ABD Medyası: "Türkiye ve Erdoğan'ı Durdurmak ABD ve AB İçin Öncelik Listesinde Üst Sırada Yer Almalıdır" (Çeviri/Analiz) - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

ABD Medyası: “Türkiye ve Erdoğan’ı Durdurmak ABD ve AB İçin Öncelik Listesinde Üst Sırada Yer Almalıdır” (Çeviri/Analiz)

Abone Ol 

Batı medyası Türkiye’nin bağımsız adımları üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef göstermeye devam ediyor. Politico’da yayımlanan analizde Cumhurbaşkanı Erdoğan için; “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı için başa çıkılması gereken bir sorun haline geliyor” ifadelerine yer verildi.

Poltico’da yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Türkiye’nin attığı adımların Batı’nın çıkarları ve politikaları ile açıkça çeliştiği yazılan analizde, Batı’nın tamamı ile bir araya gelerek Erdoğan’ı ve Türkiye’yi durdurması gerektiği belirtiliyor.

Analizde Türkiye’yi durdurmak için; “Türkiye ile askeri istihbarat paylaşımının zayıflatılması, Türk muhalefet liderleriyle bağlar kurulması, seyahat tavsiyeleri ile Türkiye’ye yapılacak turizmin caydırılması ve Ankara’nın Batı finans piyasalarına erişiminin engellenmesi” gibi adımların atılması gerektiğine yer veriliyor.

İşte Analizin ilgili kısımlarının çevirisin tamamı;

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkasya’daki tehlikeli maceracılığını dizginlemek için ortak bir yaklaşım ortaya konmalıdır. Ve ABD’deki Biden yönetimi ile  Avrupa Birliği işbirliği yaparak bu yaklaşımı öncelik listesinde üst sıralara almalıdır.

Erdoğan: 

 – Libya’nın iç savaşına, güç dengesini Trablus hükümeti lehine çevirmek için silah tedarikleri, insansız hava araçları ve askeri güçlerle müdahalede bulundu. 

 – Libya’ya silah ambargosu uygulamak için AB misyonunda görev yapan BM yetkisindeki Fransız ve Alman gemilerinin Akdeniz’deki Türk kargo gemilerini teftiş etmesini engelledi. 

 – Dağlık Karabağ çevresindeki toprakları Ermenistan’dan geri almak için Azerbaycan’a yardım ve yataklık etti. 

– Kuzey Suriye’de Batı destekli Kürt savaşçıları ile çatıştı.

 – Yüzlerce mülteciyi Yunanistan sınırına götürdü ve AB ile Atina’ya baskı yaptı.

 – Yunanistan ve Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgelerinin bir parçası olarak uluslararası alanda tanınan sularda gaz arama için savaş gemilerinin eşlik ettiği araştırmalar yaptı.

 – ABD ve NATO uyarılarına meydan okuyarak, sınıfının en iyisi olan bir Rus hava savunma füzesi sistemini ülkesinde konuşlandırdı ve test etti. 

 – Batı’nın müttefiki olan Suriye’deki Kürt savaşçıları “terör örgütü” ilan etmeye zorlamak amacıyla Polonya ve Baltık devletleri için NATO savunma planlarını engelledi.

 – Müslüman dünyasını, Paris’in birçok Müslüman tarafından küfür olarak görülen Hz.Muhammed’in karikatürlerini yayınlaması nedeniyle Fransız mallarını boykot etmeye çağırdı. 

-Ekonomik ve parasal bir çöküşün eşiğinde olan ve Avrupa’yı sığınmacılarla doldurmakla tehdit etdi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın S-400 füze alımına ilişkin kongre yaptırımlarını bloke etti, Trump, Erdoğan’ın Suriye’de çok ileri gitmesi durumunda Türkiye ekonomisini “yok etmek ve tamamen yok etmek” ile tehdit etti. Fakat Erdoğan Suriye’nin bazı bölümlerinde Kürt güçlerini alt etmek için sınır ötesi tatbikatlar yaptı.

Erdoğan’ın yabancı maceracılığı ve kendisini Müslüman dünyasının lideri olarak gösterme girişimleri, kısmen Türkiye ekonomisinin koronavirüs salgınıyla şiddetlenen keskin düşüşünden de çok fazla etkilenmedi.

Adil olmak gerekirse, Türkiye’nin Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Mısır ve Filistin Yönetimi’nin bir ittifakı tarafından Doğu Akdeniz enerji gelişiminin dışında bırakılması konusunda  meşru şikayetleri var.  Yunanistan’ın Türkiye kıyılarına yakın küçük adaların etrafındaki geniş sular üzerinde münhasır haklar talep etmesi çok adil görünmüyor.

Diğer taraftan Kıbrıslı Türkler, Ankara’nın da desteğiyle, bölünmüş adayı yeniden birleştirmek için BM arabuluculuğundaki barış planlarını iki kez kabul ettiler, fakat Kıbrıslı Rumlar reddetti. Ayrıca Türkiye, 3,6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapma sıkıntısını çekti ve çekmeye devam ediyor.

Motivasyonu ne olursa olsun, “Türk diktatörünün” kabuğuna geri çekilmesini sağlamak, ABD Başkanı seçilen Joe Biden Beyaz Saray’a girdikten sonra yeniden canlanan transatlantik ittifak için ilk zorluklardan biri olacak.  

Amerika, NATO ve AB’nin müttefik olarak Türkiye’ye ihtiyacı var. Avrupa ve Orta Doğu’nun mafsalındaki merkezi konumu ve Rusya ile stratejik rekabetin arttığı bir alan olan Karadeniz’e sınırı, Türk silahlı kuvvetlerinin gücü ile Türkiye vazgeçilmez bir ortak. Örneğin Washington; Türkiye’nin güneyindeki İncirlik hava üssünü kullanması reddedilirse, Orta Doğu’daki hayati bir hazırlık noktasını ve küresel askeri ayak izinin önemli bir bileşenini kaybedecektir.  

Bu yüzden Biden ve Avrupalıların, Erdoğan’ın gidişatını değiştirmeye çalışmak için Ankara’ya ortaklaşa kırmızı çizgiler iletmeleri ve hem ödüller hem de olası cezalar üzerinde anlaşmaları gerekiyor. 

Ödüller; Türkiye’nin Doğu Akdeniz enerji topluluğuna ve muhtemel boru hattı ağlarına entegrasyonunu desteklemeyi, deniz ve hava sahası sınırlandırması müzakerelerini kolaylaştırmayı, göç anlaşmasını yenilemeyi ve AB ile modernize ve genişletilmiş bir gümrük birliği müzakerelerini  sunmayı içerebilir.

Cezalar; askeri ve istihbarat işbirliğini azaltmayı, Türkiye çevresinde daha açık bir şekilde NATO’nun çalışmasını, bazı ABD stratejik varlıklarını İncirlik’ten Yunanistan’a taşımasını, Türk muhalefet liderleriyle bağlar kurmayı, seyahat tavsiyeleri ile Türkiye’ye yapılacak turizmi caydırmayı ve Ankara’nın Batı finans piyasalarına erişimi engellemeyi içerebilir. 

Bu adımların hiçbiri risksiz değil. Ancak Biden’in açık desteğiyle ortak bir Avrupa-Atlantik duruşu bu önlemlerden bazılarının aktif edilmesiyle Erdoğan’a net bir seçim yapmaya zorlayabilir. “Ya kaslarınızı esnetmeyi bırakın ya da birleşik bir Batı’nın giderek artan baskısıyla yüzleşin…”

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz (Adem KILIÇ)

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close