Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinden PKKYPG saldırısı! Fidan: Harekatlar devam edecek… - M5 Dergi
GündemÖne Çıkan

Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinden PKKYPG saldırısı! Fidan: Harekatlar devam edecek…

Abone Ol 

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) güçlerinin Türkiye-Suriye sınırındaki yoğun yığınağı, özellikle Ayn-el Arab’a (Kobane) dönük geniş çaplı bir harekat hazırlığında olduğu bilgisi, Washington’daki İsrail lobisinin harekete geçmesine neden oldu. Katar’dan yayın yapan Al-Jazeera TV’ye konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Amerika’nın Suriye’nin bu bölgesiyle ilgili yeni bir formül bulması gerekiyor, bizim güvenlik endişelerimiz ile harekatlarımız devam edecek” dedi.

İSRAİL’İN ELİ SURİYE’NİN KUZEYİNDE…

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın, muhalefet güçlerinin Şam’ı ele geçirip, diktatör Beşar Esed’i kaçmaya zorlamasından bu yana, ısrarla, “Suriye’deki Kürtler’in korunması” açıklamaları dikkat çekti. Bu açıklamalar Suriye’de yaşayan Kürt halkından çok, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) desteğinde ülkenin kuzey-doğusunda yapılandırılmış PKK/YPG unsurlarının korunsanı öngörüyor…
İsrail TSK-SMO ortak harekatlarıınn Münbiç’in de alınmasından sonra Ayn-el Arab, Rakka ve devamında Haseke hattında devam edeceğini anlamış durumda.


ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu gelişmeyi önlemekte ciddi zorluk yaşaması üzerine, Amerikan Kongresi’ndeki İsrail lobisinin iki önemli liderinidevreye sokmayı tercih etti: İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun güçlü dostu Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham ile yine aynı lobininin bu kez Demokrat Partili senatörü Chris Van Hollen, Haseke’deki YPG elebaşı Mazlum Abdi ile telefonda bir araya geldiler.
İki senatör yaptıkları açıklamada şunu söylediler:
“ ABD, Suriye’nin kuzey-doğusunda yaşanılan gelişmeleri oturduğu yerden, çaresiz olarak izleyemez. Kürt müttefiklerimizin bir saldırı altında kalmasına izin veremeyiz. Türkiye’nin bu saldırılarını önlemek öncelikli gündemdir ve bu politikanın devamı halinde Amerikan Kongresi’nde iki partinin uzlaşması ile Türkiye’ye karşı geniş bir yaptırımın devreye sokulması esastır.


TSK-SMO ortak harekatının kaçınılmaz hale gelmesinden sonra elebaşı Mazlum Abdi, özellikle Washington başta, Batılı başkentlerdeki güçlü İsrail lobisinin elini güçlendirmek için, Ayn-el Arab’ın silahtan arındırılmış bölge olmasını ve uluslararası bir gücün katkısıyla Türkiye’ning üvenlik endişelerinin giderilmesini talep etmişti.


Lindsey Graham ise, önceki açıklamalarında Türkiye’nin PKK/YPG’yi tasfiye etme politikasının İŞİD’i yeniden canlandıracağını ileri sürmüştü.

HAKAN FİDAN: AMERİKA İLE ÇATIŞMAK İSTEMİYORUZ AMA…

NATO ülkeleri Türkiye ile ABD’yi karşı karşıya getiren gelişmeler konusunda Dışişleri Bakanıı Hakan Fidan AlJazeera TV’ye önemli açıklamalarda bulundu.


Fidan’ın özellikle, “ABD’nin YPG’yi destekleyerek bir terör grubunu desteklediğini düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Evet” yanıtını vermesi ve bunun ABD’li yetkililere defalarca, açık açık hatırlatıldığını vurgulaması dikkat çekiciydi.


