Amerikan Başkanı Donald Trump’ın her jeopolitik krizi, sonuca bağlanmayı bekleyen bir gayrımenkul anlaşması olarak görmesi (bunu Gazze’de net olarak sergiledi) Putin’in sürdürdüğü cinayetleri durdurmak için zaten çalmış olduğu toprakları elinde tutmasına izin veren bir anlaşmayı benimseyebileceği korkusunu Avrupa’da yarattı. Avrupalı liderler, Ukrayna topraklarında bir Avrupa gücü konuşlandırılmasında prensipte bir anlaşmaya vardılar fakat bu sürecin Amerika’sız olmayacağı görüşü ağırlık kazandı…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çağrısıyla Elize Sarayı’nda bir araya gelen Avrupalı liderlerin ana endişesi, Suudi Arabistan topraklarında Rusya ile masaya oturan Amerikan yönetiminin, Trump’ın beklentileri doğrultusunda şartları sallantıda, gelecekte Avrupa için büyük bir güvenlik endişesi yaratacak hızlı bir ateşkes çözüme yönelmesiydi.
Bu tür bir endişeyi en derin şekilde yaşayan ismin, yüksek ihtimal, 23 Şubat’ta yapılacak genel seçim sonrasında makamından ayrılması beklenen Alman Şansölye Olof Scholz’un olması dikkat çekiciydi. Scholz, İngiltere ve Fransa’nın ağırlıklı olarak, Ukrayna’da gerçekleşecek bir ateşkese Avrupa’nın asker göndererek destek olması konusunu ele almalarına açıkça karşı çıktı: “Savaş orada bütün vahşetiyle devam ediyor. Ortada bir ateşkes yok, olup olmayacağını bile bilmiyoruz. Putin’in kanlı saldırıları sürüyor. Bu aşamada, bir ateşkes sonrasını konuşmayı uygun bulmuyorum. Avrupa için zor bir durum yaşıyoruz. Ukrayna’da kalıcı barışı garanti eden sürece hayır diyemeyiz ama bu barış Ukrayna’nın dahil olduğu bir süreçte, onun onaylayabileceği bir barış olmalıdır. Avrupa Ukrayna’yı sonuna kadar desteklemelidir. Bu aşamada ateşkes gibi bir kavramın ve hele devamının tartışılmasından rahatsız oluyorum…”
İNGİLİZ-FRANSIZ HAZIR AMA ABD’SİZ OLMUYOR
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupalı liderler arasında, yaklaşık bir yıl önce Ukrayna’ya gerekli halde asker göndermeye hazır olduğunu söyleyen ilk lider kimliğini taşıyor. Bir ateşkes halinde, temas sınırlarını korumaya alacak bir Avrupa gücüne ihtiyaç duyulacağını her zaman belirten Macron, bu kararlılığını da sürdürüyor.
Üç saat süren zirvenin ardından konuşan İngiltere Başbakanı Keir Starmer ise, “Avrupa rolünü oynamalı ve kalıcı bir barış anlaşması olursa diğerlerinin yanında İngiliz güçlerini de sahada görevlendirmeyi düşünmeye hazırım. Ancak bir ABD desteği olmalı, çünkü ABD’nin güvenlik garantisi, Rusya’nın Ukrayna’ya tekrar saldırmasını etkili bir şekilde engellemenin tek yoludur” dedi.
Starmer’a göre, Ukrayna topraklarına yerleşecek bir Avrupa Gücü, temas noktalarından uzakta ve güvenlikli bir alana yerleşse bile, Rusya’nın füze gücü karşısında Amerikan hava savunma desteğine ihtiyacı olacak. Starmer’ın “Avrupa Gücü ancak Amerika tarafından yedeklenir ve desteklenirse, Rusya karşısında bir sonuç alabilir” sözleri, aslında Donald Trump’a, “Ukrayna’nın zengin toprak minarellerine el koyup çekip gidemezsin” mesajı niteliğindeydi.
Bu konuda daha net konuşan Olof Scholz oldu: “Amerika’nın Ukrayna barışı sağlama misyonundan çekilme işaretleri kabul edilemez. NATO, her zaman birlikte hareket etmemiz ve birlikte risk almamız, böylece güvenliğimizi sağlamamız gerçeğine dayanmaktadır. Bu sorgulanmamalıdır”
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Ukrayna ile Rusya arasındaki herhangi bir çözümün “geçmişteki hataları tekrarlamaması” ve Vladimir Putin’in gelecekte bir ara yabancı toprakları tekrar ilhak etmesine izin vermemesi gerektiğini vurguladı. Sánchez, barışı yeniden sağlama çabalarının “Avrupa projesini ve çok taraflı düzeni güçlendirmesi gerektiğini” söyledi.”Bu modeli düşünmeye başlamak için barış koşullarına hala sahip değiliz,” dedi Sánchez, İspanya’nın sahada asker göndermeyi taahhüt edip etmeyeceği sorulduğunda. “Herhangi bir güvenlik garantisi tüm müttefikler tarafından paylaşılan bir sorumluluk olmalı,” diye ekledi.
Zirveye bir saat geç katılan İtalyan Başbakan Meloni’nin Ukrayna’da görevlendirilecek ortak Avrupa gücü konusunda çekimser bir kimlik sergilediği de dikkat çekti. Meloni, bugünlerde Amerikan Başkanı Trump’a en yakın Avrupalı lider olarak tanınıyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de zirveye katıldı.
Von der Leyen ve Costa, koordineli bir mesajda, “Bugün Paris’te Ukrayna’nın güç yoluyla barışı hak ettiğini yeniden teyit ettik. Bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygılı, güçlü güvenlik garantileriyle bir barış,” dediler.
“Avrupa, askeri yardımın tamamını Ukrayna’ya taşıyor. Aynı zamanda, Avrupa’da savunmada bir artışa ihtiyacımız var.”
Kaynak: M5