[Analiz] Rusya-Azerbaycan ilişkilerinde kriz: Güney Kafkasya yeniden şekilleniyor
Azerbaycan Hava Yollarına ait uçak 25 Aralık 2024’te Grozni üzerinde Rus savunma sistemi tarafından vurulmuş ve 38 kişi hayatını kaybetmişti. Rusya ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler, uçak krizinin etkisinden kurtulmadan, 27 Haziran 2025’te Yekaterinburg şehrinde Rusya kolluk kuvvetleri tarafından 9 Azerbaycanlının tutuklanması ve iki kişinin işkence sonucu öldürülmesiyle tekrar alevlendi.
Yekaterinburg’da ne oldu?
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, yaşananlarla ilgili bir açıklama yayımlayarak şiddet eylemlerini gerçekleştiren sorumluların kısa sürede cezalandırılmasını istedi. Azerbaycan medyası ise bu operasyonun sadece yerel bir kolluk kuvvetinin kararı olmadığını savundu.
Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi olayı, “etnik bir suç örgütüne karşı” yapılan bir operasyon olarak tanımladı. Rus medyası ise bu olayı, Rusya’nın iç işleri olarak gördü ve bu da iki taraf arasında gerginliğin daha da artmasına neden oldu. Bu olayda, Azerbaycan tarafının iki önemli talebi vardı. Bunlardan ilki bu olaya karışan sorumluların acilen cezalandırılmasıydı. Azerbaycan tarafı ikinci olarak olayın etnik temelde tanımlanmamasını istedi.
Rus yetkililerin olayla ilgili soruşturma açmak yerine geçiştirmeye çalışması, Azerbaycan’ın karşı önlemler almasına neden oldu. Öncelikle Azerbaycan’da yapılması planlanan Rusya kültürel faaliyetleri ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk’un Azerbaycan’a yapacağı ziyaret iptal edildi. Rusya’nın bu iptallerden sonra bile Bakü’nün taleplerini karşılamaktan kaçınması Azerbaycan’ın Rusya’nın metodunu kullanmasına neden oldu.
Azerbaycan, Rusya’nın yöntemine başvurmak zorunda kaldı
Azerbaycan kolluk kuvvetleri 30 Haziran’da Rusya’ya ait haber ajansı Sputnik’in Bakü’deki ofisine operasyon düzenledi ve iki kişiyi tutukladı. Daha sonra tutuklanan iki kişinin Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) çalışanları olduğu açıklandı. 1 Temmuz’da ise 8 Rus vatandaşı İran’dan uyuşturucu kaçırma ve siber dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına alınarak mahkeme karşısına çıkartıldı.
Rus tarafı Azerbaycan’ın taleplerini karşılamak yerine Rusya’da yaşayan Azerbaycanlıların kovulması, Azerbaycan’a karşı sert önlemler alınması gibi açıklamalar yaptı. Karabağ’ın işgalden kurtarılmasını ve Rus Barış Gücü birliklerinin Karabağ’dan çıkarılmasını hazmedemeyen bazı gruplar durumdan faydalanarak Azerbaycan’a karşı sert ifadeler kullanmaya başladı.
Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere’nin Bakü Büyükelçileri olayların giderek tırmanması üzerine Azerbaycan’a destek mesajları yayınlarken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i arayarak Moskova’nın Azerbaycan vatandaşlarını aşağıladığını ve Bakü’yü tehdit ettiğini açıkladı. Bir taraftan Azerbaycan’da devlet ve toplum düzeyinde artan tepki, öte yandan destek mesajlarının gelmesi Rusya’da bazı devlet yetkililerinin durumu sakinleştirmek için mesajlar vermesine neden oldu. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Azerbaycan’ı tehdit etmediğini açıkladı. Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Alexander Bastrykin ise Azerbaycan Başsavcısı ile sürekli temas halinde olduğunu açıklayarak durumu sakinleştirmeye çalıştı.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyelerinden Azerbaycan’a destek
Aynı dönemde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi Azerbaycan’ın Hankendi kentinde düzenlendi. Türkiye, İran, Pakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) gibi üye ülkelerin liderlerinin 4 Temmuz’da Hankendi’de toplanması Azerbaycan için üst düzey bir siyasi destek oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlham Aliyev ile yaptığı görüşmede “Türkiye her zaman ve her konuda kardeş Azerbaycan’ın yanındadır ve böyle olmaya devam edecektir.” açıklamasını yaptı ve Azerbaycan’a destek verdi. [1] Öte yandan, Türk basınının bu olayın başından beri sürekli Azerbaycan’a destek veren yayınlar yapması da Azerbaycan için moral verdi.
