Analiz: Rusya ve ABD arasında yeni bir START anlaşması mümkün mü? İşte gelişmeler
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silah tehditleri, Amerika’nın Yeni START anlaşması kapsamında, karşılıklı nükleer denetlemeleri yeniden başlatmak üzere Moskova ile iş birliği yapmasına yol açıyor. Peki, Yeni Start Anlaşması Nedir? Rusya ve ABD için neden önemli?
ABD ve Moskova arasında yürürlükteki son nükleer anlaşma olma özelliğini taşıyan “Yeni START” anlaşması, Barack Obama döneminde, 8 Nisan 2010’da Prag’da imzalandı.
Yeni START, uzun menzilli nükleer silah başlıklarına ve füzelere kısıtlama getiriyor. Anlaşma, stratejik nükleer savaş başlıklarının 1550 adede düşürüyor. Ayrıca fırlatmaya hazır durumdaki kıtalararası balistik füze ve denizaltılarına konuşlu balistik füze ve nükleer silah taşıyabilen bombardıman uçağı sayısını 700’e; operasyona hazır olan ya da olmayan fırlatma rampası, denizaltı ve bombardıman uçağı sayısının 800’e indiriyor.
Nükleer olmayan konvansiyonel savaş başlıkları, anlaşmanın kapsamı dışında kalıyor.
2 Şubat 2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’nın ihlalleri ve Çin’in nükleer silahlarından duyulan endişelere atıfta bulunarak, INF Anlaşması’nı askıya aldığını ve altı ay içerisinde anlaşmadan tamamen çıkılacağını açıklamıştı.
ABD’de başkanlığa Joe Biden’ın gelmesinden sonra anlaşmayı beş yıl uzatma teklifinde bulunmayı planladığını duyurdu.
5 Şubat 2011’de yürürlüğe giren 10 yıllık anlaşmanın süresi 5 Şubat 2021’de sona erdi. ABD yönetimi 5 Şubat 2021’de anlaşmayı beş yıllığına uzatma kara aldığını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yaptığı yazılı açıklamada, “New START anlaşmasının uzatılması ile Rusya’nın kıtalararası balistik füzeleri, denizaltından fırlatılan balistik füzeleri ve ağır bombardıman uçakları için 5 Şubat 2026’ya kadar doğrulanabilir bir (üst) sınır sağlanmış oluyor” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 29 Ocak 2021’de Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nı 5 Şubat 2026’ya kadar uzatan kararnameyi imzaladı.
8 Ağustos 2022 tarihinde ise Rusya, “ABD’nin anlaşmayla avantaj sağlamaya çalışmasını” gerekçe göstererek ABD ile imzaladığı Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması (Yeni START) kapsamına giren unsurlarını geçici olarak denetime kapattığını bildirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric ise dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip olan ABD ve Rusya arasında imzalanan nükleer silahlarla ilgili tek anlaşma olan Yeni START Anlaşması’nın; uluslararası barış ve istikrarın, nükleer silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önlenmesinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirtti.
Putin’den Nükleer Silah Tehdidi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptığı seferberlik konuşmasında “Ülkemizin de çeşitli imha yöntemlerine sahip olduğunu ve bazı bileşenler için NATO ülkelerininkinden daha modern olduğunu hatırlatmak isterim ve ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse, Rusya’yı ve halkımızı korumak için elbette elimizdeki tüm araçları kullanacağız. Bu bir blöf değil” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın kısmi seferberlik ilanının ardından açıklamalarda bulunan Volodimir Zelenski, Rusya’nın nükleer silah kullanacağına inanmadığını söyledi.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev de eylül ayında yaptığı açıklamada, “Nükleer dahil herhangi bir Rus silahı Rusya’ya ait olduğu kabul edilen toprakları savunmak için kullanılabilir. Gerekli olduğunda nükleer silah kullanmaya hakkımız var, blöf yapmıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden, New York’ta Demokrat bağışçılarla görüşmesinde, “Putin taktik nükleer silah, biyolojik ya da kimyasal silah kullanabileceği konusunda şaka yapmıyor çünkü ordusunun performansı ciddi biçimde düşük” dedi. Biden, yine de Rusya’nın böyle bir şey yapabileceğini düşünmediğini belirtti.
26 Eylül’de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer tehdidinin bir blöf olduğunu düşünmediğini, tüm dünyanın Rusya’ya baskı yapmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Zelenski, 7 Ekim’de BBC’ye verdiği röportajda ise Rus hükümetinin nükleer silah kullanmanın temellerini attığını ve bu tür silahların kullanılıp kullanılmaması konusunda bir karar verildiğini düşünmediğini, ancak bunun hakkında konuşmanın bile ‘tehlikeli‘ olduğunu ifade etmişti.
26 Ekim’de ise Kremlin Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in nükleer silahla yapılan tatbikatı çevrimiçi izlediği ifade edildi.
Açıklamada, tatbikat kapsamında askeri yönetim ve operasyon personelinin hazırlık düzeyinin denetlendiği belirtilirken, “Tüm füzeler, özelliklerini kanıtlayarak belirlenen hedeflere ulaştı” denildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın nükleer silah denemesi yapacağı konusunda Washinton’u bilgilendirdiğini ifade etmiş, Bakanlık sözcüsü Ned Price de “Bu, Rusya’nın gerçekleştirdiği rutin bir tatbikat. Rusya, sebepsiz saldırganca bir şekilde nükleer tehditlerde bulunurken bizi bilgilendirerek sürpriz faktörünü ortadan kaldırıyor ve yanlış hesaplama risklerini en aza indiriyor” demişti.
9 Kasım’da ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Washington ile Moskova’nın nükleer silahları azaltmayı amaçlayan Yeni START Antlaşması kapsamında karşılıklı denetlemeleri yeniden başlatmak üzere yakın zaman içinde istişare görüşmeleri yapacağını açıkladı.
Rusya’nın yeni nesil hipersonik silahlar ve Batı’dan on kat daha fazla taktik nükleer silah da dahil olmak üzere dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip olduğu biliniyor. Bu durum da Washington hükümetini Rusya ile nükleer iş birliği yapmaya itiyor.
Kaynak: IntellStrategy