Analiz: İsrail'in MOSSAD üzerinden İran planı ve "Ahtapot Doktrini" - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: İsrail’in MOSSAD üzerinden İran planı ve “Ahtapot Doktrini”

Abone Ol 

Tahran-Tel Aviv hattında gerilim artıyor. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’ye yapılan saldırılar sonrası yaptığı açıklamalara, Tahran hükümeti yazılı tepki gösterdi. Batı ülkelerinin tepkisizliğine dikkat çeken Tahran hükümeti, bu durumu sert bir şekilde kınadığını açıkladı. Peki, İran ile İsrail arasında neler oluyor?

İran ve İsrail, geçmişten bu yana çalkantılı ilişkilere sahip iki devlet olarak öne çıkıyor. Diplomatik çevreler, uzun zamandır bu iki devlet arasında Orta Doğu’da devam eden kavga ve kutuplaşmayı “Gölge Savaşları” olarak nitelendiriyor.

İRAN-İSRAİL ARASINDA GÖLGE SAVAŞLARI

İran ve İsrail devletlerinin Orta Doğu’da devam “Gölge Savaşları”, iki devlet arasında karşılıklı eylemler neticesinde belirginleşmeye başladı.

Geçtiğimiz şubat ayında İran’da bulunan drone tesisi vurulmuş, Irak’taki bir İsrail istihbarat üssüne ise füzelerle saldırı düzenlenmişti. Bölgenin dışına taşabilecek olası bir çatışma tehlikesi devam ediyor.

Geçtiğimiz mayıs ayında İsrail’e ait bir SİHA aracı, İran’ın nükleer araştırma tesisine saldırı düzenledi. Perçin’deki tesise düzenlenen saldırıda bir mühendis hayatını kaybetmişti.

Özellikle son yıllarda yaşanan olaylar, Naftali Benett önderliğindeki İsrail hükümetinin iktidara geldikten sonra uygulamaya koyduğu “Ahtapot Doktrini” yani İran’ın askeri ve nükleer faaliyet güçlerine karşı yürüttüğü projenin adıdır.

İsrail, geçtiğimiz yıllarda İran’ı içeriden vurmak amacıyla düzenlediği saldırılarını, genellikle casuslar ve siber yollar aracılığıyla gizlice gerçekleştirdi. Bu saldırılar her seferinde İranlı bilim adamlarını ve nükleer tesisleri hedef aldı.

BAŞBAKAN NETANYAHU’DAN “DÜŞMAN İRAN” AÇIKLAMASI

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, ülkesinin gerçek düşmanının İran olduğunu söylemişti.

İran’ın nükleer silahlar kullanarak “İsrail’i yok etme” amacı olduğunu söyleyen Netanyahu, ülkesinin bu planı önlemek için her türlü tedbiri alacağını açıkladı.

Tahran hükümetinin Lübnan’da Hizbullah aracılığıyla karakol kurduğunu ve Suriye’de de yeni bir üs inşa etmek istediğini açıklayan Netanyahu, şunları söyledi:

“Bunların hepsiyle savaşmakta kararlıyız. Suriye’deki İran ordusunu vuruyoruz. Suriye’deki İran ordusuyla sadece bizim ordumuz savaşıyor. Karşı karşıya olduğumuz asıl düşman İran.”

Geçmişten bugüne bölgede devam eden soğuk savaş, ilerleyen zamanlarda daha da şiddetlenecek gibi gözüküyor.

İSRAİL’İN MOSSAD ÜZERİNDEN İRAN PLANI

İran, İsrail Ulusal İstihbarat Teşkilatı MOSSAD’ın kendi üst yönetimlerine sızma tehlikesinden şüpheleniyor. Ülkede düzenlenen birçok suikast ve saldırının MOSSAD ve İran hükümeti içindeki bazı isimler dahilinde yapıldığı konuşuluyor.

Bu saldırılar içerisinde en çok ses getiren ise 2020 yılının kasım ayında İran’ın nükleer bilim insanı Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesi oldu.

İran Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanlarından Ali Fadavi, Muhsin Fahrizade’nin uzaktan kontrol edilen bir makineli tüfekten açılan ateşle hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Suikastten sonra İran’ın İstihbarat Bakanı Mahmut Alavi, yaptığı açıklamada, suikastın arkasında İran’ın en seçkin askeri gücü olan İslam Devrimi Muhafızları teşkilatı üyesi bir kişinin olduğunu söylemişti.

Bu suikaste giden süreç aslında 2018 yılının Ocak ayında başlamıştı. Kimliği belirsiz yaklaşık 10 kişi, başkent Tahran’a 30 kilometre mesafedeki sanayi bölgesinde bulunan bir depoya girdiler. Yaklaşık 27 kasanın kilitlerini kırarak yarım ton ağırlığında gizli nükleer arşivi aldılar ve kayıplara karıştılar.

Bu çalınan belgeler, yaklaşık üç ay sonra Tel Aviv’de ortaya çıktı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, çalıntı malzemeyi sergileyerek, belgelerin İsrail dış istihbarat örgütü MOSSAD’ın bir operasyonu ile ele geçirildiğini açıkladı.

2018 yılındaki basın toplantısında çalıntı İran arşivlerini sergileyen İsrail Başbakanı Netanyahu, aynı gün Muhsin Fahrizade’nin İran’ın gizli nükleer silah programındaki öneminden de özel olarak bahsetmişti. Netanyahu, “Dr. Muhsin Fahrizade. Bu ismi asla unutmayın” ifadelerini kullanmıştı.

