Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile gerçekleştirdiği Grönland konulu telefon görüşmesinden sonra patlak veren kriz çeşitli cepheleriyle değerlendiriliyor.
Trump’ın Danimarka’nın kadın başbakanına çok ağır sözler ile yüklenmesi sonrasında Danimarka, Grönland savunmasının NATO standartları çerçevesinde yeniden yapılanması kararı aldı ve özellikle bu adadaki askeri amaçlı da kullanılan havalimanının F-35’lerin iniş-kalkışına uygun hale getirilmesi için çalışmalarını başlattı.
Trump-Frederiksen telefon görüşmesinin kavgalı sözlerinin Financial Times tarafından sızdırılmasından sonra gelişmeyle ilgili en ilginç yorumlardan biri Amerika’nın önde gelen savunma ve strateji yayın organı The War Zone (Savaş Bölgesi)’nin kurucu editörü Tyler Rogoway’den geldi.
Rogoway X sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Başkan Trump’ın istediği anda, Danimarka’nın elindeki F-35 savaş uçaklarını “kilitleyebileceğini” söyledi:
“Trump, Danimarka’nın F-35’lerinin anahtarlarını elinde tutuyor. Destek olmadan uzun süre uçmazlar, özellikle de o jet. ABD’nin silah ihracatı için iyi olmazdı, ancak hangi müşteri ülkesi olursa olsun her zaman var olan bir kaldıraçtır.
Ve evet, yasal mücadeleler ve bununla birlikte gelen her şey olacak. Diğer şekillerde büyük bir düşüş olacak, ancak bu kritik bir varlık.
Ve hayır, kesinlikle bunu önermiyorum, bu gerçek. Olası değil ama mümkün. Başka bir kaldıraç.
Bunun devamında Kanada 78 adetlik F-35 siparişini gözden geçirebilir. Diğer siparişlerde de ciddi sorunlar doğabilir. Ama bu, Amerika için özel bir kaldıraçtır..”
Amerika’nın önde gelen savunma ve strateji uzmanlarından birinin bu kadar net bilgi vermesi, dünyada F-35’lere dönük tartışmaların alevlenmesine yol açtı.
F-35’lerin her kalkışlarında pilotların yapay zeka tarafından kendilerine iletilen bir şifreyi giriyor olmaları, zaten, bu uçaklarını asıl anahtarının Amerika’nın elinde olduğu tartışmalarını ortaya çıkarmıştı.
- TARTIŞMAYI GÜNEY KORELİ PİLOTLAR BAŞLATTI…
F-35 savaş uçaklarının şifreleme sistemi üzerinden doğrudan Amerika’ya bağlı olduğu yönündeki bilgi, ilk olarak 2022 yılında Güney Kore savaş uçağı pilotlarının ülkenin tanınmış bir savunma sanayi blogerına yaptığı açıklamayla öğrenildi. Güney Koreli pilotların “Amerika’dan şifre gelmeden görev yapamıyoruz. Bırakın havalanmayı, o şifre gelmeden ön yükleme bile yapamıyoruz. Bu uçaklarla birlikte aslında Güney Kore’nin savunması doğrudan Amerika’nın kontrolüne geçti” sözleri dikkat çekiciydi.
Bu açıklamalardan kısa bir süre sonra, Güney Kore Hava Kuvvetleri, F-35 savaş uçaklarında 11’inin hangarlarında anlaşılamayan bir şekilde kilitlendiğini ve uzun süre devre dışı kaldıkları açıkladı. Açıklamada, ABD ile Güney Kore arasındaki data iletişim hattının yeniden yüklenmesi ve bu hattan gelen yeni şifreler sayesinde sorunun çözüldüğü de vurgulandı.
- BEYAZIT KARATAŞ ŞİFRE KONUSUNDA ÖNCEDEN UYARMIŞTI…
Güney Kore’de yaşanılan bu olaydan yaklaşık bir yıl önce, Şubat 2021’de, Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Türkiye’nin F-35 almaması gerektiğini, özel şifreleme sistemi üzerinden esas olarak bu uçakların Amerika’nın kontrolünde bulunduğunu söylemişti:
“Amerikan yönetiminin Türkiye’yi F-35 programından çıkarma kararı aslında bir şanstır. Milli savunma açısından Türkiye’nin bu projede ısrarlı olmaması daha doğrudur. F-35 bir tür uçan bilgisayardır, F-35’ler şifresi Amerika’da olan birer balondur…”
“F-35 alımı, milli lojistik sistemimizi de yerle bir edecek kimlik taşımaktadır. Çünkü bu uçakların işletimi bir anda Türkiye’nin dışına çıkacaktır. Uçağın sahip olduğu kısa adıyla ALİS olan Otonom Lojistik Bilgi Sistemi. Türk Hava Kuvvetleri’nin harekat ve eğitim, bakım ve ikmal zincirinin tamamını kontrol edecek birliklerimizin tüm bilgileri Türkiye’ye paralel olarak söz konusu şirketin Amerika’daki bilgisayarında depolanacaktır.”