Almanya’da yapılan son anket, savunma bütçesinin tarihi düzeyde artırılmasına rağmen kamuoyunun büyük bölümünün bizzat silah altına girmeye sıcak bakmadığını ortaya koydu.
Forsa araştırma şirketinin 3 Ağustos’ta yayımladığı ankete göre, Almanların %67’si savunma harcamalarının 2032’ye kadar iki katına çıkarılmasını desteklerken, %59’u olası bir savaş durumunda ülke savunması için silah altına girmeyi reddediyor. Reddedici tutum özellikle kadınlarda (%72) ve 60 yaş üstü grupta (%68) belirginleşiyor. Katılımcıların %88’i ise sivil savunma görevlerinde – tahliye, altyapı bakımı ve acil yardım – yer alabileceğini belirtiyor.
Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ABD’nin gelecekteki güvenlik politikalarındaki belirsizlikler nedeniyle savunma politikasında köklü bir değişime gitmişti. Bundestag, 2026 için 82,7 milyar avroluk savunma bütçesi kabul ederken, 2022’de kurulan özel fondan da 25,5 milyar avro ek kaynak ayrıldı. Böylece Almanya, on yıl öncesine kıyasla (2014’te 32,4 milyar avro) savunma harcamalarını katladı. Hedef, önce GSYH’nin %2’sine ulaşmak, ardından 2032’ye kadar bu oranı %5’e çıkarmak.
Savunma Bakanı Boris Pistorius, bu dönüşüm kapsamında 2028’den itibaren “hibrit” bir askerlik sistemini devreye almayı planlıyor. 18-25 yaş arasındaki gençlere gönderilecek meslek yönelim anketi erkekler için zorunlu, kadınlar için gönüllü olacak. Hedeflenen yıllık 40 bin asker sayısına ulaşılamazsa, 2011’de askıya alınan zorunlu askerlik yeniden gündeme gelebilecek.
Buna karşın, Bundeswehr’in teknik kapasitesi hâlen zayıf. Donanmadaki gemilerin üçte birinden azı, kara kuvvetlerinde Puma zırhlı araçlarının yalnızca 40’ı tam muharebe kriterlerini karşılıyor. Hava kuvvetlerinde ise 30 adet A400M’den sadece 10’u sürekli uçuşa hazır durumda. Litvanya’da konuşlu Alman askerler, Baltık kışına uygun teçhizat eksikliğini sıkça dile getiriyor.
Uzmanlara göre, Berlin’in “savaşa hazır” bir orduya sahip olabilmesi, yalnızca bütçe artışına değil, yeni bir askeri kültürün inşasına bağlı. Almanya’nın 1955’te kurulan Bundeswehr’i, uzun yıllar boyunca sadece savunma amaçlı, parlamentonun sıkı denetimine tabi ve NATO’ya entegre bir yapı olarak varlık gösterdi. Bu durum, toplumsal ve siyasi düzeyde hâlâ geniş bir “otolimitiasyon kültürü” yaratıyor.
Pistorius’un ifadesiyle, Almanya’nın asıl ihtiyacı, “vatandaşın gönüllü katılımını sağlayacak, sorumluluk sahibi savaşçıyı öne çıkaracak bir yeni anlatı.” Ancak mevcut tablo, Alman toplumunun askeri bütçe artışına destek verse de silah altına girme konusunda isteksiz olduğunu gösteriyor.
Kaynak: M5 / RND