Netanyahu’nun bu açıklamasından tam iki yıl sonra Muhsin Fahrizade, suikaste uğrayarak hayatını kaybetmişti.

İran’ın eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin baş danışmanı ve eski İran İstihbarat Bakanı Ali Yunusi, yakın zamanda verdiği bir röportajda şu uyarıyı yaptı: “MOSSAD’ın ülkenin birçok bölgesinde etkisi o kadar geniş ki, İran liderliğinin her bir üyesi hayatından, güvenliğinden endişe etmelidir.”

İsrail’in, İran’ın nükleer programına ait olduğundan söz ederek bazı basın organlarıyla paylaştığı belgelerde Muhsin Fahrizade, İran’ın nükleer faaliyetlerinin başındaki isim olarak gösteriliyordu.

İRAN’IN NÜKLEER PROGRAMINA SIKI DENETİM

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Yönetim Kurulu üyesi ülkelerle birlikte üç ayda bir paylaştığı İran’ın nükleer faaliyetlerini inceleyen raporunda, ülkede yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum parçacıklarının tespit edildiği bilgisini paylaştı.

İran, uranyumu yüzde 83,7 saflıkta zenginleştirdiğine dair söylenen iddiaların doğru olmadığını ve suçlamalara konu olan miktarın “mikroskopla görülemeyecek parçacıklar” olduğunu savundu.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, başkent Tahran’da geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın toplantısında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

İslami, “Bizim UAEA ile iş birliğimiz devam etmektedir. UAEA birimlerinin raporlarında yer aldığı üzere, İran’ın nükleer faaliyetlerinde bir sapma yok” dedi.

UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin yakında zamanda İran’ı ziyaret edebileceğini söyleyen İslami, “UAEA’nın kendi hedeflerine ulaşmak için İran’a psikolojik baskı uygulaması ve siyasi girişimlerde bulunması sonuçsuz kalmıştır” ifadelerini kullandı.

Tel Aviv, ordunun İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlemeye hazır olması için 1,5 milyar dolar ayırdığını açıkladı.

İsrail’in bu hamlesine karşılık olarak UAEA Başkanı Grossi açıklamalarda bulundu. Grossi, İsrail ve ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alma yönelimindeki bir soruyu “Bence bir nükleer tesise yönelik herhangi bir askeri saldırı hukuka aykırıdır ve hepimizin bağlı olduğu normatif yapıların dışındadır” dedi.

İsrail Başbakanı Netanyahu ise İran’ın nükleer tesislerine yönelik askeri bir saldırının ‘hukuka aykırı’ olduğunu dile getiren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Rafael Mariano Grossi’ye sert bir tepki gösterdi.

Netanyahu, “Hangi hukuka aykırı? Yok olmamızı açıkça isteyen İran’ın, bizi katledecek yıkıcı silahları savunmasına izin mi verilecek? Bizim kendimizi savunmamıza izin var mı? Kendimizi savunduğumuz ve savunacağımız açıktır. Hiçbir şey bizi ülkemizi savunmaktan ve düşmanlarımızın Yahudilerin devletini ortadan kaldırmalarını engellemekten alıkoyamaz” şeklinde konuştu.

TEL AVİV-TAHRAN İLİŞKİLERİNDE “GAZZE” GERİLİMİ

Tahran ve Tel Aviv arasında Gazze’ye düzenlenen saldırılar üzerinden yaşanan gerilim büyümeye devam ediyor. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, geçtiğimiz günlerde İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılara ilişkin bir yazılı açıklama yayınladı.

Kenani, uluslararası kuruluşların ve Batılı ülkelerin İsrail tarafından düzenlenen saldırılara sessiz kalmasını şiddetle kınadığını açıkladı.

Başbakan Netanyahu ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile Gazze’ye gözdağı vermişti. İsrail’in her türlü senaryoya hazır olduğunu söyleyen Netanyahu, “Belki Gazze’de başını kaldırabileceğini düşünen birileri vardır. Yanıtın ölümcül ve acı verici olacağını göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim” şeklinde konuşmuştu.

İleriki dönemde Tahran-Tel Aviv arasında Gazze üzerinden yaşanan gerilimlerin artacağı öngörülüyor.

AZERBAYCAN-İSRAİL İLİŞKİLERİNİN GÜÇLENMESİ VE İRAN’IN TUTUMU

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Karabağ Savaşı’nda, İsrail’in tutumu sonrası iki devlet arasındaki ilişkiler güçlenme yolunda ilerleyecek gibi görünüyor. İran ise bu iki devletin yakınlaşmasından pek de memnun görünmüyor.

Tahran hükümeti, uzun bir süredir İsrail’in ülkelerini kuşatma ve terör saldırıları için Azerbaycan’ı üs olarak kullandığını dile getiriyor, Bakü ise bu tutumu şiddetle yalanlıyordu.

İran özellikle Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin askeri boyut kazanarak güçlenmesini, ulusal güvenliğine doğrudan bir tehdit olarak görüyor.

Gazeteci Fehim Taştekin, Tahran-Bakü-Kudüs diyalogları ile ilgili yazısında konuya ilişkin olarak şunları söyledi:

“İsrail, İran’la doğrudan hesaplaşacağı ana hazırlanıyor. Abraham Anlaşmaları ile Körfez’de ayağına yer açması da bu hedeften bağımsız ele alınamaz. Aynı şey Azerbaycan-İsrail ilişkileri için de geçerli. İsrail artık Tahran’ın vekâlet savaşına, korsan saldırılarla yanıt veriyor.”

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close