Analiz: İran'ın Çin ile işbirliği ve ABD'nin Orta Doğu’da nüfuz mücadelesi - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: İran’ın Çin ile işbirliği ve ABD’nin Orta Doğu’da nüfuz mücadelesi

Abone Ol 

İran, Orta Doğu’da ilişkilerinin bozuk olduğu Körfez ülkeleriyle normalleşme adımları atıyor. Çin’in desteğiyle gerçekleşen bu adımlar, bölgedeki dengeleri değiştirdi. Pekin’in bölgede aralarında ciddi sorunlar olan ülkeleri barıştırması, Orta Doğu’da ABD’ye nüfuz kaybettiriyor.

İran, 2023’ün başından beri Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ikili ilişkilerini normalleştirme yoluna gitti.

Çin’in bu gelişmelerde takındığı ara bulucu rolüyle öne çıkması, Washington’da endişe, şaşkınlık ve korkuyu da içeren bir dizi duygunun aynı anda yaşanmasına neden oldu.

2016’da Nimr el-Nimr’in idam edilmesinden sonra Tahran’daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği ateşe verilmişti. Bunun üzerine Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE; İran ile ilişkilerini kesmişlerdi.

Parsi ve Aljabri, Foreign Affairs’e yazdıkları yazıda, Pekin’in enerji sağlayıcılarıyla iyi ilişkiler kurarak enerji ihtiyacını güvence altına aldığını ve başarılı bir ara bulucu olduğunu kanıtlayarak küresel ölçekte saygınlık kazandığını belirtti.

ABD Başkanı Joe Biden, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’da aktif bir partner olmaya devam edeceğini açıkça söylememe izin verin. Geri çekilip Çin, Rusya veya İran tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Washington’un eylemleri, bu açıklamaları tam anlamıyla takip edemedi.

ABD’nin Trump döneminde bölgeye verdiği önemi azaltması ve Biden döneminde bölgede eskisi kadar aktif rol almaması, Çin’in dolduracağı bir boşluğun oluşmasına zemin hazırladı.

Kuşak-Yol projesi kapsamında Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirme yolunda olan Pekin, Suudi Arabistan ve İran’ın da ŞİÖ’ye katılması yoluyla bölgedeki ilişkilerine yeni bir boyut ekliyor.

İRAN, KÖRFEZ İLE NORMALLEŞİYOR

Suudi Arabistan ile İran, 10 Mart’ta Çin’in ara buluculuğunda Pekin’de bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmenin meyvesi, Riyad ile Tahran arasında imzalanan normalleşme anlaşması oldu.

Şarkul Avsat gazetesine konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, “Siyasi ilişkilerin yeniden başlamasına vesile olacak bu anlaşmaya varmamız, iki ülke arasındaki tüm önemli ihtilafların çözüme kavuşturulduğu anlamına gelmiyor” dedi.

Diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi için mayıs ayına kadar süre veren Riyad, Tahran ile ortak ticaret odası açma adımı attı.

Xinhua Haber Ajansı, 4 Nisan’da İran Ticaret, Sanayi, Maden ve Tarım Odası Yönetim Kurulu Üyesi Keyvan Kashefi’nin konuya ilişkin yaptığı açıklamayı aktardı.

Kashefi, iki ülkedeki büyükelçiliklerin yeniden açılması ve büyükelçilerin görevlerine iade edilmesinin hemen ardından, Suudi Arabistan ile ticari heyet değişimine başlanmasının planlandığını söyledi.

Tahran-Riyad hattındaki normalleşmenin İran özel sektörü tarafından çok olumlu karşılandığını belirten Kashefi, ilişkilerin yeniden tesisinin İran ekonomisi üzerinde de olumlu etkilerde bulunduğuna değindi.

Kuveyt tarafından ise şubat ayında haber gelmişti. Tesnim Haber Ajansı, İranlı Büyükelçi Muhammed İrani’nin Kuveyt ile ilişkilerin normalleşme aşamasında olduğuna dair yaptığı açıklamayı aktarmıştı.

İran İslam Devrimi’nin zaferinin 44. yıl dönümü törenlerinde konuşan İrani, “İran’ın Kuveyt ile ilişkileri, koronavirüs salgınının ardından yavaş yavaş normale dönüyor” demişti.

Büyükelçi, yaptığı açıklamada, “İki ülke liderleri, ilişkilerin güçlendirilmesine vurgu yapıyor. Bugün konsolosluk, hukuk, sahil güvenlik ve narkotikle mücadele alanlarında ortak komite toplantılarının yapıldığına tanık oluyoruz ve iyi bir ilerleme kaydettik” ifadelerini kullanmıştı.

