Analiz: 3 soruda Suudi Arabistan-İran mutabakatı ve olası etkileri - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Analiz: 3 soruda Suudi Arabistan-İran mutabakatı ve olası etkileri

Abone Ol 

İran ve Suudi Arabistan, 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkileri yeniden başlatma kararı aldı.

Gelişme, Çin’in ev sahipliğiyle bir araya gelen İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani ve Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid bin Muhammad Aiban tarafından dün yapılan ortak açıklamada duyuruldu.

Pazartesi günü Çin’in başkenti Pekin’de başlayan müzakereler sonucunda varılan mutabakat kapsamında İran ve Suudi Arabistan, karşılıklı olarak büyükelçiliklerini de tekrar açacak.

Peki iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini öngören anlaşma neden önemli?

1- Bölgesel güvenliği nasıl etkileyecek?

İki ülke arasındaki tansiyon, Suudi Arabistan yönetiminin aralarında Şii din adamı Nimr el-Nimr’in de yer aldığı 47 kişiyi terör suçlamasıyla 2016’da idam etmesiyle iyice yükseldi.

İran’da idam kararına tepki olarak düzenlenen protestolarda Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed şehrindeki konsolosluk binaları eylemciler tarafından ateşe verildi.

Yemen’de 2015’te başlayan iç savaş nedeniyle halihazırda gergin olan ilişkiler, bu olayın ardından koptu.

ABD merkezli Ulusal Kamu Radyosu’nun (NPR) internet sitesindeki analizde ilişkilerin normalleşmesinin, Yemen’de İran destekli Husiler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun desteklediği hükümet güçleri arasında 8 yıldır süren çatışmaların durulmasını sağlayabileceği belirtildi.

Diplomatik adımların ardından İran’ın Husilere silah sevkiyatını azaltabileceğine de dikkat çekildi.

İki ülkenin tekrar diyaloğu başlatma kararının, Suriye’deki iç savaşa da olumlu yansıyabileceğine işaret edildi.

Savaşta İran ve Rusya, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a destek verirken, Suudi Arabistan ise isyancıların tarafında.

Ayrıca iki ülke arasındaki yakınlaşmanın, Ortadoğu’daki Şii-Sunni çatışmalarının hafiflemesini de sağlayabileceği ifade edildi. İki ülkenin de 1979’daki İran İslam Devrimi’nden beri Müslümanların liderliği için rekabet içinde olduğuna dikkat çekildi.

Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Telegraph ise 2019’da Suudi Arabistan’daki petrol rafinerilerine düzenlenen saldırıların ardından mezhepler arasındaki gerginliğin iyice yükseldiğini hatırlattı.

ABD ve Suudi Arabistan, füze ve drone saldırılarından İran’ı sorumlu tutmuş, Tahran yönetimiyse iddiaları reddetmişti.

2 – ABD ve Çin açısından önemi nedir?

Telegraph, ABD’nin petrol ithalatının yüzde 10’unu Suudi Arabistan’dan yaptığına, Çin’in de enerji ihtiyaçlarının çoğunu İran ve Körfez ülkelerinden karşıladığına dikkat çekti. NPR’nin haberinde Suudi Arabistan’ın da savunma ve silah sanayisinde ABD’ye bağlı olduğu ifade edildi.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Pekin yönetiminin böyle bir gelişmeye ev sahipliği yaparak Washington’ın bölgedeki gücüne darbe vurduğunu yazdı.

Haberde, anlaşma hakkında şu değerlendirmeye yer verildi:

Bu sürpriz gelişme Washington için, ABD’nin Ortadoğu’daki tarihi rolüne ve askeri etkisine rağmen, Çin’in burada yükselen bir ekonomik ve diplomatik güç olduğuna dair bir uyarı niteliğinde.

Öte yandan haberde Tahran – Riyad mutabakatının ABD açısından olumlu etkileri olabileceği de belirtildi. Ortadoğu’nun daha istikrarlı hale gelmesiyle, Washington’ın buradaki kaynaklarını Pasifik’te nüfuzunu artırmaya çalışan Çin’e karşı yoğunlaştırabileceği ifade edildi.

3 – Nasıl tepkiler geldi?

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Bölgede tansiyonun düşürülmesine yönelik her türlü çabayı destekliyoruz” dedi.

Öte yandan Kirby, “Bu Çin’le ilgili değil” diyerek, anlaşmanın başarılı olmasında ABD’nin bölgedeki caydırıcılık ve diplomatik faaliyetlerinin de katkısı olduğunu savundu.

İran ve Suudi Arabistan arasındaki görüşmeleri koordine eden Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi ise şunları söyledi:

Bu diyalog adına bir zaferdir, barış için bir zaferdir ve dünyada bu kadar çalkantılı bir dönemde gelen büyük bir müjdedir.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da mutabakatın memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

Birleşmiş Milletler’in açıklamasındaysa “İran ve Suudi Arabistan arasında iyi komşuluk ilişkileri, Körfez bölgesinin istikrarı için vazgeçilmez” dendi.

Yemen’de Husilerin müzakere heyeti başkanı ve sözcüsü Muhammed Abdusselam, anlaşmadan memnun olduklarını söyledi.

Lübnan’daki önemli güçlerden Hizbullah da anlaşmayı “olumlu gelişme” diye niteledi.

Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş, anlaşmadan memnun olduklarını belirterek, Pekin yönetimine çabaları için teşekkür etti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı da Tahran ve Riyad arasındaki adımın bölgedeki gerginliğin hafifletilmesini sağlayacağını belirtti.

Irak Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, iki ülke arasındaki mutabakatın diplomatik ilişkilerde yeni bir sayfa açtığı ifade edildi.

Umman Dışişleri Bakanlığı da İran, Suudi Arabistan ve Çin’in yaptığı ortak üçlü açıklamayı memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Çin, İran ve Suudi Arabistan’ın cuma günü yayımladığı ortak açıklamada, 2021-2022’de Tahran ve Riyad arasındaki müzakerelere ev sahipliği yapan Irak ve Umman’a da çabalarından ötürü teşekkür edildi.

Ayrıca Katar, Ürdün, Bahreyn, Filistin, Cezayir ve Pakistan’ın yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı ve Körfez İşbirliği Konseyi de Tahran – Riyad mutabakatından memnun olduklarını bildirdi.

Kaynak: NPR, Reuters, Wall Street Journal, Telegraph

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close