Seçilmiş Amerikan Başkanı Donald Trump tarafından Dışişleri Bakanı olarak atanan Florida eyaleti senatörü Marco Rubio, senatodaki atanma sürecinde senatörlerin sorularını cevaplarken yeni dönemde de Amerika’nın PKKYPG unsurlarının yanında yer alacağını teyit etti…
Rubio’nun bu konudaki açıklaması, Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinin Demokrat Parti kanadını temsil eden Maryland senatöro Chris van Hollen’dan geldi. Chris van Hollen, son olarak, 18 Aralık 2024’te, yine Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinin Cumhuriyetçi Parti kanadı lideri Lindsay Graham ile Kongre’ye Türkiye karşıtı bir karar tasarısı vermesiyle öne çıktı: Van Hollen-Graham ikilisi, Suriye’nin kuzeydoğusunda Suriye Milli Ordusu ile Amerikan desteğindeki PKKYPG unsurlarının çatışmalarında ateşkese uymaması halinde Türkiye’ye ağır ekonomik yaptırımlar getirilmesini istediler.
İki senatör o günlerde yaptıkları açıklamada şöyle demişlerdi:
“Türkiye başta Kobani şehri olmak üzere sınır boyunca askerden arındırılmış bir bölge teklifi de dahil ateşkesi uzatmayı reddetti. Türkiye’nin ele alınabilecek bazı meşru güvenlik kaygıları olsa da bu gelişmeler bölgesel güvenliğe zarar vermektedir ve ABD buna seyirci kalamaz.
Dün SDG Generali Mazlum Abdi’yle görüştük ve Suriyeli Kürt ortaklarımıza olan desteğimizi bir kez daha yineledik. ABD sürekli bir ateşkes ve silahtan arındırılmış bir bölge için baskı yapmak üzere elindeki tüm araçları derhal kullanmalıdır.
Türkiye bu şartları derhal kabul etmezse 2019’da ortaklaşa sunduğumuz tasarıya benzer iki partili yaptırım yasasını bu hafta sunmayı planlıyoruz.”
Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisi, Suriye’deki PKKYPG unsurlarının Türkiye’ye karşı korunması konusunda kararlı bir politika sürdürüyorlar.
- PKKYPG’YE DESTEK TRUMP’TA DA SÜRECEK…
Senator Chris van Hollen’ın sorusu şöyleydi:
“Türkiye’den Erdoğan, sözde SNA’nın ortaklarımız olan Kürtlere yönelik saldırılarını destekliyor… Kürtlerle ortaklığımızı tanıdığınızı biliyorum. IŞİD’e karşı mücadelede ortağımız olan SDG’yi desteklememiz gerektiğini düşünüyor musunuz?”
Marco Rubio’nun cevabı ise Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinin beklentisi doğrultusundaydı:
“Kesinlikle. Ayrıca büyük bir fedakarlık ve tehditle IŞİD savaşçılarını hapse atan ortaklarımızı terk etmenin bazı sonuçları olacağını da kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. IŞİD’i çökertebilmemizin nedenlerinden biri de onları hapishanelerde barındırmaya istekli olmalarıydı ki bu onlar için büyük bir kişisel tehditti.”
Suriye’deki belirsiz durumun bir fırsat da olabileceğini söyleyen ancak yönetimdeki yeni kişilerin FBI’ın sicil kontrolünden geçemeyecek, geçmişleri de ABD’yi rahatlatacak türden olmadığına dikkat çeken Rubio, “Bununla birlikte, mümkünse, IŞİD’in oyun alanı olmaktan çıkmış, Hristiyanlar dahil dini azınlıklara saygı gösteren, Kürtler’i koruyan ve aynı zamanda İran’ın terörizmini Hizbullah’a yayabileceği ve Lübnan’ı istikrarsızlaştırabileceği bir araç olmayan bir Suriye’ye sahip olmak ABD’nin ve Ortadoğu’daki hemen hemen her ulus devletin ulusal çıkarına olacaktır” dedi.
VOA’nın aktardığına göre ABD’nin Suriye’ye yönelik “Sezar yaptırımları”nın Esat rejiminin çöküşüne pek çok açıdan doğrudan katkıda bulunduğu değerlendirmesini yapan Rubio, “Şu anda artık var olmayan ama yine de hükümete karşı bu yaptırımların yürürlükte olduğu ilginç bir durumda buluyoruz” dedi.
Rubio, yaptırımların yürürlükte kalıp kalmayacağı konusunu Suriye’deki fırsatlar açısından değerlendireceklerini söyledi.
“Şu an Kürtler’le ilgili çok zayıf bir ateşkes mevcut”
Bu fırsatın önünde yeni yöneticilerin dışında birtakım güçlükler olduğunu, bunlardan birinin de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve niyetleri olduğunu söyleyen Marco Rubio, “Şu an Kürtler’le ilgili çok zayıf bir ateşkes mevcut. Bunun sürdürülmesi önemli. Bence Erdoğan’a, bu oturum üzerinden de, ABD’de iktidarın el değiştirmesini, var olan anlaşmaları ihlal etmek için kullanabilecekleri bir fırsat olarak görmemesi gerektiği mesajını erkenden vermek önemli” diye konuştu.
“Şu anda Suriye’de istediğimiz şey istikrar. Böylece Lübnan, İsrail, Gazze’deki durum ve daha geniş Ortadoğu üzerinde etkisi olacağından dolayı farklı bir dinamik getirmek için ne gibi fırsatlar olduğunu araştırabiliriz” diyen Rubio ABD bunu yapmazsa, Suriye’den kovulan Rusya ve İran’ın bir noktada geri döneceği uyarısı yaptı.
Kaynak: M5