Azerbaycan tarafı yaşananları nasıl yorumluyor?
Azerbaycan açısından yaşanan son olaylar sıradan gelişmeler değildi ve Rusya’da belli kesimler bu olaylar üzerinden Azerbaycan’a siyasi mesajlar verdi. İster Azerbaycan uçağının vurulması, ister Yekaterinburg olayından sonra sorumluların Rus hükümeti tarafından cezalandırılmaması, Azerbaycan-Rusya müttefiklik ilişkilerinin karakterinin sorgulanmasına neden oldu.
Son yaşananlar Azerbaycan toplumuna Rus ordusunun 20 Ocak 1990’da Bakü’de ve 26 Şubat 1992’de Hocalı’da yaptığı katliamı hatırlattı. Azerbaycan’da devlet ve toplum Karabağ zaferinden sonra bir olay karşısında ikinci defa yumruk gibi birleşti. Devlet, Rusya’nın Azerbaycan ile egemen-eşit devlet ilişkileri ilkesine saygılı davranmasını talep etti.
Uzmanlara göre, Moskova hala emperyal geçmiş alışkanlığından vazgeçmemiş, çevre ülkelerine yönelik hakimiyet sergilemek arzusundadır. Azerbaycan’da toplum ve basın, Rusya ile yaşanan gerginliğin, Kremlin’in Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’ın Güney Kafkasya ve Türk dünyasında sahiplendiği rolden rahatsız olduğu için ortaya çıktığını düşünüyor. Azerbaycan’ın bağımsız bir dış politika izlemesinden rahatsız olan Rusya’nın Azerbaycan’ı göçmenler üzerinden baskı altına almak istediğini söyleyebiliriz.
Öte yandan, birçok yorumcu bu olayın ikili ilişkilerden ziyade Rusya’nın Güney Kafkasya’da giderek azalan etkisine agresif tepkisi olarak yorumladı. Şöyle ki, Azerbaycan’ın Karabağ zaferi ile birlikte hem Azerbaycan, hem de Ermenistan üzerinde baskı kurma aracını kaybeden Moskova; Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye arasında yaşanacak bölgesel normalleşme ile birlikte bölgede etkisini tamamen kaybedeceğini düşünüyor. Bu minvalde Rusya, Azerbaycan üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışarak bölgesel barışın “Moskova’sız” mümkün olmayacağının mesajını vermek istedi.
Sonuç olarak, hem Azerbaycan Hava Yolları uçağının vurulması, hem de Yekaterinburg olayında Rusya devlet kurumlarının sergilediği davranışlar, Moskova’nın krizleri yönetmek ve çevre ülkeler ile eşit-egemen ilişki kurma sorunu yaşadığını gösteriyor. Bu olaylar bölge ülkelerinin de Moskova’ya karşı güvensizliğini artırırken etkisini de azaltıyor. Bunun en önemli örneği ise Azerbaycan-Rusya ilişkilerinde yaşanan bu krize paralel olarak, Rusya-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan krizdir. Bu olayların sonucunda Rusya’nın hem Azerbaycan hem de Ermenistan ile belge üzerinde olan müttefiklik ilişkisi toplumlar ve devletler tarafından ciddi şekilde sorgulanıyor.
Kaynak: AA / Dr. Cavid Veliyev, Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi