Mısır-Katar ikilisinin arabuluculuğunda Hamas ile sağlanan ateşkesi bir an önce sonlandırıp bu bölgedeki savaşa devam etmek isteyen İsrail, bölgeyi yakından izleyen uzmanları şaşırtmayan bir tercihle, etnik temizlik politikasını işgal altındaki Arap toprakları Batı Şeria’ya taşıdı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Pazar günü yaptığı açıklamada, bölgede 21 Ocak itibariyle başlatılan anti-terör harekatının en az bir yıl sürmesinin planlandığını ve son terörist de etkisiz hale getirilmeden sonlanmayacağını duyurdu.
İsrail, bölgedeki harekatının merkezini oluşturan Cenin kampı çevresine 23 yıldan bu yana ilk kez ağır muhabere tanklarını soktu. İsrail tankları, bölgeye son olarak İkinci İntifada döneminde 23 yıl önce Batı Şeria’ya girmişlerdi.
40 BİN FİLİSTİNLİ TEHCİR EDİLDİ
Dünya, Gazze’deki senaryonun Batı Şeria’da da yaşanmasının endişesini taşırken, İsrail Savunma Bakanı İsrael Matz, yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun bölgedeki 40 bin Filistinli’yi tehcir ettiğini onayladı.
Katz’ın itirafı, IDF’nin son haftalarda The New York Times ve CNN’in ayrı ayrı yayınladığı haberlerin ardından 40.000 rakamını defalarca reddetmesinin ardından 180 derecelik bir dönüş oldu.
Hatta Pazar günü IDF kaynakları Katz’ın iddialarını yalanlayarak The Jerusalem Post’a , Katz’ın BM Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın güvenilir olmayan verilerini kullandığını söyledi.
Ayrıca IDF kaynakları, Post’a, ordunun son haftalarda tekrarlanan taleplere rağmen paylaşmadığı ilk gerçek IDF tahminini verdi ve operasyon sırasında Cenin, Tulkarm, Nur Şems, Tubas, Kabatiya ve kuzey Samaria’nın diğer bölgelerini merkez alarak yaklaşık 13.000-14.000 Filistinlinin tahliye edildiğini söyledi.
Ayrıca, IDF kaynakları Katz’ın açıklamaları karşısında hazırlıksız yakalandıklarını ve medyada açıklamayı görene kadar onun böylesine kışkırtıcı bir tavır takınacağını bilmediklerini belirttiler.
Filistinli sivillerin zorla göç ettirilmediğini ve yakında evlerine dönmelerine izin verileceğini söyleyen IDF’nin aksine Katz, İsrail’in “[Filistinli] sakinlerin geri dönmesine veya terörün yeniden canlanmasına izin vermeyeceğini” söyledi.
Savunma bakanının açıklaması, Filistinli teröristlerin, muhtemelen Tulkarm bölgesinden olmak üzere, Perşembe gecesi Bat Yam bölgesinde beş otobüsü havaya uçurma girişiminden sadece birkaç gün sonra geldi. Çeşitli akıllıca hamleler ve şans sayesinde saldırıların planlandığı gibi gerçekleşmesi önlendi ve can kaybı yaşanmadı.
Katz, Batı Şeria’daki Bat Yam terör saldırılarının ardından İsrail’in Filistinlilere karşı ne kadar sert davrandığını anlatarak halkın daha sağ kanadını etkilemeye çalışıyor gibi görünüyor.
BATI ŞERİA’DAKİ TANKLAR
Bu açıklama, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Batı Şeria’da onlarca yıldır görülmemiş sayıda ve daha saldırgan yöntemlerle tank kullandığını doğrulamasının hemen ardından geldi.
Ancak tank kullanımı, IDF ile Filistinli teröristler arasında daha patlayıcı çatışmalara yol açabilecek saldırgan bir hareket olmakla birlikte, hiçbir şekilde uluslararası hukuku ihlal etmez.
Öte yandan, birçok gözlemci, İsrail’in gerçekten de 40.000 Filistinliyi tahliye edip, evlerine dönmelerini önemli bir süre engellemiş olması durumunda, bunun Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde yeni bir büyük savaş suçu teşkil edebileceğini, zira mahkeme daha önce İsrail-Hamas Savaşı’nın yürütülmesiyle ilgili olarak Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
Pazar günü ilerleyen saatlerde Katz’ın ofisi, onun sayılarının ve pozisyonlarının bu konulardaki IDF’nin tutarlı pozisyonlarıyla neden çeliştiğine ilişkin sorulara yanıt vermedi.