Kuveyt ile deniz sınırlarındaki belirsizliğin giderilmesine ilişkin de bir adım atıldı. TRT’nin KUNA’dan aktardığına göre, iki ülkenin hukuk komisyonları deniz sınırlarının belirlenmesi için mart ayında bir araya geldi.

Görüşmeler, Kuveyt tarafından Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Mansur el-Uteybi ile İran tarafından Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Rıza Necefi liderliğinde gerçekleşti.

Sorunun uluslararası hukuk normlarına uygun çözüleceği belirtilen görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusu da ele alındı.

Birleşik Arap Emirlikleri ile de aralarında geçtiğimiz yıldan beri normalleşme çabaları görülen Tahran, mart ayında Abu Dabi’ye büyükelçi atayacağını duyurmuştu.

Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bagheri Kani, “Elbette İran ve BAE ilişkilerini koparmamıştı ama iki ülke diplomatik bağlarının seviyesini düşürmüştü. BAE, birkaç ay önce Tahran’a büyükelçisini geri gönderdi. İran, BAE’ye yeni büyükelçisini atadı, itimatnamelerinin idari prosedürü neredeyse tamamlandı ve yakın gelecekte Abu Dabi’ye seyahat edecek” dedi.

8 yılın ardından BAE’ye büyükelçi atayan İran, ISNA’nın aktardığına göre, bu görev için Reza Ameri’yi seçti. Ameri, daha önce Cezayir, Sudan ve Eritre’de görev yapmıştı.

Bu açıklamayı takiben, İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, BAE’de üst düzey temaslar gerçekleştirdi.

BAE’ye Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayid El Nahyan’ın daveti üzerine giden Şemhani, İran’ın politikasının Körfez ülkeleriyle iyi komşuluk ilişkileri kurularak bölgenin güçlendirilmesine odaklandığını belirtti.

El Nahyan da Abu Dabi’nin Tahran ile ilişkilerine önem verdiğini ve ilişkilerin geliştirilmesinin BAE için öncelikli konumda olduğunu kaydetti.

Şemhani, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid El Nahyan ile de görüştü. Devlet Başkanı; Abu Dabi’nin, İran ile ilişkilerin en üst düzeye çıkarılması için aradaki yanlış anlaşılmaları gidermeye hazır olduğunu aktardı.

Bahreyn ile de 7 yıl sonra normalleşme adımları geldi. Manama, İran’a bir siyasi heyet gönderdi.

Tesnim Haber Ajansı 19 Mart’ta yayımladığı bir haberde, iki ülkenin diplomatik ilişkileri yeniden tesis edeceğini aktarmıştı.

ABD ve İSRAİL’İN RAHATSIZLIĞI ARTIYOR

İran ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan normalleşme süreci; ABD ile İsrail tarafından yakından takip ediliyor. Geçtiğimiz yıllarda ABD’nin ara buluculuğunda İsrail ile Arap ülkeleri arasında normalleşme süreci başlamıştı. BAE, Bahyren, Sudan ve Fas gibi ülkeler; İsrail ile normalleşme yoluna giderek ekonomik alanda iş birliğini güçlendirmişti.

ABD’nin bu hamle ile İran’ı Körfez üzerinden çevrelemek istediği, Filistin’de yaşanan olayları uluslararası kamuoyunda unutturmaya çalıştığı, Çin ve Rusya’ya karşı Orta Doğu’da yeni etki alanları kazanmayı amaçladığı dile getiriliyordu.

İsrail ise bölgedeki Arap ülkeleri ile normalleşerek; İran karşısındaki pozisyonunu güçlendirmeyi, Filistin meselesini dünya kamuoyunda unutturmayı ve Doğu Akdeniz, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nde ekonomik faaliyetlerini artırmayı amaçlıyordu.

Çin’in ara buluculuğunda başlayan İran ile Körfez ülkelerinin normalleşme süreci; ABD ve İsrail tarafından endişeyle karşılanıyor. Çin’in Orta Doğu’da attığı adımlar, ABD’nin bölgedeki siyasi ve askeri nüfuzunun azaldığını gözler önüne seriyor. Önümüzdeki dönemde Pekin’in Orta Doğu’daki girişimlerini daha da artırması bekleniyor.

İran ile Körfez arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması; her iki taraf için de Basra Körfezi ve Umman Denizi’nde yeni ticaret alanları yaratabilir.

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close