Cephelerde Rus ilerleyişi durdurulmaya çalışılırken kabinede böylesine değişikliklerin olması, savaştan yana memnuniyetsizliği olan halkın desteğini tekrar diri tutma çabası gibi görünüyor.
Ukrayna’nın doğusundaki yoğun çatışma devam ederken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy halkın güvenini yeniden tesis etmek için aktif bir şekilde manevralar yapıyor. Zelenskiy son olarak hükümetine yeni bir enerji ve ivme kazandırmayı amaçlayan bir kabine değişikliğini hayata geçirdi. Bu değişiklikler Ukrayna hükümetinin savaş zamanı yönetim stratejisi hakkında önemli ipuçları veriyor.
Kabinedeki değişiklikler ne anlama geliyor?
Kabinedeki değişikliklerin zamanlaması, Ukrayna’nın Kursk saldırısına devam ettiği ve Rusya’nın Ukrayna şehirlerine füze saldırılarını artırdığı bir dönemde gerçekleşti. Cephelerde Rus ilerleyişi durdurulmaya çalışılırken kabinede böylesine değişikliklerin olması, savaştan yana memnuniyetsizliği olan halkın desteğini tekrar diri tutma çabası gibi görünüyor. Bu hamle Zelenskiy’nin savaşı kontrol altında tuttuğunu göstermeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca bazı bakanların ve üst düzey yetkililerin istifalarının ardında, performans eksiklikleri ve liderlik anlaşmazlıklarının bulunduğunu söylemekte fayda var. Örneğin, son zamanlarda Polonya’yı rahatsız eden açıklamalarıyla iki ülke arasında krize sebep olan Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’nın yerine Cumhurbaşkanı Ofisi Başkan Yardımdıcısı Andrii Sybiha’nın atanması, Ukrayna’nın diplomatik çabalarını yeniden şekillendirme arayışı olarak görülebilir.
Ancak, Ukrayna’nın dış politikasının büyük bir kısmı zaten Zelenskiy ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak tarafından yürütülüyor. Ukrayna muhalefeti bu değişiklikleri, Zelenskiy ve Yermak’ın daha fazla güç kazanması ve kurumların yerine kişilerin öne çıkarılarak kurumsallığın zayıflatılması olarak değerlendiriyor. Bir çeşit güç konsolidasyonu olarak değerlendirilebilecek bu adımlar, yönetimdeki değişikliklerin stratejik mi yoksa siyasi mi olduğunu sorgulatan bir başka tartışma alanı oluşturuyor.
Zelenskiy’nin kabine değişiklikleri, askeri karar alma süreçlerinde daha merkezi bir kontrol sağlama amacı taşıyor olabilir. Özellikle cephedeki operasyonel kararların hızlandırılması ve daha koordine bir savunma stratejisi geliştirilmesi açısından, bu değişikliklerin Ukrayna’nın askeri liderlik yapısını nasıl etkileyeceği kritik önem taşıyor.
Ukrayna’daki bazı kesimler, bu değişiklikleri hükümetin yenilenmesi ve savaşın yönetiminde daha dinamik bir yaklaşım olarak görüp desteklerken, bazıları ise kriz anında yapılan köklü değişikliklerin riskli olduğunu düşünüyor. NATO ve Batılı müttefikler, Ukrayna’daki kabine değişikliklerini, savaşın kritik bir aşamasında Zelenskiy’nin daha etkin ve koordineli bir liderlik oluşturma çabası olarak değerlendirebilirler. Ancak bu değişiklikler, aynı zamanda Ukrayna’daki kurumsal zayıflıkları ve içsel bölünmeleri de gözler önüne seriyor. Bazı muhalefet milletvekilleri, savaşın ortasında hükümette yapılan bu tür değişikliklerin Ukrayna’nın istikrarına zarar verebileceği endişesini dile getiriyor.
Sahada son durum ne?
Savaşın uzaması ve özellikle Rusların Donetsk yönünde hızlı ilerlemeleri, Ukrayna’nın stratejik hamlelerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Ukrayna’nın Kursk saldırısına rağmen Rusların ilerleyişinin hızlanması, Ukraynalılar üzerinde askeri ve psikolojik baskıya sebep olurken, Ukrayna ordusunun savunma hatlarını koruma ve karşı saldırı düzenleme kapasitesini de zorluyor. Bu noktada, Ukrayna’nın stratejik olarak farklı cephelerde etkin olabilmesi, Rusya’nın ilerlemesine karşı etkili bir savunma stratejisi geliştirmesi gerektiğini gösteriyor.
Bu bağlamda, Kursk bölgesindeki Ukrayna saldırısı oldukça dikkat çekici. Bu saldırı, Ukrayna’nın sadece savunmada kalmayıp Rusya’nın derinliklerine kadar uzanabilecek bir harekat kabiliyetine sahip olduğunu göstermesi açısından önemli. Ancak bu tür hamleler aynı zamanda büyük stratejik riskleri de içeriyor. Zira Ukrayna’nın böylesine cesur bir saldırı girişimi, Rusya’yı misillemeye zorlayabilir ve aynı zamanda saldırı Ukrayna’nın kağıt üzerinde planlandığı gibi gitmeyebilir.
Yaşanan süreçte Rusya’nın Kursk saldırısına cevap vermeye odaklanmak yerine Donetsk yönünde daha da güç kullandığını ve geniş çaplı füze saldırılarına devam ettiğini görüyoruz. Ukrayna Kursk taarruzuyla her ne kadar moral bulsa da Rusya’nın bu tarz saldırılara hızlı cevap vermek yerine yavaş ve güçlü bir şekilde dönüş yapacağının farkında. Çünkü Rus güçlerinin hareket yetenekleri ve hızları, merkezi komuta kontrol sistemlerinin zorlukları nedeniyle sınırlı kalıyor. Bu da önümüzdeki sürecin kolay geçmeyeceğinin habercisi.
Ukrayna bu hamlesiyle Rusları, Donetsk’teki cephelerden kuvvet kaydırmaya zorlamak istedi fakat Donetsk’te Rusların Pokrovsk yönünde hız kesmeden ilerlemeye devam etmesi Ukrayna’nın Kursk planını sekteye uğrattı. Ayrıca Ukrayna, ilerleyen hatlarını korumak ve lojistik konvoylarını güvende tutmak gibi zorluklarla da karşı karşıya. Stratejik ilerlemelerin getirdiği fırsatların yanı sıra, bu ilerlemeler aynı zamanda kanatların korunması ve tedarik hatlarının güvence altına alınması gibi zafiyetleri de beraberinde getiriyor. ‘Düşman topraklarının bir kısmını işgal edip onunla müzakere masasına oturmak, eli boş oturmaktan daha iyidir” anlayışının gerçekten işe yarayıp yaramayacağı belirsizliğini koruyor.
Kursk taarruzu ve Donetsk’teki çatışmalar bu savaşın karmaşıklığını ve çok katmanlı doğasını bir kez daha gözler önüne seriyor. Zelenskiy, Ukrayna halkı ile ekonomisini acımasız bir savaşın ortasında yönetme kapasitesinin gerçek sınavını henüz tamamlamış değil. Sadece Ukrayna’nın hayatta kalması için değil, Avrupa’nın istikrarı ve güvenliği için de büyük riskler söz konusu. Ulusların kaderi, her kararın Ukrayna sınırlarının ötesinde yankı bulacağı ve tüm kıtanın geleceğini şekillendireceği bu kritik savaşın sonucuna bağlı olabilir.
Kaynak: TRT World Research Centre / Hüseyin Özdemir