“Orantısız Güç” aslında, güç değildir… - M5 Dergi
GündemÖne Çıkan

“Orantısız Güç” aslında, güç değildir…

Abone Ol 

Küresel sistemin karşı cephelerinde görülseler de, İsrail ile Rusya’yı birleştiren ortak bir kimlik var: İntikamcı strateji!.. Bu Rusya’ya ait kimlik, Çeçenistan ve Suriye’den sonra Ukrayna’da da kentlerin yok olmasına neden oldu. Gazze’de yaşanılanlar ise, farklı tarih ve kültürleri temsil etseler de bazı devletlerin ortak yönlerini ortaya koyuyor.

Batı Asya’nın iyi haber alan Arap kaynakları, Gazze’ye hakim Hamas örgütünün 7 Ekim 2023 Cumartesi günü gerçekleşen kanlı baskına tam 4 yıldır hazırlandığını belirtiyorlar.

Zaten, örgütün Lübnan’da sürgünde yaşayan liderlerinden Ali Barakah, bir televizyon programında bunu “Tam 2 yıldır bugüne hazırlanıyoruz. Çok az kişinin bildiği bir hazırlıktı bu, baskına katılan birliklerin komutanları bile son ana kadar nereye gittiklerini bilmiyorlardı, tam 2 yıldır silahımızı, roketlerimizi hazırladık ve bu savaşı sonuna kadar sürdürecek kabiliyeti elde ettik” sözleriyle sergiliyordu.

Hamas liderinin 2 yıl dediği sürenin 4 yıla uzaması, onun da hazırlıkların son bölümünde gelişmelerden haberdar olduğunu gösterebilir.

Gerçek şudur: İsrail kendine aşırı güven duygusundan kaynaklanan rehavet ve uzman kadrolarının yanlış analizleri sonucunda beklenmedik ölçüde ağır bir baskın yaşadı.

Kuşkusuz, ortaya çıkan tablo, Hamas açısından da şaşırtıcıdır. Yine Lübnan’da mukim bir Hamas yetkilisinin “Biz aslında daha dar bir harekat planlamıştık, hedefimiz, yüksek miktarda rehine almak, onları Gazze’ye getirmek ve İsrail cezaevlerinde tutulan Filistinli tutsaklar ile değiştirmekti. Fakat karşımızda ordu olarak bir kağıttan kaplan gördük, harekat bugünkü boyutuna ulaştı…” sözleri işin bu yönünü göstermesi bakımından önemliydi.

Mısır istihbaratının söz konusu baskından üç gün önce İsrail istihbaratını uyarıp, “Gazze merkezli olağanüstü gelişmeler bekleniyor, dikkatli olun” uyarısının kulak ardı edilmesi, hatta, MOSSAD’a has bir kibirle, “Gazze’de işler yolunda, biz asıl saldırıyı Batı Şeria’dan bekliyoruz” denilerek cevaplanması da tarihe not olarak düşülmeli…

İsrail’in hükümet yanlısı olmayan yayın organları, yaklaşık 1.400 İsrail vatandaşının ölümünden doğrudan Başbakan Benjamin Netanyahu’nun sorumlu olduğunu vurguluyor, yapılan kamuoyu yoklamaları da, İsrail halkının büyük çoğunluğunun Netanyahu’nun derhal istifa etmesinden yana olduğunu ortaya koyuyor…

Bu durum, insanlığın Gazze’de büyük bir trajediyi yaşamasına neden oldu. Çaresiz bir siyasi kadro, düştüğü durumdan kurtuluşu, “intikamcı” kimlikle daha çok kan akıtarak ve bu yolla kendisine dönük tüm eleştirileri bir şekilde göğüslemeyi, “orantısız güç” kullanmakta buldu.

RUSYA İLE YAŞANILAN BÜYÜK BENZERLİK

Rusya lideri Vladimir Putin, Sovyetler Birliği derin yapılanmasının içinden gelen bir karakter ve Rusya Federasyonu’nun yeniden yapılandığı dönemin lideri Boris Yeltsin’in yol vermesi, hatta zorlamasıyla bugün oturduğu koltuğa doğru yürüdü…

Siyasi yaşamını belirleyen ana unsur ise, Çeçen Harbi’nde gerçekleştirdiği büyük katliam oldu.

Vladimir Putin, Rusya merkezi devlet otoritesine kafa tutacak tüm unsurların tarihte ender görülen şekilde ağır bir ceza ile karşılaşacağını, 1999-2000 hattında Çeçenistan’ın başkenti Grozni’yi yıkıp 400 bin masum insanı öldürerek sergiledi.

Rusya’nın “Grozni Modeli” olarak adlandırılan sivil alanda muharebe stratejisi, başkaldıran bir şehri kuşatma, topluca yok etme ve yeniden yapılandırarak yönetme esasına dayanmaktadır.

Bu savaş stratejisini insanlık, Rus savaş uçaklarının birer moloz yığınına çevirdiği Suriye kentlerinde de yaşadı!..

Ruslar ve Yahudiler, tarih içinde birlikte yaşamış ama çok farklı tarihsel birikim, kültürel yapıya sahip iki toplum…

Bu iki toplumun günümüzde olaylara yön veren devletlerinin aynı svaş stratejisinde buluşması dikkat çekicidir.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, Putin 2000’lerin başında Grozni’de, Suriye’nin kültür hazinesi Halep’in de ya da günümüzde Ukrayna kentlerinde ne yaptıysa, aynısını Gazze’de yapma yolundadırlar…

BATI BU KANI UZUN SÜRE TAŞIYAMAZ

Hamas saldırısı sonrasında yaptıkları açıklamalar ile İsrail ordusunun Filistinli masum insanlar üzerinde katliam yapmasına kapı aralayan Batılı devletler, en yakın müttefiklerini yöneten siyasi kadronun “Putinleşmesi” karşısında ne yapacaklar?

Batı’nın geldiği nokta bu soru işaretidir!..

Rusya liderinin, İsrail’in Gazze’de elektrik, su ve gıda sevkiyatını kesmesini, artan bombardımanını “Bizlere 2’nci Dünya Savaşı’ndaki Leningrad kuşatmasını hatırlattı” diyerek yorumlaması, izah edilmesi çok zor bir ironidir ama, sonuç itibariyle Batı cephesinde “katliamcı” kimlik olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Nitekim, Amerikan yönetiminin İsrail’in Gazze saldırılarını başlatmasından bir hafta sonra “artık yeter” noktasına gelmesi ve Başkan Biden’ın “Gazze’ye dönük kara harekatına karşıyım” sözleri dikkat çekicidir…

Netanyahu ve ekibinin yaşadıkları ağır siyasi travma sonucu Gazze’ye dönük olarak başlattıkları “orantısız güç” kullanımı giderek, ters tepen ve ağır yargılanan bir sürecin de doğmasına neden oldu…

Kendisini her fırsatta, Batı Asya’nın (Ortadoğu) “tek demokrasisi” olarak tanıtan İsrail, “demokratik toplumların intikamcı olamayacağı” gerçeğini unutmuş görünüyor.

İntikam ve buna bağlı olarak katliamlar ile “demokratik toplum yapılarının” bir araya gelmesi 21’nci yüzyılın kolay yaşanamaz, her yönden ağır bir yüzyıl olmasına yol açacaktır.

Görülen “orantısız gücün” aslında güç olmadığıdır…

Ardan Zentürk

M5 Genel Yayın Yönetmeni

 

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close