sundu; ya geri çekilirsin ya da topyekün bir savaşa girersin.
Hizbullah’ın Beyrut’un kalbinde maruz kaldığı saldırıya yanıt olarak sınırdaki çatışmayı tam teşekküllü bir savaşa dönüştürme tehlikesi bulunuyor.
“İSRAİL SAVAŞA HAZIR”
Hizbullah’ın elit birliği Rıdvan Gücü Komutanı İbrahim Akil’in öldürülmesinin Hizbullah’a karşı yıpratma savaşının sona erdiği ve oyunun kurallarının değiştiği yönünde açık bir mesaj olduğunu vurgulayan İsrail basını, İsrail’in geniş çaplı bir savaşa hazır olduğunu bildiriyor.
SAVAŞ HEDEFLERİ DEĞİŞTİ
Saldırılardan sonra İsrail’de düzenlenen kabine toplantısında, savaşın hedefleri kuzeyde tahliye edilenlerin evlerine geri dönmesini içerecek şekilde değiştirildi.
Askeri kaynaklara göre İsrail, Hizbullah’ı “ya müzakere ve uzlaşı ya da topyekün savaş” şeklinde iki seçeneğe doğru itiyor.
“NETANYAHU KONFOR ALANINA DÖNDÜ”
Lübnan’dan gelen etkileyici fotoğraflar ilgi odağı olmuşken, İsrail basını Netanyahu’nun konfor alanına geri döndüğü eleştirisinde bulunuyor.
Rehine anlaşması çıkmaza girdi, savaşın sona ermesi ve rehinelerin serbest bırakılması yönündeki kamuoyu baskısı yine önemli ölçüde azaldı.