Analiz: Küresel güç rekabeti Çin'i nasıl etkiledi? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: Küresel güç rekabeti Çin’i nasıl etkiledi?

Abone Ol 

Xi Jinping ekim ayında yapılacak Komünist Parti zirvesinde koltuğunu korumanın hesaplarını yaparken yapılan son araştırma, gelişmiş ekonomilerin Çin’e yönelik tavrının değiştiğini ortaya koydu.

Çin’de 11 Mart 2018’de yapılan oylamanın ardından ülkede devlet başkanlığı ve başkan yardımcılığı için geçerli olan 10 yıllık görev süresi sınırı kaldırılmıştı.

Yaklaşık üç bin delegenin katıldığı oylamada iki bin 958 delege oylamada ‘evet’ oyu kullanmış, muhalifler alınan kararı “sulta rejiminin kurulmasına doğrudan atılan adımlar” olarak nitelendirmişti.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ekim ayında yapılacak Komünist Parti zirvesinin ardından yeni bir döneme hazırlanırken Pen Araştırma Şirketi’nden Laura Silver, Christine Huang ve Laura Clancy tarafından hazırlanan son rapor, 20. Ulusal Kongre öncesinde ülkenin ekonomisine bakışı da gözler önüne serdi.

Küresel ekonomide Çin’in en büyük rakibi ABD’de Pekin yönetimine yönelik görüşler, Xi Jinping’in başkanlığı öncesindeki yıllara göre küçük dalgalanmalar yaşadı. Geçmişte yalnızca on kişiden dördü Çin hakkında olumsuz görüşe sahipken Barack Obama döneminden itibaren ABD’de olumsuz görüşler yükselmeye başladı.

ABD ve Çin arasında ilk mücadele Trans-Pasifik Ortaklığı müzakerelerinin ardından başlarken Pekin yönetimine karşı olumsuz görüşlerin sayısı da her geçen gün arttı.

Trump döneminde yaşanan kısa süreli olumlu hava Xi Jinping’in geçtiğimiz ay FBI tarafından baskın düzenlenen Mar-a-Lago’daki evine davet ile sonuçlanmıştı.

Fakat 2018 yılından bu yana yaşanan gerilim, karşılıklı yaptırımlar ile kısa sürede özellikle Cumhuriyetçiler arasındaki olumsuz görüşlerin 20 puan artmasına neden oldu.

Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin Çin’in Wuhan kentinden yayılması başta ABD olmak üzere tüm dünyada Çin’e yönelik negatif görüşlerin sayısını da hızla artırdı.

Amerikalıların büyük bir çoğunluğu Çin’in insan hakları politikaları, Rusya ile ortaklığı ve ekonomik göstergeler nedeniyle Çin’e yönelik olumsuz görüşlerin hızla artması ile birlikte Güney Kore, Japonya ve Avusturalya gibi bölge ülkelerinde de pozitif ilişkiler negatife döndü.

Güney Kore, ülkenin 2017’de bir Amerikan füze önleyici (THAAD) kurma kararının ardından Çin’in ekonomik misillemesinden büyük ölçüde etkilendi. Pew Araştırmanın son bulgularına göre, Çin’e yönelik olumsuz görüşler, 2020’de tarihin en yüksek seviyesi olan yüzde 80’e çıktı.

Fakat Çin’e yönelik olumsuz görüşler Avrupa ve Kanada’da yükselirken ülke içerisinde de Xi Jinping’e karşı muhalif sesler yükselmeye başladı.

Özellikle ülkedeki uçurumun her geçen gün artması, Uygurlara yönelik politikaları, Güney Çin Denizi’nde yaşanan gerilim, Pekin yönetiminin Latin Amerika ve Afrika’daki faaliyetleri de küresel güçlerin yakın markajında.

Pew’de araştırma sonuçlarına ilişkin makalede yer verilen bilgiye göre, Avustralya, Fransa ve İsveç’tekilerin yarısından fazlası Xi Jinping’e ‘hiç’ güvenmediklerini söylüyor.

Pew anketine katılan 40 ülkeden 24’ü, Çin’in büyüyen bir ‘tehdit’ olduğu görüşünde.

Çin’in nükleer gücünün dünyada var olan tehdidi artırdığına dikkat çeken uzmanlar, Çin’in en büyük küresel süper güç olarak ABD’nin yerini alma yolunda olduğunun altını çizdi.

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close