Ancak Katz, Pazar gecesi IDF subaylarının eğitim töreninde yaptığı konuşmada, İsrail’in terör dalgalarının henüz ortadan kaldırılmadığı şüphesi bulunan köylere çok sayıda Filistinli sivilin dönmesini engelleyeceğini yineledi.
Savunma Bakanı ayrıca, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) on yıllardır uzun süreli kalmadıkları Cenin’in bazı bölgeleri gibi belirli bölgelerde belirsiz bir süre daha kalacağı yönündeki son açıklamalarını yineledi.
İsrail’in önde gelen insan hakları kurumu, Barış Şimdi Hareketi, Yüksek Planlama Konseyi’nin işgal altındaki Batı Şeria’da 1.170 yerleşim biriminin inşasına yönelik bir planı çarşamba günü onaylamaya hazırlandığını açıkladı.
YERLEŞİMCİ TERÖR ARTTI, EVLER YIKILIYOR, YAKILIYOR
Açıklamada, “İsrail hükümeti, hafta hafta ve gün be gün geleceğimiz için ne öngördüğünü açıkça ortaya koyuyor: kalıcı yasadışı işgal, apartheid, mülksüzleştirme ve şiddetin olduğu bir gelecek. Yerleşim birimlerinin bu şekilde onaylanması İsraillilere veya Filistinlilere güvenlik getirmeyecek; aksine, çatışmayı derinleştirecek, şiddeti körükleyecek ve siyasi bir çözümü daha da uzaklaştıracak. Bu pervasız genişleme politikası çok geç olmadan durdurulmalı” denildi.
Bu arada, Tulkarm’daki Nur Şems Kampı Komitesi, İsrail’in mülteci kampına yönelik saldırılarını kınayarak, saldırının başlamasından bu yana 9 binden fazla kişinin kampı terk etmek zorunda kaldığını bildirdi.
Komite, İsrail’in sivil altyapıyı sistematik olarak hedef aldığını belirterek, “İşgal, saldırının başlangıcından bu yana kamptaki 10’dan fazla evi yıktı” ifadelerini kullandı.
Ayrıca İsrail güçlerinin Nur Şems’in “altyapısını tamamen tahrip ettiği” ve kampın harabeye döndüğü doğrulandı.
İşgal güçlerinin desteğindeki İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria’da El-Halil’in güneyindeki Yatta’nın doğusundaki Ebu Şaban köyünde bir tarım yapısını ateşe verdi.
İsrail’in Masafer Yatta’daki yerleşimci genişlemesine karşı çıkan aktivistlerden Usame Makhamreh, Filistin medya kuruluşu Wafa’ya yaptığı açıklamada, askeri koruma altındaki silahlı yerleşimcilerin Ali Ayeş Karaiş’e ait mülkü ateşe verdiğini ve üzerine ırkçı sloganlar yazdığını söyledi.
Makhamreh, bunun Filistinlileri Masafer Yatta’dan uzaklaştırmak için sürdürülen bir çabanın parçası olduğunu ekledi. Günler önce, yerleşimciler başka bir sakinin aracını yaktı, evini ırkçı grafiti ile boyadı ve başka bir ailenin evine saldırmaya çalıştı.
Cenin Belediyesi de İsrail güçlerinin Cenin mülteci kampında 120 evi tamamen yıktığını, düzinelerce evi de ağır hasara uğrattığını bildirdi.
İsrail işgali, devam eden baskının bir parçası olarak Cenin ve çevre köylerdeki sakinleri hedef alarak toplu tutuklama kampanyalarını da yoğunlaştırdı.
YERLEŞİMCİ FAŞİSTLER MESCİD-İ AKSA’YLA SALDIRDI
Filistin haber ajansı Wafa, onlarca İsrailli yerleşimcinin pazartesi sabahı Fas Kapısı’ndan Mescid-i Aksa avlusuna girdiğini bildirdi.Bu arada İsrail’de Ramazan ayında Mescid-i Aksa’da Müslümanların ibadetlerini sınırlandırma çağrıları artıyor.
Kaynak: M5
