CSMonitor Analiz: "Afrika'nın Dostu Türkiye Samimi ve Sahiplenici" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

CSMonitor Analiz: “Afrika’nın Dostu Türkiye Samimi ve Sahiplenici”

Abone Ol 

Somali’de askeri üs. Kurak Nijer’de su imkanları, Sahra Çölü’ne açılan iş kapıları, otuz yıl boyunca Nijer adına yönetilecek havaalanı, camiler, yollar, köprüler ve onlarca kurumla Afrika halkına yapılan yardımlar.

CSMonitor’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Bunlar, tarihsel olarak Avrupalı ​​sömürgeci güçlerden ve son zamanlarda Çin’den yardım ve yatırım alan bir bölgede yükselen bir güç olan Türkiye’nin Afrika’da yaptığı yatırımların sadece bir kısmı.

Türkiye’nin bu politikasının neyi temsil ettiğine dair bolca spekülasyon var. Bazıları bunları Türkiye’nin ekonomik çıkarlarına ve diğer bölgesel güçlerle olan rekabetine yönelik hamleler olarak nitelerken, bazıları ise Türkiye’nin kökenlerine bağlılığı olarak ifade ediyor. 

Cenova Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Donelli;

“Kuşkusuz, Türkiye’nin Afrika’ya olan açılımı, Türkiye’nin küresel bir oyuncu olarak rolünü inşa etmeyi amaçlayan daha geniş bir çerçevenin parçasıdır” tespitinde bulunuyor.

Donelli, Türkiye’nin Doğu Afrika’da da bağları olan Birleşik Arap Emirlikleri ile olan rekabetine atıfta bulunarak, “Türkiye Afrika’da maddi kazançlar ve popülerlik kazanıyor ancak burada olması için bazı Körfez ülkeleriyle bölgesel rekabet anlamında da nedenleri var.” diyor.

Yüzlerce Fransız şirketinin her şeyi işlettiği ve yaklaşık 5.000 Fransız askerine ev sahipliği yapan Sahel bölgesinde artık Fransa’ya karşı protestolar yükselmeye başladı. Sahel halkı, egemenliklerinin baltalandığından ve maden kaynaklarının eski sömürge gücü olan Fransa tarafından sömürüldüğünden şikayet ediyorlar. Diğer yandan Çin’in bölgede büyüyen ayak izi de Afrika’da öfkeye neden oluyor.

Türkiye’de 2005 yılında “Afrika Yılı” ilan edilmiş ve Türkiye, Afrika zirvesine ev sahipliği yapmıştır. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu süreçten sonra defalarca bölgeyi ziyaret etmiştir. Ve Türkiye Afrika’nın neredeyse her noktasında etkili adımlar atmıştır. Örnek olarak Türkiye, en büyük yabancı askeri üssünü de inşa ettiği Somali’de en önemli bağışçı ve yatırımcı haline gelmiştir.

Kaynaklar ve insan sermayesi açısından zengin olan Afrika kıtasında çok fazla rekabet var. Çin ve Hindistan, özellikle Orta Doğu’yu sınırlayan Afrika Boynuzu’ndaki ekonomik ve askeri etkilerini pekiştirmeye hevesliler. Çin şu anda Afrika’nın en büyük ticaret ortağı durumunda.

Böyle bir ortamda Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti Türkiye’yi; bir “Afro-Avrasya devleti ” olarak konumlandırmaya ve genç Afrikalılar için örnek olma noktasına getirmeye çalıştı. Örneğin Türk dizileri Doğu Afrika pazarlarını doldurdu. Türk siyaseti onlar için örnek teşkil etti.

Türkiye, 2002-2019 yılları arasında Afrika bölgesinde 30 yeni büyükelçilik açtı. Türk Hava Yolları ise Afrika-Avrupa rotalarında önemli bir taşıyıcı konumuna geldi. Ve Afrika ülkeleri Türkiye’nin bu yaklaşımından önemli ölçüde yararlandı.

 Nijer Niamey Üniversitesi’nde analist olan El Hadji Idi Abdou, Nijer uluslararası havaalanının Türkiye’den önce “tamamen bakıma muhtaç” durumda olduğunu söylüyor. Ve Türkiye’nin yatırımları için Nijer halkının minnettar olduğunu belirtiyor.

1992’den bu yana  yaklaşık 13.000 Afrikalı öğrenci Türkiye’ye burs kazandı ve Türk yardım kuruluşları Afrika’daki 22 ülkede faaliyet gösteriyor. Sahra altı Afrika ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2003’te 1,35 milyar dolardan 2020’de 10 milyar dolara kadar  yükseldi ve Türk şirketleri bölgeye yaklaşık 19,5 milyar dolar yatırım yaptı. 

Analistler, Afrika’nın Türkiye ile olan yükselen bağının belki de en önemli nedeninin, ülkenin Fransa gibi eski sömürgeci güçlerin rolünü taşımaması olduğunu söylüyor. Bir diğer neden ise din. Türkiye’nin etki sahibi olduğu ülkelerin neredeyse tamamı, İslami bir güçle ortaklığa daha açık olan önemli Müslüman nüfusa sahip. 

Afrikalı analistler Türkiye’nin Afrika ile ilişkisini; “Afrika ülkeleri ile Batı veya Amerika ülkeleri gibi karmaşık veya ataerkil bir ruha sahip değil, daha samimi ve sahiplenici” olarak açıklıyor. 

Diğer yandan ise Türkiye’nin, bölgede daha sonra etkin olmaya çalışan Çin gibi ülkeler gibi Afrika halklarını ağır borçlar altına alacak finansman düzenlemelerle değil, kazan-kazan yaklaşımı ile hareket ettiği gerçeğini belirtiyorlar.

Dr. Donelli, “Türkiye Çin’den farklı olarak yaptığı yatırımlarda yerel işçileri işe alarak ve eğiterek yerli nüfusa önem veriyor ve onların beceri ve teknik bilgilerinin artmasını sağlıyor.” tespitinde bulunuyor.

Afrika halkında Ankara’nın bölgede popüler olmayan hükümetleri desteklemesi ile Türkiye ile ilişkilerin bozulabileceğine dair korkular var. Çünkü bölgedeki çatışmaların gölgesinde hükümetler değişse bile Afrikalı halklar Türkiye’nin desteğini ve varlığını kaybetmek istemiyor.

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close