Bakan Fidan, “Peki bu politika değişmezse, bu sizi Amerika Birleşik Devletleri ile özellikle de iktidara gelen yeni yönetimle bir çarpışma rotasına sokar mı?” sorusuna da, şu yanıtı verdi:
“İşte bu tam da bizim yıllardır kaçınmaya çalıştığımız şey. Bir yandan terör tehdidi ile mücadele ettik, diğer yandan da ABD ile karşı karşıya gelmemeye özen gösterdik. Bu amaçla Suriye’deki Amerikan güçleriyle bir çatışmasızlık mekanizması kurduk. Böylece terörist hedeflere yönelik operasyonlarımızı, istihbarat ve askeri operasyonlarımızı yürütürken aynı zamanda Amerikalılarla çatışmasızlığı sağladık. Yani diplomatik ve askeri açıdan zorlu bir işti ama şu ana kadar buraya getirdik, ama her zaman büyük bir çatışma riskini göze alarak, çünkü dediğim gibi, onların orada varlığı var, bizim de orada varoluşsal tehdidimiz var. Dolayısıyla şu an her iki taraf da bu sorunun farkında. Buna uygun adımlar atıyoruz. Başkan Trump ilk döneminde bu politikalardan vazgeçilmesi için birkaç kez talimat vermişti ama maalesef o zaman kimse onu dinlemedi.”
ABD’nin, Türkiye’den YPG’ye karşı büyük bir saldırı başlatmaması talebinde bulunduğu iddialarına yönelik, “DEAŞ ilgili operasyonların aksamaması konusunda hep bir vurgu var. Ancak bizden, kendimize yönelik terör tehdidini ele almamamızı isteyemezler. Zaten böyle bir şeyi dinlemeyiz. Bunu yapamazlar…” yanıtını verdi.


Fidan, başka bir yol bulunması gerektiğini, Türkiye’nin operasyonlara devam edeceğini vurguladı.

“Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Türkiye için önemli bir tehdit oluşturduğunu” belirten Fidan, şunları kaydetti:
“SDG tanımı onların gerçek kimliğini doğru yansıtan bir tanımlama değil. Zira onlar orada esasen bir terör örgütü olarak bulunuyorlar. DEAŞ ile mücadele, tek başına bir iyilik göstergesi olamaz. Zira orada farklı devletler ve farklı gruplar da oldu, farklı nedenlerde bunların her biri DEAŞ ile mücadele etti. YPG, esas itibarıyla PKK’nın uzantısıdır. Saflarını Türkiye, İran, Irak ve Avrupa ülkelerinde gelen uluslararası yabancı terörist savaşçılarla doldurmuş bir örgüttür. Ama Batılı dostlarımız, YPG’nin esasen PKK’nın uzantısı olduğu gerçeğini ne yazık ki görmezden geliyorlar.”
Bakan Fidan, “ABD Savunma Bakanı Ash Carter, 2016 yılında Kongre’de YPG ile PKK arasında bağlantı olduğunu itiraf etmişti. YPG ile PKK’nın aynı şey olduğunu açıklamıştı. ABD, PKK’yı terör örgütü olarak görüyor. Bu durumda ABD’ye, ana bileşeni YPG’den oluşan SDG’ye verdiği desteği kesmesi çağrısında bulunuyor musunuz?” sorusuna, Türkiye’nin, uzun süredir ABD’ye bu yönde çağrıda bulunduğu yanıtını verdi.

FİDAN: SDG’YE DÖNÜK HAREKAT YENİ YÖNETİMİN İŞİDİR”


Bu çağrılara yönelik tepkilere ilişkin Fidan, “Her şey aslında (ABD’nin eski Başkanı) Obama döneminde başladı. O zaman bize yaptıkları açıklama, bunun geçici bir düzenleme olduğu yönündeydi” dedi.
Bakan Fidan, bunun Türkiye olarak ulusal çıkarlar açısından bir tehdit olduğuna dikkati çekerek, “Bölgedeki dengeler bozulsun istemiyoruz. Ancak ulusal çıkarlarımızı gözetmek ve korumak zorundayız. ABD ile bu konudaki görüşmelerimiz sürüyor” dedi.


Türkiye’nin Suriye’de askeri operasyon yapacağı iddialarına ilişkin soru üzerine, Şam’da yeni yönetim döneminin başladığını anımsatan Fidan, bu konunun öncelikle yeni yönetimin meselesi olduğunu ve bunun çözülmesi durumunda Türkiye’nin müdahalesine gerek kalmayacağını kaydetti.
Bakan Fidan, SDG’ye yönelik olası bir operasyona ilişkin, “Bu şu anda birincil olarak Şam’daki yönetimin konusudur. Onlar bu konuyu değerlendirdiklerinde gereğini yapacaktır. Bizim müdahil olmamıza gerek olmayacaktır” şeklinde konuştu. Fidan, Türkiye’nin, Suriye’nin iç işlerine müdahil olmayacağını, ancak Suriye’nin bütünlüğünü savunduğunu ifade etti. Fidan, yeni yönetimin Suriye’de tamamen kontrolü ele alması gerektiğini vurguladı.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close