ABD, Bali’ye üst düzey bir heyet ve net hedeflerle gitti. Rusya üzerindeki baskının artması, Çin ile iletişim kanallarının devreye girmesi ve ara seçim sonuçlarının ardından Joe Biden yönetiminin gücünü müttefiklerine ve rakiplerine göstermesi bu hedefler arasında yer alıyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, iki günlük yoğun diplomasinin ardından, Washington’ın G-20 Liderler Zirvesi’nde bildirdiği öncelikler konusunda iyimser görünüyordu.
Kirby, zirvenin oturum arasında Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ABD ve Çin arasındaki ‘samimi’ görüşmelere övgüde bulundu. Anlaşmazlıklara rağmen iş birliği ihtiyacını vurguladı. G-20 çalışmalarına gölge düşüren Ukrayna’daki savaşla ilgili de konuşan Kirby, İran’ın ‘Rusya’nın Ukrayna vatandaşlarını öldürme ve sivil altyapıyı vurma çabalarına’ intihar bombalarıyla verdiği desteğe tepki gösterdi. ABD’nin Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye karar dikte etmediğinin altını çizdi.
Kirby’nin gündeminde Suudi Arabistan ile ilişkiler de vardı. ABD’li yetkili iki ülke arasındaki ortaklığın ‘stratejik’ doğasına vurgu yaparak Riyad’ın kendini Husi saldırılarına karşı savunmada verilen desteğin devam ettiğini ifade etti.
‘Tek Çin’ politikası
Kirby, ABD Başkanı Joe Biden’ın geçtiğimiz pazartesi akşamı Bali’de Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile gerçekleştirdiği ‘samimi görüşmeleri’ güven ve rahatlama duygusuyla sonlandırdığını vurguladığı açıklamasında şunları söyledi:
Bu görüşmeden çıkarılabilecek en önemli şeyin, iki lideri bir süredir bir araya getiren bir ilişkinin devamı çerçevesinde olması ve her ikisine de öncelikleri ve endişeleri hakkında yüz yüze konuşma fırsatı vermesidir.
John Kirby’ye göre bu öncelikler sadece ikili ilişkilerle ilgili değil, aynı zamanda iki ülkenin uluslararası sahnedeki davranışlarını da kapsıyor.
İki ekonomik dev arasında süregelen anlaşmazlıklara rağmen, Washington’ın ortak ilgi alanlarına giren konularda iş birliğinin önemini vurgulayan Kirby, “Her konuda anlaşamadık ve her konuda anlaşamayacağız da. Ama Çin ile iş birliği yapabileceğimiz ve yapmamız gereken alanlar var” dedi. Bu alanlara iklim değişikliğiyle mücadeleyi örnek verdi. Bu doğrultuda, gelecekte söz konusu iş birliğinin bir kısmını besleyebilecek bir konuşma yapabilme yeteneğini sürdürmenin önemli olduğunu kaydetti.
Ancak Şi ile Biden arasındaki zirve, iş birliği alanlarını tartışmakla sınırlı kalmadı. Zirve, iki ülke arasında ‘kırmızı çizgiler’ konusunda anlaşma için de bir fırsat niteliğindeydi. Birkaç hafta önce iktidardaki Komünist Parti’nin liderliğini üçüncü kez kazanan Çinli lider, Washington’ı Tayvan meselesine müdahaleye karşı uyarısını yineledi.
Kirby, röportajda Washington’ın ‘tek Çin’ politikasına bağlılığına rağmen Tayvan’ı destekleme konusundaki tutumunun değişmediğini açıkça vurguladı:
Tayvan ile ilişkiler yasasına göre, adaya kendini savunma yeteneklerini güçlendirmesi konusunda yardım etmekle yükümlüyüz. Yalnızca iki ay önce Tayvan’a bir milyar doların üzerinde silah satışı yapıldığını duyurduk. Bu destek, gerektiğinde gelecekte de devam edecektir. Tek Çin politikası ve Tayvan’ın nefsi müdafaasına verilen destek, ABD’de onlarca yıldır iki partiden geniş bir destek gördü. Başkan pazartesi gecesi bunun değişmeyeceğini vurguladı.
Kaynak: Şarkul Aawsat