Netanyahu'ya yakın Nagel Komitesi: "İsrail Türkiye ile olası savaşa hazır olmalı" - M5 Dergi
DünyaGenelÖne Çıkan

Netanyahu’ya yakın Nagel Komitesi: “İsrail Türkiye ile olası savaşa hazır olmalı”

Abone Ol 

Günümüzde “profesör” kartviziti taşıyan, yaşamının 40 yılını İsrail ordusunda hizmetle geçirmiş ve tuğgeneral rütbesinde emekli olmuş Jacob Nagel, merkezi Washington’da bulunan ve İngilizce adının kısaltılmış şekli FDD olarak anılan Demokrasileri Savunma Vakfı isimli düşünce kuruluşunun önde gelen isimlerinden biri olarak tanınıyor.

FDD, Türk kamuoyunun özellikle 15 Temmuz 2016 öncesinden başlayarak yakından tanıdığı, İsrail çıkarları için çalışan bir kurum. Daha sonra 2020 yılındaki Abraham Anlaşması ile resmiyet kazanan İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ittifakının ilk şekillendiği kurum olarak tanınıyor. 2001 yılında esas olarak BAE mali desteğiyle kuruldu, başlangıç itibariyle İsrail-BAE ittifakının anti-İran cephe oluşturması esası üzerinden çalışmalarını sürdürdü, daha sonra bu çalışmalara kararlı anti-Türkiye raporlar da eklendi.

İstihbarat kaynakları, FDD’nin Türkiye’ye karşı gerçekleşen 15 Temmuz 2016 saldırısının düşünce karargahı olduğunu buradaki uzmanların Türkiye’ye karşı başlatılan operasyonların “beyin ekibi” olduğunu belirtiyorlar.

Prof.Jacob Nagel, bağlı olduğu kurumun bu kimliği ve şahsi düşünceleri nedeniyle İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu tarafından İsrail ordusunun yeniden yapılanmasına dönük kurulan çalışma grubunun başına getirildi. “Nagel Komitesi” olarak adlandırılan bu grup İsrail ordusunun geleceğiyle ilgili raporunu açıkladı…

TÜRKİYE, İSRAİL İÇİN ARTIK SAVAŞILACAK GÜÇ

    Rapor, İsrail ordusunun mevcut doktrininin değişmesini öngörüyor. Rapora göre İsrail ordusu artık bir “caydırıcı güç” olmaktan, “karşı saldırı ve çevresinde büyüyen tehditlere karşı hızlı mukabele gücü” haline geçişi yapması gerekiyor. Komite raporunda İsrail savunma bütçesinin bundan böyle “saldırı amaçlı harekatların” gücünü garanti edecek ve ordu eğitimini savunma değil, saldırı amaçlı yeniden yapılandıracak şekilde harcanmasını da öngörüyor.

    Raporun detay bölümlerinde, Türkiye yakın gelecekte İsrail için İran’dan daha büyük bir tehdit olarak değerlendirildi.

    Nagel Komitesi raporunda bu konuda şu görüşler dikkat çekti:

    “Türkiye’nin eski Osmanlı coğrafyasında yeniden siyasi/askeri güç biriktirme ve kontrol sağlama hedefleri, Türkiye-İsrail çatışmasının doğmasına neden olacaktır…”

    “Suriye’deki askeri/siyasi fraksiyonların Türkiye ile kurmuş oldukları ittifaklar İsrail’in güvenliği açısından çok ciddi bir risk oluşturmaktadır. Türkiye tarafından desteklenen Suriye’deki güçler, bölge istikrarını bozacak politikalara sahiptirler. Bu nedenle Suriye’den kaynaklanacak tehditler, İran tehdidinden daha güçlü kimlik taşıma potansiyeline sahiptir.”

    “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürdürmekte olduğu ana politikalar, İsrail açısından uzlaşmaz çelişki (antagonistic) kimlik taşımaktadır.”

    İSRAİL SAVUNMA BÜTÇESİ ARTIRILMALI

    İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Savunma Bakanı İsrael Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e sunulan raporda, İsrail savunma bütçesinin önümüzdeki beş yıl boyunca her yıl 15 milyar NIS (yaklaşık 5 milyar Dolar) artırılması gerektiği, bu tür bir bütçeleme ile İsrail’in ancak, Türkiye tehdidi ile baş edebilecek bir ordu oluşturabileceği de vurgulandı.

    Netanyahu’nun raporun teslimi sonrasında yaptığı açıklamadaki şu cümle, Türkiye konusunda Komite ile aynı fikirde olduğunu işaret ediyordu:

    “Ortadoğu’da çok radimal değişimleri izliyoruz. Uzun yıllardır İran en büyük tehdit olarak değerlendirildi. Fakat artık yeni güçler de bu arenaya giriyorlar. İsrail olarak en olmayacak diye düşüünlen senaryoya hazırlıklı olmalıyız. Bu rapor İsrail’in geleceği için önemli bir yol haritası oluşturuyor.”

    TÜRKİYE İLE BAŞ EDEBİLMEK İÇİN ÖNERİLEN YAPILANMA!..

      Raporda, çok güçlü bir orduya sahip olan NATO ülkesi olarak Türkiye’ye karşı alınacak askeri önlemler de şöyle sıralandı:

      İleri teknoloji ürünü silahlanma ve alt yapı: Çok sayıda F-35 alımı, yeni tanker uçaklar filosu kurulması ve yeni uydu sistemleri İsrail’in uzun menzilli vuruy kabiliyetini artıracaktır.

      Hava savunma sistemi güçlendirilmesi: Çok katmanlı hava savunma sistemi esas olmalıdır. Bu çerçevede Demir Kubbe, Davut’un Sapanı, Arrow sistemi ile Demir Sinyal lazer savunma sistemi birleştirilmelidir.

      Sınır güvenliği güçlendirme: Her ne kadar Ürdün’den garanti alınmış olsa da İsrail’in Ürdün Vadisi’ndeki kara savunma sistemlerini en güçlü hale getirmesi, esas olarak düşünülmelidir.

      1982 ODED YİNON SİYONİST RAPORU SONRASI İLK

        1982 yılında gazeteci ve dönemin savunma bakanlığı danışmanı Oded Yinon tarafından kaleme alınan “(80’li Yıllarda İsrail İçin Güvenlik Stratejisi” raporunda kalıcı güvenlik için İsrail’in çevresindeki büyük Arap ülkelerinin parçalanması gerektiği savunulmuştu.

        Raporda isim olarak belirtilen ülkelerden Irak, Suriye, Libya, Yemen aradan geçen 40 yıl içinde bu akıbeti paylaştılar, İran ise, büyük darbeler yaşadı…

        İsrail, bu planda NATO ülkesi Türkiye’yi isim olarak belirtmemiş ama, Türkiye’nin bünyesindeki PKK bölücü terör hareketiyle doğrudan ilişkisi olduğu istihbaratı her zaman güçlü bir şekilde var olmuştu.

        Nagel Komitesi raporu, ilk kez, Türkiye’yi resmi olarak “düşman” olarak tanımlıyor.

        Türkiye’ye dönük yeni bir stratejinin devreye sokulacağın, İsrail dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın Haseke’deki PKKYPG elebaşı Mazlum Abdi ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD tarafından bölgede yapılandırılmış ayrılıkçı unsura tam destek vermesi ile belli olmuştu.

        Abone Ol 

        İlgili Yazılar

        Abone Ol 
        Back to top button
        Close
        Close