Analiz: 3 soruda Hamas'ın 7 Ekim saldırıları - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: 3 soruda Hamas’ın 7 Ekim saldırıları

Abone Ol 

İsrail’in Hamas saldırısına hedef gözetmeksizin mukabelede bulunması halinde Filistinli ve Lübnan’daki Şii milis grupların koordineli bir strateji izleyebileceği de bekleniyor.

1 • Hamas’ın İsrail’in güneyine saldırısı ile ilgili mevcut durum ne?

İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023 sabahı saat 06.30 itibarıyla İsrail’in güneyindeki yerleşim yerlerine geniş çaplı saldırı başlattı. İzzeddin el-Kassam Tugayları isimli silahlı grubun komutanı Muhammed ed-Dayf, saldırının nedenini Mescid-i Aksa’ya radikal İsraillilerin girmesi şeklinde açıkladı, icra edilen “operasyonun” isminin “Aksa Tufanı” olduğunu ifade etti.

Saldırı 20 dakika içinde 5 bin civarında roketle İsrail’in güneyindeki şehirlerine atış yapılmasıyla başladı. Aynı anda bir kısım Hamas üyesi İsrail’e karadan ve planöre benzeyen basit düzeneklerle havadan sızdı. Hamas üyeleri, İsrail güvenlik güçlerine saldırılar düzenledi ve şehir meydanlarını kontrol altına almaya çalıştı. İsrail polis ve askerlerinin ele geçirilerek Gazze’ye nakledildiği, böylece muhtemel İsrail hava saldırılarına karşı “kalkan” olarak kullanma niyetinde oldukları anlaşıldı. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye bir video görüntüsü yayınlayarak saldırının devam edeceğine dair mesaj verdi.

İslami Cihad Hareketi, yayımladığı bildiride Hamas ile birlikte hareket edileceğini açıkladı. Hamas’ın kendilerine katılma çağrısı yaptığı diğer Filistinli ve Lübnanlı silahlı gruplar saldırının ilk saatlerinde çağrıya cevap vermedi. Filistinli grupların bölünmüş yapısı nedeniyle bir değerlendirme sürecine tabii olan bu durum zamanında sıklet merkezi oluşturma hususunda zafiyet yarattı.

Ancak Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Ramallah’ta “Filistinlilerin kendini savunma ve işgale son verme haklarının olduğunu” açıklaması olayların yayılabileceğini gösteriyor. Öte yandan, İsrail’in Hamas saldırısına hedef gözetmeksizin mukabelede bulunması halinde Filistinli ve Lübnan’daki Şii milis grupların koordineli bir strateji izleyebileceği de bekleniyor.

2 • İsrail nasıl karşılık verdi?

6 ve 7 Ekim akşamları arasında kalan 24 saat boyunca icra edilen Şabat dini günü nedeniyle İsraillilerin evlerinde olduğu bir sürece denk gelen saldırının zamanlaması anlamlıdır. Şabat gününde İsrail’de çalışmaya ara verildiği biliniyor. “Yer ve göklerin altı günde yaratıldığı, yedinci günde dinlenilmesi gerektiği, aksi bir davranışın en kötü ölümü gerektirdiği inancı” nedeniyle İsrailli Yahudiler Şabat günü ibadet ediyorlar ancak çalışmıyorlar.

Ayrıca bu olay, Mısır’ın 6 Ekim 1973 tarihinde başlattığı Yom Kibur saldırısının yıl dönümünden hemen sonra başladı. Bu nedenle İsraillilere Yom Kibur günü yapılan “baskın” tarzındaki saldırıyı hatırlatan bu olay İsrail açısından ani reaksiyon gerektiren bir anlama sahiptir.

İsrail, saldırının hemen sonrasında yapılan açıklamayla sivillere evlerinde kalması çağrısı yaptı. Bölgedeki havaalanlarında bulunan kritik malzemeler ülkenin orta ve kuzey kesimlerine nakledildi ve bölgeye güvenlik kuvvetleri sevk edildi. Ayrıca, Hava Kuvvetleri ve Kara Havacılık Birlikleri anlık bir emirle hareketlendirilerek Gazze’de tespit edilmiş hedefleri etki altına aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yayınladığı video mesajında, İsrail’in savaş halinde olduğunu açıkladı ve sert bir cevap verileceğini ifade etti. Bu çerçevede seferber edilen İsrail ordusu ve yedek kuvvetlerinin geniş çaplı bir cezalandırma saldırısı yapabileceği öngörülüyor. Hamas’ın saldırısında Mescid-i Aksa’yı sebep göstermesinden ötürü İsrail’in sert müdahalesi yanında, mevcut İsrail hükümetinin muhafazakar yapısı nedeniyle kutsal yerlere yönelik eylemlerin muhtemel olduğu da görülüyor.

3 • Hamas’ın saldırısı sonrasında diğer devletlerin tavrı ne oldu?

Hamas’a silah ve mühimmat temin ettiği bilinen İran saldırının ilk saatlerinde sessiz kaldı. Böyle bir saldırının İran’ın bilgisi ve teşviki dışında olamayacağı gerçekçi bir tahmindir. İran’ın Hamas’ın elde ettiği başarı ve İsrail’in tepkisine bakarak; Lübnan ve Suriye’deki müzahir silahlı milisleri hareketlendirebileceği değerlendirilebilir. Suriye’de Rusya’nın boşluğunu doldurma gayreti içinde olan İran’ın, mevcut kazanımlarını güçlendirmek adına daha aktif bir strateji izleyebileceği değerlendirilebilir.

Batılı ülkeler ise “İsrail’in kendini savunma hakkı” olduğuna vurgu yaparak İsrail’e destek açıklamaları yayınladı. Öte yandan Mısır itidal çağrısı yaptı, gerilimin artmasının ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulundu. Çatışmanın ilk saatlerinde diğer ülkelerin “durumu anlama” aşamasında olduğu ve tepkilerini ifade ederken geleneksel ve temel dış politika prensiplerinin dışına çıkmadan açıklamalar yayınladığı görünüyor.

Kaynak: AA / Doç. Dr. Murat Aslan

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close