Analiz: Asya-Pasifik’te hem nükleer hem de konvansiyonel silahlanma yarışı
Asya – Pasifik’te hem nükleer hem de konvansiyonel silahlanma yarışı artarken, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian’ın açıklamaları gündeme damga vurdu.
ABD Birleşik Devletleri’nin Fransa ile olan anlaşmaya rağmen Avusturalya ile imzaladığı AUKUS’un hemen ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Asya-Pasifik’te silahlanma yarışını artırdı.
Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri, Rusya’nın Japonya yakınlarında gerçekleştirdiği tatbikatlar, Çin’in Tayvan çevresindeki askeri operasyonları ve Hindistan-Pakistan arasında yaşanan nükleer krizi Asya ülkelerinin tamamında tedirginlik yaratmaya devam ediyor.
ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın Çin karşıtı Dörtlü Güvenlik Diyalogu (QUAD) ittifakının yanı sıra Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan AUKUS anlaşması, Pekin yönetiminin ‘tehdit’ oluşturduğu tezi üzerine kuruldu.
AUKUS Plus ile Avrupa ülkelerinin dahil edilmesi gündeme gelen anlaşma Çin tarafından tepki ile karşılaşırken yeni üsler, uzun menzilli silahlar ve özellikle nükleer denizaltıları içeren anlaşma, NATO’nun Asya-Pasifik’e uzanması olarak da yorumlanıyor.
Çin Silah Kontrolü ve Silahsızlanma Derneği (CACDA) ve Çin Nükleer Sanayi Stratejisi Enstitüsü’nün (CINIS) 22 Temmuz’da yayınladığı “Nükleer Yayılma Riski” başlıklı raporunda da AUKUS kapsamında özellikle denizaltıların geliştirilmesine değinildi.
Nükleer silahları ile sık sık gündeme gelen Çin’in nükleer raporlarına ise ABD’den itiraz gecikmedi. ABD merkezli Carnegie Uluslararası Barış Vakfı, Lowy Enstitüsü gibi düşünce kurulukları argümanları reddederken, AUKUS kapsamında, ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya tonlarca nükleer malzeme transferini içeren sekiz nükleer enerjili denizaltı sağlaması bekleniyor.
AUKUS, ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer silahlı olabilen Tomahawk seyir füzeleri de dahil olmak üzere uzun menzilli hassas saldırı yetenekleri sağlamasına imkan tanıyor.
Hâlihazırda ABD Hint-Pasifik Komutanlığı (USINDOPACOM) bölgede kalıcı olarak konuşlandırılmış beş uçak gemisi, bin 100 uçak, 200 donanma gemisi ve 375 bin askeri personele sahip.
Özellikle Avusturalya’nın bu silahlanma yarışında kilit rol oynayacağına dikkat çeken uzmanlar, Quad ve AUKUS içerisinde yer alan ülkenin ekonomik zorluklar, küresel petrol fiyatları ve enflasyon endişelerine rağmen ittifakta olduğu devletlerin yanında durmak zorunluluğuna vurgu yapıyor.
Asya’da hem Quad hem de AUKUS ülkelerin ana gündeminde önemli rol oynarken Çin, Japonya’nın silahlanmasına ve askeri ilişkilerini gündemine aldı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian gündeme ilişkin değerlendirmesinde, Japonya’nın silahlanmasının ve askeri ilişkilerinin, Asya-Pasifik için “her zamankinden daha büyük bir tehdit” oluşturduğunu belirtti.
Zhao konuşmasında, “Japonya, anayasasının ifadesiyle ciddi şekilde çelişen adımlar atıyor. Japonya, Asya-Pasifik Bölgesi’nde barış, güvenlik ve istikrar için büyük bir tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullanarak, “Japonya’nın askeri bütçe harcamalarını aşırı derecede arttırdığı, füze savunma sistemini ve diğer stratejik silahları aktif olarak geliştirdiğini ve ABD ile askeri iş birliğini sürekli olarak genişlettiğini” söyledi.
Japonya’nın tarihinden ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Zhao ayrıca, “Güvenlik kaygıları kapsamında komşu ülkelere saygı göstermesi gerektiğini” söyleyerek, “Japonya, tarihinden özenle ders çıkarmalı ve barışçıl kalkınma yolunu izlemelidir” dedi.
Kaynak: IntellStrategy
